Odalar birliği operasyonu, sadece Gezi’nin intikamı değil. Kentsel dönüşüm, barajlar, köprüler, santrallere açılan davalara karşı yapıldı bu hamle...
Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği’nin imar projelerine onay verme yetkisi, bildiğiniz gibi ‘bir gece ansızın’ iptal edildi.
TBMM’de artık kaçıncısı olduğunu bilmediğimiz- torba yasa teklifleri sırasında, AKP çoğunluğuyla kabul edilen önerge Gezi Parkı’nın ‘intikamı’ olarak yorumlanıyor.
TMMOB’un, hem Taksim projesinin iptalinde hem de Taksim Dayanışması’ndaki aktif rolü nedeniyle cezalandırıldığı biliniyor. Ancak mesele ne Gezi’den, ne de TMMOB’dan ibaret...
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredilen ‘vize yetkisi’ aslında uzun zamandır meslek odalarının, sivil toplumun yetki alanını daraltan hamlelerin bir parçası.
Mesela ‘Gezi’den önce’, üçüncü köprü,
Ilısu barajı, nükleer santral gibi projeler için ÇED raporu zorunluluğu kaldırıldı. Danıştay üç defa iptal kararı verince Çevre Bakanlığı yönetmeliği değiştiriverdi.
Kendin pişir kendin ye!
Kamu kurumu niteliği olan TMMOB
ve ona bağlı odalar bir kitle örgütü gibi
hareket ediyordu... Türkiye’nin pek çok
yerinde, ama en çok İstanbul’da
çevre ve kent davası açtı.
Sadece Gezi Parkı değil, üçüncü köprü, nükleer santral davaları, AOÇ, Galataport ve başka özelleştirmelerin yargıya taşınmasında ‘odalar’ rol oynadı.
Tabii her şeyi tekelinde tutmak isteyen, her kazançlı projeyi sorgusuz sualsiz hayata geçirmek isteyen hükümet için, sinek küçük de olsa mide bulandırıyordu!
“Bu projelerin yargısal yolla denetlenmesi yoluyla, idarenin karar alma süreçlerine katılma yolu açıldı. Bu yol uzun süredir kapatılmaya çalışılıyordu” diyor
Fevzi Özlüer, Yeşil Gazete’de yayımlanan yazısında...
Nasıl? “Önce odaların dava açma ehliyetini sınırlandıracak mahkeme kararları hızla arttı. Yargısal denetim süreci, hukukun usul kurallarıyla tıkanmaya çalışıldı.
Ama bununla da yetinilmedi. Adalet hizmetleri paralılaştı. Çok önemli kent ve çevre davalarının fahiş bilirkişi ücretlerinin, dava masraflarının karşılanması konusunda aktif rol alan odaların mali
olanakları kısıtlandı.”
Muhalafet artacak
Son AKP hamlesi, sadece meslek odalarının değil, başka kurum ve kuruluşların da onay-vize yetkisini kaldırıyor.
Böylece, kentsel dönüşümden ‘çılgın projelere’, sivil toplumun zaten kısıtlı olan alanı iyice daraltıldı.
Ancak ‘odalar operasyonu’ toplumsal muhalefetin daha fazla artmasına ... Özlüer’in tabiriyle, mahkeme yoluyla hakkını arayamayanların ‘yeni direniş ve katılım mekanizmaları’ yaratmasına yol açacak.
Bunun anlamı, sokaklarda daha
fazla mesai harcaması. Neydi?
Bu daha başlangıç...
MİLYONLUK MANZARA!
- Gezi gündemiyle örtüşen bir sergi ve kitap: Milyonluk Manzara- İletişim Yayınları. Kentsel dönüşümün resimleri...
- Tanıl Bora, kitabın önsözünde şöyle diyor: “... Kentsel dönüşümün sadece ekonomik koşullarla sınırlı olmayan, tümüyle hayatı değiştiren bir etkisi var. İkametle hayatın başka alanları arasındaki bağları koparıyor.”
- İhsan Bilgin’in İstanbul, kentleşme, AKP politikalarına değindiği yazısı, arşivlik...
- Pınar Öğünç ve Turgut Yüksel, yoksullukla zenginliğin karşılaşmalarında yeni temas ve temassızlık noktalarına göz atıyor. Öğünç’ün yazısı, kitaba ilham vermiş olmalı: “Takdir edersiniz ki bir milyon dolar veren kimse bu manzaraya bakmak istemez.”
- Kitabın tohumunu atan, çok sevdiğimiz Nar Photos. Bu bağımsız, kolektif grup, belgesel fotoğraf dilini kullanarak kentsel dönüşüm manzaralarını göz önüne seriyor.
- Serra Akcan, Eren Aytuğ, Mehmet Kaçmaz, Tolga Sezgin, Saner Şen, Kerem Uzel’in olağanüstü etkili ‘kentsel dönüşüm’ fotoğrafları, sadece kitapla sınırlı değil neyse ki! Yarın 19.00’da, DEPO’da sergisi açılıyor.
- 30 Temmuz’a kadar açık kalacak ‘Milyonluk Manzara’, herkesi yakından ilgilendiriyor.
Adres: Tütün deposu, Lüleci Hendek Cad. No: 12 Tophane Beyoğlu / İstanbul
|