|
Bursa medyasında son aylarda ciddi kıpırdama oldu. Çalışanların özlük haklarının iyileştirilmesinin pek düşünülmediği kentimizde peş peşe yeni gazeteler açıldı. Bunlardan biri de Yeni Dönem'di. "Gazeteci" Salih Demirci'nin kurduğu Demirci Basın Yayın Gazetecilik Matbaacılık Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti gazetenin patronu gözüküyordu ama Demirci'nin bu çaplı bir işletmeyi dışarıdan destek almadan yürütecek ekonomik brikimininin olmadığı öne sürülüyordu.
Yeni Dönem'in sponsorları arasında Nİlüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli'nin olduğu da iddia ediliyordu. Kaleli, burada köşe yazarlığı da yapıyordu.
CHP'de görevden almayla ilgili gelişmeler Yeni Dönem'de, "CHP Özüne Dönüyor" manşetiyle çıkınca bu iddialar yeniden anımsandı.Kaleli ve Bozbey'in özlediği CHP, Yeni Dönem'in manşetiyle Bursa'ya duyuruluyordu adete... CHP'nin eskilerinden yeni İl Başkanı Erhan Sevimli, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü "liberal" ilan edebiliyor ve CHP'nin liberallerden oy olacağını iddia ediyordu. Yeni Dönem'in bu manşeti attığı gün köşe yazarı Yüksel Baysal, Sevimli'yi, " sağcı" olarak tanımlanıyordu.
Yeni Dönem'in manşeti ironi değilse CHP'nin yeni patronlarının partiye bakışını yansıtıyor. Eğer ironiyse bu gazetede editoryal bağımsızlık vardır ve bize de bu bağımsızlık için emeği geçenleri kutlamak düşer!
Yeni Dönem'in manşet haberinin devamı şöyleydi:
CHP Genel Merkezi tarafından Gürhan Akdoğan'ın yerine CHP İl Başkanlığı'na getirilen Erhan Sevimli CHP İl Merkezi'nde görevi Akdoğan'dan devraldı
CHP genel Merkezi tarafından göreve getirilen Erhan Sevimli, yaşanan bu değişiminin zorunlu olduğunu belirterek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir telefonu ile bu göreve davet edildiğini belirtti. Sevimli, "Reddedemezdim, görevi ortada bırakamazdık" dedi. Seçim öncesi durumun böyle gerekli olduğunu ifade eden Sevimli, spor karşılaşmalarında bazı oyuncuların iyi de olsa yedek kulübesine alınabileceğini söyledi. CHP'deki il yönetimindeki değişimi de bu şekilde açıklayan Sevimli, "Gürhan arkadaşımız sevdiğim biridir. Onunla da çalışacağız" dedi. Bir gazetecinin, "Bu bir kırmızı kart mı?" sorusuna, "Hayır değil yedek kulübesine alınma" diye yanıtlayan Sevimli, parti içi tartışmaları geride bıraktıklarını ve seçime yükleneceklerini söyledi.
MİLLİ MÜCADELEYİ ÖRNEK GÖSTERDİ
Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu koşulları Milli Mücadele yıllarına benzeten Sevimli, merkez sağa, liberallere yönelik açılımı bu çerçevede değerlendirdi. CHP'nin merkez sağa açılması ve merkez sağdan adaylar göstermesini Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında Mustafa Kemal'in Celal Bayar ile çalışmasını örnek göstererek açıklayan Erhan Sevimli, aday listesinin ikinci sırasında yer alan Turhan Tayan ile de 1960'lı yıllarda farklı partilerde de olsa birlikte demokrasi mücadelesi verdiklerini söyledi. "Biz merkez sağın oyunu da istiyoruz" diyen Sevimli, ülkenin bugün içinde bulunduğu noktada birlikte mücadeleye ihtiyaç olduğunu bunun da örneğinin Mustafa Kemal, İsmet İnönü ve Celal Bayar'ın birlikte çalışması olduğunu söyledi. Sevimli şöyle devam etti: "Bu gidişata dur diyebilmek için bizim orta sahada liberal, cumhuriyetçi, laik kadrolara ve oylara ihtiyacımız var. Atatürk’ün liberal yüzüyle ve CHP'nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatlarıyla bütün demokrat, liberal kesimlerin oylarını desteklerini, güçlerini CHP’ye bekliyoruz."
BU BİR BAYRAK YARIŞI…
"Bu bir bayrak yarışıdır. Ben bunun gerekçelerini size okuyabildiğim politikalar çerçevesinde analiz edeceğim” diyen sevimli sözlerine şöyle devam etti: “Gelişmeleri zaten biliyorsunuz. Benim kişiliğimi ve özgeçmişimi de biliyorsunuz. Böyle bir olayı yaşamak istemezdik. Yani ben de hep demokratik geleneklerle politika yaptım. Fakat şartlar bu hale getirdi. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bir telefonu ile görevi almak zorunda kaldım. Görevi yerde bırakamazdık. Ben size bu görevin gerekçelerini şöyle tanımlıyorum. Cumhuriyet… Kurtuluş Savaşı... Bugünkü gibi ülke kaynıyor. Ateş içinde her taraf düşman içeriye girmiş, milli mukavemet başlamış, Gemlik’ten Ayvalık’tan Manisa’dan, İzmir’den… Bunların içinde milli karakterde bir Galip Hoca var. Kimdir Galip Hoca. Celal Bayar’dır… Şimdi arkadaşlar düzenli ordular kurulup bir taraftan Kurtuluş Savaşı yapılmış, devlet Cumhuriyet tekrar kurulurken Atatürk, iki temel insanla çalışmıştır. Bir tanesi Sayın İnönü’dür. İnönü, devletçi ve keskin politikaları temsil eder. Bir tarafta da Celal Bayar vardır. O da ekonomiyi, özel sektörü, İzmir İktisat Kongresi’ni hatırlayalım. Bunların mimarıdır. Böyle bir tablo içinde Cumhuriyet ilerlerken, 1950 sonrası dünya şartları tek parti döneminde çok dönemine geçiyor. Kurtuluş Savaşı’nda Sovyetler'den büyük para ve silah desteği almamıza rağmen Atatürk, Türkiye’nin rejimini kurarken Sovyet sistemini bizim halkımız amele karakterli değil, köy kökenlidir diyerek yüzünü batıya döndürmüştür. Yani savaş verdiği bir dünyaya karşı yeni devletin ufkunu o tarafa çevirmiştir. Atatürk’ün CHP’si, ondan sonra İnönü’nün CHP’si bunları teferruatlı anlatmama gerek yoktur. Daha sonra Ecevit’in CHP’si gelmiştir.”
ATATÜRK'ÜN LİBERAL YÜZÜ…
Kılıçdaroğlu, yeni CHP’nin seçime yönelik politikalarını dizayn ederken, Atatürk’ün liberal yüzünden yararlanmak istediğini ifade eden CHP İl Başkanı Sevimli, “Yani DP’de, ANAP’ta DYP’de görev alan arkadaşlarımız onlar da bir siyasal savruluşun içinde oldular uzun süre. Bu gidişata dur diyebilmek için bizim orta sahada liberal, cumhuriyetçi, laik, kadrolara ve oylara ihtiyacımız var. Atatürk’ün liberal yüzüyle ve CHP’nin Genel Başkanı’nın Kılıçdaroğlu’ nun talimatlarıyla bütün demokrat, liberal kesimlerin oylarını desteklerini, güçlerini CHP’ye bekliyoruz” dedi.
YÜKSEL BAYSAL NE YAZMIŞTI?
Görevden alınan CHP İl Başkanı Gürhan Akdoğan, duygusal bir giriş yaparak başladı sözlerine…
Şöyle dedi:
“Anlar vardır… Hiç bitmeyecek sonu gelmeyecek sandığımız... Ama bir de bakarız ki, sonuna gelivermişiz. Yaşadığımız acı-tatlı günler film şeridi gibi bir bir gözümüzün önünden gelir geçer. Geriye sadece edindiğimiz tecrübelerin, bir de dostlukların kaldığını görürüz. Sonra yeniden başlamak ister, yeniden heyecan duyarız…
Siyaset de böyle bir duygu…
Ne kadar yorulsanız da yarım kalanları tamamlamak, topluma hizmet etmek amacıyla yeni hedefler koyar, yine yeniden başlama arzusunu yüreğinizin derinliklerinde hissedersiniz.
İşte bugün, bu duygularla, 2007 yılında görevi devraldığım Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanlığı görevimi bırakıyorum.”
XXXXXXX
İz bırakan bir il başkanıydı Gürhan Akdoğan…
Bu kente CHP’ye önemli katkılar yaptı.
Kirasını ödeyemeyen, dört bir yana borcu olan bir parti aldı, çağdaş koşullarda bir çalışma ortama yarattığı gibi ele-güne muhtaç olmadan, borçsuz-harçsız bir parti devretti.
CHP onun döneminde oyunu katladı.
Şimdi onun kuyusunu kazmış olan ekibin tamamını partiye kazandırdı.
Sena Kaleli, Kemal Ekinci, Erhan Sevimli, Dr. Bülent Aslanhan, Dr. Ceyhun İrgil, İlhan Demiröz ve daha pek çok etkili solcuya partinin kapılarını açtı.
XXXXXXXX
Kuşkusuz Genel Merkez’in haklı bazı nedenleri olduğunu da burada kaydetmek gerekiyor.
Çalışmayan bir il yönetimi, 13 Haziran’a hazırlık yapan bir yapı elbette hem milletvekili adaylarını hem de Genel Merkezi rahatsız ediyordu.
Yine de bu kararın anti demokratik olduğunu, seçimle gelenin seçimle gitmesinin en doğru yol olduğunun altını çizmek gerekiyor.
XXXXXXXX
Gürhan Akdoğan giderken, isim vermeden iki kişiye sitem etti.
Daha önce arkasında duran Kemal Ekinci ve Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey…
Bakın onlarla ilgili neler dedi:
“Bursa iline dönük bir operasyon bundan birkaç ay önce denenmiş, bugün listelerde yer alan bazı sözde sosyal demokratlar ‘seçimle gelen, seçimle gider diyerek tavır koymuşlardır.’ Milletvekili listelerinin yeni yeni şekillendiği listelerde aynı isimler Bursa listelerinde sağda siyaset yapmış biri listelere konursa birinci sıra adayı olsam bile istifa ederim diyecek kadar cesur tavırlar sergilemişlerdir. Ama şimdi bu uygulamanın yanında yer aldılar. Ancak unutulmamalıdır ki o günlerde Belediye Başkanı olarak görev yapan bazı isimler İl Başkanlığı için sağda siyaset yapmış isimleri önermişler, daha da ileri giderek bazı ilçe başkanları ile toplantılar yaparak siyaset dizayn etmeye çalışmışlardır. “
XXXXXXXX
Peki bundan sonra ne olacak?
Ali Nihat Irkörücü ve arkadaşları partiyi mahkeme kapılarına taşımamaya kararlı görünüyor.
Önünde-sonunda yapılacak ilk kongrede kozlar paylaşılacak, hesaplar görülecek.
XXXXXXX
Bu yazının dipnotu: Devir teslim sırasında Erhan Sevimli’nin Tayan’a övgüler düzmesi, Atatürk’ün liberal yüzünden söz etmesi, aslında onun politik açıdan son kullanma tarihinin çoktan dolduğunu göstergesi sayılabilir. 1980 öncesinde il başkanıyken deYılmaz Akkılıç’ın sol mücadelesine karşı yine sağ vurmuştu Erhan Sevimli! Değişen bir şey yok yani!
|
