İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

HABER

Cüneyt Özdemir: Bir 'baba' sendromu ile karşı karşıyayız

Cüneyt Özdemir: Bir 'baba' sendromu ile karşı karşıyayız

07 Mart 2014 Cuma, 07:38

Radikal yazarı Cüneyt Özdemir'den son çıkan kasetler çerçevesinde çarpıcı Erdoğan analizi....

Başbakan kendini tüm yasaların, anayasanın üzerinde görüyor. Bir nevi siyasal bir 'baba' sendromu ile karşı karşıyayız.

Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim edelim: Başbakan Erdoğan kendini destekleyenlerden daha dik duruyor. Eğilmiyor. Bunu en son yayımlanan ses kayıtlarını sahiplenmesinde de görüyoruz. Bu ses kayıtlarını dinleyip kendisini korumaya çalışan kimi destekçileri gibi bir şüphe bulutu yaratma yolunu tercih edebilirdi. Zira ses kayıtları ortaya çıktıktan sonra önünde iki yol vardı. İnkâr etmek ya da kabul etmek. İnkâr etse \'Bütün bunlar montaj, dublaj\' dese kuşkusuz duyduklarına inanamayan ya da inanmak istemeyen destekçilerinin elini rahatlatacaktı. Böylece yeni bir tartışma başlayacak ve içerik yerine bu kasetlerin montaj veya dublaj olup olmadığı tartışması yapılıyor olacaktı. Aslına bakarsanız Oscar’da en iyi senaryo dalında büyük ödülü kazanan HER filmi tam da bunun nasıl sofistike yapılabileceğini anlatıyor. Yapay zekâ ve ‘ses sentezleme’ geleceğin teknolojisi olarak gösterilen bir bilim dalı.

Bu konuyla ilgili benim de pek çok yazım var. Bunda benim teknoloji dünyasına yakın ilgim kadar eşimin akademik kariyerini ‘ses sentezleme’ üzerine yapmış olmasının payı büyük. (Bu arada bu konuyla ilgili daha önce Nazlı Ilıcak’ın yazdığı bir yazı ve benim muhalif duruşum nedeni ile eşim üzerinden sosyal medyada, tetikçi sitelerde ve yandaş köşe yazarları üzerinden bir dezenformasyon kampanyası başlatılmaya çalışılıyor. Ses sentezleme, montaj-dublaj anlamına gelmeyen ciddi bir bilim dalıdır. Eşim de uluslararası akademik çalışmaları ve yayınları olan ciddi bir akademisyendir. Ayrıca son 4 yıldır teknoloji sektöründe yönetici olarak çalışmaktadır. Eşim üzerinden saçma sapan imalarda bulunarak bana belaltı vurmaya çalışmalarını burada teşhir etmemin nedeni ise alçaklıkta ve dezenformasyonda seviyenin düşeceği yeri sizlere göstermektir.)

İsterseniz devam edelim… Ne diyorduk, Başbakan kendisine \'dik dur, eğilme\' diyenlerden daha dik duruyordu. Yani yayımlanan ses kayıtlarının hiçbiri için \'Bunlar benim sesim değil, teknolojiyi kullanıp sesimi taklit etmişler\' demedi. Tam tersine ya sustu ya bunların illegal dinlemeler olduğuna dikkat çekti ya da sahiplenip \'Evet ben yaptım bu konuşmaları ama bunları yapmaya da hakkım var\' şeklinde bir savunma geliştirdi.

Alo Fatih için Haber Türk’ü aradığında da Doğan davasını etkilemek için eski Adalet Bakanı'nı aradığında da MİLGEM projesini tanıdığı bir işadamına verdirmeye çalıştığında da inkâr yolunu seçmedi.

İtiraf edeyim bu konudaki net duruş hem bu konuşmaların içereğini bizim gibi eleştirenleri hem de bu konuşmalar karşısında ne diyeceğini bilemeyen iktidar şakşakçılarını şaşırtmış durumda. Bunu yapmasının muhtemelen iki nedeni vardı. İlki eğer inkâr ederse bunların da ileride bir gün doğrulanabileceğini ve daha da zor durumda kalabileceğini düşünüyordu. İkincisi ise yaptıklarının yasal ve doğru olduğuna inanıyordu.

Ben her iki şıkkın da doğru olduğunu düşünüyorum.

Birileri Başbakan'ı, Adalet Bakanı'nı gizlice dinlemişse hiç lafı dolandırmadan söyleyelim, bu suçtur. Hem de çok büyük bir suçtur. Bu dinlemeleri diğer dinlemelerden ayıran, diğerlerinde yapılış şekli ve yöntemi tartışmalı da olsa resmi bir soruşturma fezleke veya dava konusu olabilecek yasal izinler bulunmasıydı. Oysa bu gizli dinlemelerin savunulacak hiçbir yanı yok.
Zaten bir mahkemeye gidildiğinde de bu dinlemeler izinsiz yapıldığı için delil olarak kabul edilmesi mümkün gözükmüyor.

Gelin görün ki Başbakan Erdoğan bütün bu görüşmelerde yaptıklarının arkasında durdu. Hatta doğruladı. İşte bu hem bu görüşmelerin içereğini farklı bir yöne taşıdı hem de yasal bir olası davanın zeminini hazırladı.

Başbakan Erdoğan’ın demeçlerine baktığımızda o bu görüşmeleri yapmakta bir sakınca görmüyor. Hatta kendi düşünce sistemi içinde doğruluyor. Bu konuşmaları yapmasının kendisinin hakkı olduğunu düşünüyor.

Tıpkı bundan daha önce Gezi olaylarının fitilini ateşleyen alkol kullanımı, kürtaj meselesi veya çapulcular hakareti gibi bunları da Başbakan'a tanınmış bir hak olarak görüyor.

\'İktidar insanı bozar, mutlak iktidar insanı mutlaka bozar\' sözünü hatırlamamızın zamanının geldiği bir aşama tam da burası.
Başbakan bugün Doğan Grubu ile ilgili bir davanın sonucunu bozmanın suç olabileceği ya da bir ihaleyi kendi isteği yönünde değiştirmenin yasal olmayabileceği ihtimalini bile düşünce sisteminden çıkarmışa benziyor.

Yıllardır iktidar olmanın güvencesinden mi, seçim sandıklarında ve bugüne kadar yapılan anketlerde daha yıllarca o koltukta oturacakmış güvencesinden mi bilinmez ancak Başbakan kendini tüm yasaların, anayasanın üzerinde görüyor. Bir nevi siyasal bir ‘baba’ sendromu ile karşı karşıyayız.

Evlatlarını onların iyiliği için hoyratça seven, onların hakkını onlara rağmen savunmak isteyen, ahlaklarını kendi bildiği doğrulardan belirleyen, aslında kendi evlatları için kendini feda eden bir baba figürü duruyor karşımızda.

En azından o, böyle olduğunu düşünüyor!
Demokrasilerde anlaşılması kadar içinden çıkılması da çok zor bir durum.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
282930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız