|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Başbakan ve bindirilmiş medyası
25 Haziran 2013 Salı, 07:08
AHMETİNSEL
|
|
28 Şubat'ta Türkiye toplumu ve esas olarak medyası, akademi dünyası bir haysiyet sınavından geçmişti. On beş yıl sonra çok şey değişti ama sınav aynı.
türkiye’de 28 Şubat müdahalesi, medya ve akademik dünyada, meslek kuruluşlarında, sivil toplum örgütlerinde birçok kişinin demokratik cilasının tel tel döküldüğü bir yüzleşme ve hakikat dönemi olmuştu. 12 Eylül darbesine karşı yan yana durmuş olanlar hızla ayrışmış, karşı saflarda yer almışlardı. Başlatılan cadı avını “oh, iyi oldu!” diye karşılayanların demokrasiden ne anladıkları açıkça ortaya çıkmıştı. 28 Şubat’ın sivil ve askeri kurmay güçlerinin salgıladıkları korkular, hedef gösterdikleri iç ve dış düşmanlar, ürettikleri yalanlar kabaydı. Ama buna inanmak isteyenler için yeterliydi.
28 Şubat kendi organik aydınlarını öne çıkardı. Medyayı kendi iradesine uygun biçimde elinden geldiğince biçimlendirdi. İşi göreli olarak kolaydı çünkü yıllardır süregelen olağanüstü durum yönetimi altında kendine güvenini büyük ölçüde yitirmiş bir toplum vardı karşısında. 28 Şubat’ın efendileri ve onların işbirlikçileri elde ettikleri göreli kolay başarıyı “Bin yıl sürecek” bir zafer olarak tanımlıyorlardı. Sonucun ne olduğunu hatırlatmaya gerek yok.
Bugün de 28 Şubat benzeri bir yüzleşme ve hakikat dönemi yaşıyoruz. Birçok açıdan 16 yıl öncesine göre farklı bir demokratik yüzleşme ve hakikat dönemi bu. Bugün iktidarın geniş bir seçmen kitlesinin desteğini almış olmasının meşruiyeti aradaki en önemli farkı oluşturuyor. Bir de günümüz Türkiye toplumunun 1990’lara göre hem çok daha fazla kentli hem de özgüveninin çok daha güçlü olmasının yarattığı fark var.
Buna karşılık, Gezi Parkı direnişi karşısında iktidarın ve onun destekçilerinin takındığı tavır, benimsedikleri dil, ürettikleri yalanlar, işaret ettikleri iç ve dış düşmanlar, kendileri üretip önce kendilerinin inandıkları komplo senaryoları 28 Şubat dönemini hatırlatıyor. Bugün kendini muhafazakâr medya olarak tanımlayan gazete ve televizyon kümesinin sunduğu manzara, 28 Şubat merkez medyasını aratacak ölçüde bağnaz, saldırgan ve yalancı. Buralarda kalem oynatanların, televizyonlarda nefes tüketenlerin çoğu, geçmişte askerin düdük sesiyle harekete geçenler gibi, şimdi Başbakan’ın sesiyle harekete geçiyorlar.
28 Şubat’ın efendileri olur olmaz konuşur ve emredici seslerinin sürekli duyulmasıyla kendine gelme, toparlanma ve harekete geçme refleksinin yandaş çevrede canlı kalmasına önem verirlerdi. Bugün Başbakan da aynısını yapıyor. Günde en az bir kere yaptığı birbirinin tekrarı konuşmalarda, sadece seçmenlerinin kendi etrafında toparlanmasını amaçlamıyor. Yandaşlarının zihin dünyalarının kendi tekelinde kalmasını amaçlıyor. Bunu büyük ölçüde başarıyor da. Birkaç ay öncesine kadar haysiyetli bir gazete veya televizyon olma iddiasını bir nebze koruyabilen birçok medya kuruluşu, bugüne kadar koruyabildikleri etik değer kırıntılarını, son haysiyet kaygılarını da bir kenara bırakmış, muhafazakâr basının yüzkarası olan gazetenin neredeyse çok daha cevval kopyalarına dönmüş durumdalar. Ama Başbakan’a bu büyük bindirilmiş medya kıtası yeterli gelmiyor olmalı ki, TMSF’nin yeni el koyduğu televizyon ve gazetenin başına kimin geçeceğini de o şahsen tespit ediyor. Her şeyi en ufak detayına kadar denetim altında tutma saplantısı, mutlak itaat görüntüsü altında, kendi çevresine bile çok güvenmediğini ele veriyor. Bu nedenle hep daha fazla gazeteden ve kanaldan aynı anda kendi sesinin yankılanmasını, sadece kendi sözünün tekrarlanmasını istiyor.
Bugün bu bindirilmiş medya ve akademisyen ordusu içinde 28 Şubat’ın mağduru olmuş olan birçok isim var. 28 Şubat’ta gene zalimin yanında olanlardan da var aralarında. İnsanlık tarihinde çok eskiden tespit edilmiş iki gerçeği hatırlatıyorlar bize. Bir zaman mazlum olmuş olmak, ileride zalim olunmayacağının, zalimin yanında yer alınmayacağının güvencesini hiçbir zaman vermez. Bir zalimin yanında yer alanlar, her zaman başka bir zalimin yanında yer almaya hazırdırlar.
28 Şubat’ta Türkiye toplumu ve esas olarak medyası, akademi dünyası bir haysiyet sınavından geçmişti. On beş yıl sonra çok şey değişti ama sınav aynı.
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|