İnsanlar İhanete Tutsak: Güler Buğday Facebook’ta tutsak!

18 Haziran 2013 Salı, 08:41

Huriye Gül Kolaylı/Haber Gazetesi

Yazar Güler Buğday’ın Facebook sayfası sürekli çökertiliyor…
Son bir ay içinde 10 kez, son 20 günde ise 7 kez çökertildi.
Sayfalar Yoğun teknik uzman desteği ile son müdahalede geri getirildi getirilmesine de…

Facebook sayfasına gerçekleştirilen siber saldırı sonucu Güler Buğday’a sanal hapis cezası kesilmiş vaziyette…

Nasıl olur demeyin, oluyor işte…

Zira, anlaşılmaz bir şekilde kendisine Facebook tarafından 1 ay paylaşım ve yorum yasağı konulmuş...

Şu anda Güler Buğday, camdan bakar ya da film izler gibi sadece insanların paylaşımlarını görebiliyor.

Ne bir arkadaş ekleyebiliyor, ne de bir şey paylaşabiliyor…

Daha da ötesi, başka paylaşımlara bırakın yorum yapmayı beğeni kutusunu bile tıklayamıyor…

Zira herkeste paylaşımların altında bulunan “Beğeni”, “Yorum” kutucukları onun sayfasından ana sayfaya girildiğinde görülmüyor…

Birileri Güler Buğday’ı cezalandırıyor… Ama kim ve neden?

Nedenler arasında ilk akla geleni ise güler Buğday’ın “İnsanlar İhanete Tutsak” adlı roman tadında belgesel kitabı…

Zira kadınlara adanan bu kitapta güler Buğday otoriteyi kıyasıya eleştiriyor, pek çok toplumsal mesaj veriyor…

Güler Buğday’ın ilk kitabı, 12 Eylül darbesinin insan ruhunda açtığı yaraları bir roman dokusu içinde okura sunan “Annemin de Başını Ezerler mi?” adlı kitabıdır…

Bu kitapla birlikte Güler Buğday’ın yazarlık süreci de başlamıştır, Buğday’ın bu ilk kitabını okuduğumda entelektüel iklimin “bir kitabım olsun” kaygısından öte bir çalışma olduğunu, bunu yenilerinin de izleyeceğini öngörmüştüm…

Çok okuyan, okuduğu kadar da hayatı derinden yaşayan biridir Güler Buğday…

Birikimleri mecrasında kitaplaşarak akıyordu…
Derken ikinci romanı “Dağların Rengi Kırmızı” geldi…
O’nu da “Solun (!) Ehrimanları” izledi…

Bu üç romandan sonra Güler Buğday uzunca bir süre kitap yazmadı…
Zira araya çok sevdiği can yoldaşı güzel insan Mehmet Buğday’ın ayrılığı girmişti..
.
İşte bu süreçte bursabagimsiz.info.tr sitesini kurdu…

Hem kendi yazılarını hem de önemli gördüğü haber ve köşe yazılarını, insandan yana taraf olmak kaydıyla kamuoyu ile paylaştı…

Güler Buğday, her gün sabahın 5’inde kalkıyor, bütün gazeteleri okuyor, öğlene kalmadan bütün seçmece haberleri, köşe yazılarını okura sunuyordu…

Bu arada mandalina büyüklüğünde böbrek taşı, ‘Koah’ gibi pek çok hastalıkla da boğuşuyordu.
Büyük bir irade göstererek (Kendisi 3 paket diyecek, ama ben 5 paket içtiğine de şahit oldum) sigarayı bıraktı…

Yani normal bir insanın onca acıyla o siteyi güncelleyebilmesi mümkün değildi… Ama Güler Buğday tam iki buçuk yıl bursabagimsiz.info.tr’de paylaşımını sürdürdü…

Gelelim İnsanlar İhanete Tutsak adlı, kendisinin roman tadında belgesel olarak tanımladığı kitabın yazım sürecine…

Kendisini yakından tanıyanlar bilir…
Pek çok kişiyi yataktan çıkamaz hale getirebilecek çok ciddi sağlık sorunlarına karşın, büyük bir çaba ve özveriyle bu kitabı bir yıl boyunca yazdı…

Sonuçta ortaya olağanüstü bir kitap çıktı…

Buğday kitabın yazılış süreci için şunları söylüyor:

“2,5 yıl ‘Bursa Bağımsız’ isimli haber portalımı yapmaya devam ettim. Ama birden bire isyankârlığım tuttu.
Çünkü ben ülkenin gidişatını ve iktidarın uygulamalarını gelecek için tehlikeli görüyordum…

Karanlık görüyordum, yarınlardan endişe ediyordum.

Bunun karşısında da kitlelerin suskunluğu, hataların bu derece görmezden gelinmesi, sorumsuzca kabul edişleri, ve güce tapınmaları, hatta son romanında bunu kullandım (celladına aşık olma gibi), iktidarın yaptığı tüm yanlışları güzelleme mantığı ile topluma doğru kabul ettirme anlayışının egemenliği beni isyana sürükledi…”

İşte Taksim Gezi Parkı ile ortaya çıkan sosyal tepkiyle bire bir örtüşen bir nedenden dolayı yazdı Güler Buğday kitabını…

Ve İnsanlar İhanete Tutsak’ın okurla buluşması da Çapulcular Zamanı’na denk geldi…

Güler Buğday ile en çok didiştiğimiz konudur… Kitapta roman ile belgesellik iç içe…

Romanın kurgusu fevkalade, muhteşem, edebi değeri yüksek bir öykü dokusu var.

Çok sayıda kahramanın ve onların da büyük çoğunluğunun kadın olduğu, geçmiş ile bugün arasında geçişlerin yaşandığı yazımı çok zor, okuması bir o kadar keyifli bir roman…

Ayrıca arada, romanın gidişatıyla paralel seyreden Türkiye’deki önemli süreçlere yönelik belgeler de var…

Türkiye’nin yakın tarihine yönelik belgeleri, romanın aralarında ama genel olarak baktığınızda ise toplu olarak sunuyor okura…

Kitap Siyah Beyaz Yayınevi’nden çıktı…

Bursa’da Ezgi ve D&R şubelerinde satışa sunuldu.. Ayrıca Yayınevi kitabı Taksim Gezi Parkı’nda ücretsiz dağıttı…

Kendi tabiriyle “Ustalık Dönemi”nde yazdığı bu kitap için Güler Buğday şunları söylüyor:

“Bu kitap birçok sorunu aktardığı için her bir konunun başlığı kitap ismi olabilecek nitelikteydi.

Ancak bütün bunların sebebini tekrar düşününce, tümünün temel sebebinin sorumsuzluk ve ihanete dayandığını fark ettim.

Yani insanlar kendi doğrularına, inançlarına ihanet edince, siyasiler ideolojilerine ve halkına ihanet edince, insanlar da ihanete tutsak oluyorlardı.
Bu nedenle kitabımın ismini insanlar ihanete tutsak koydum…

Ve kitabımın ön sözünde de belirttiğim gibi ‘İnsanlar İhanete Tutsak’ kitabımı kadınlara ithaf ettim çünkü bir ülkenin kadınları özgür değilse o ülke tutsaktır...

Üstelik de ihanete tutsaktır… “
Mutlaka okuyun…