Başbakan Erdoğan günlerdir “Çapulcular”, Marjinaller”, “Teröristler” diye aşağıladıktan sonra dünkü Ankara mitinginde, “Yarın İstanbul’da mitingimiz var. Taksim ya boşaltılacak ya da biz boşaltacağız” dedi... Üç saat geçmeden dediğini yaptı!
Polis basınçlı su sıkarak, gaz bombası atarak ve TOMA’ların arkasına sığınarak, günlerdir giremediği Gezi Parkı’na girmeyi başardı.
Bizim ödediğimiz vergilerle alınan silahlarını; demokratik haklarını kullanan bizim insanlarımıza yöneltti.
Kadın-erkek, çocuk-yaşlı, engelli-sağlıklı ayırımı yapmadan, önüne geleni ezip geçti!
Çadırların içine sığınan insanları, sinek avlar gibi avladı; binlerce insan hastanelik oldu!
Canlı olarak yayınlanan bu görüntüler tüm dünyada dehşetle izlendi!
Parktaki direnişçiler yine de son ana kadar mücadele etti.
Tertemiz yüzlü çocuklar vardı o parkta; tekmeleniyorlardı. Annelerinden babalarından bırakın tokat yemeyi, azar bile işitmeden büyüyen gencecik kızlar; dolu gibi yağan gaz bombalarını vücutlarını siper ediyordu.
Dedeler vardı, torunlarına sahip çıkmak için gelen; nefes alamıyorlar ve kalp krizi geçiriyorlardı. Dört yaşındaki çocuklar vardı; yaşadıklarına inanamayan ve korkudan ağlamayı bile unutan...
“Saldırın” dedi Başbakan, İçişleri Bakanı’na...
“Saldırın” dedi İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi’ne...
“Saldırın” dedi İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü’ne...
“Saldırın” dedi Emniyet Müdürü, polis şeflerine...
“Saldırın” dedi, polis şefleri, polise...
Dalga dalga saldırdı polis!
Anasına vurdu, babasını yaraladı, evladını ezip geçti, eşinin gözüne bakmadı, dostuna dünyayı dar etti!
O vurdukça, yaraladıkça, ezip geçtikçe; onun şiddeti gibi dalga dalga yayıldı bu ömür boyu unutulmayacak görüntüler tüm ülkeye...
Dalga dalga yayıldı dünyaya!
Sonunda muradına erdi polis, muradı erdi polis şefi, muradına erdi Emniyet Müdürü, muradına erdi Vali Bey, muradına erdi İçişleri Bakanı ve muradına erdi Başbakan!
Kendi vatandaşlarını ezip geztiler...
Bir kahramanlık destanı (!) yazdılar kendilerince; tüm dünyanın nefretle izlediği!
Ama hepsi bilmeli ki...
Göğüslerini birbirlerine siper eden o insanlar son sözlerini söylemediler henüz...
Taksim’i, Gezi Parkı’nı ele geçirmişsin; kaç yazar!
Artık bu mücadelede “Her yer Taksim, her yer direniş!”
Düne kadar ensesine vurup lokmasını aldığın halk yok artık karşında...
Sabrı taşan, zulme ve zalime “Dur” diyen, Atatürk’ün Bursa Nutku’nda verdiği görevi hayata geçirmeye ant içmiş çocuklar, gençler, yetişkinler ve yaşlılar var! Şimdi siz “direnin” beyler; ceylan derili koltuklarınızı korumak için... Yaptırdığınız “Beyaz Saray” özentisi o sarayda zor yaşarsınız artık!
Taksim’i dağıtırsınız; Kızılay...
Kızılay’ı ele geçirirsiniz; Gündoğan...
Gündoğan’ı bitirirsiniz Antalya, Adana, Mersin, Ordu, Bursa, Balıkesir, Edirne, Malatya, Trabzon, Gaziantep ve diğerleri var... Ne kadar kibrinizin kölesi de olsanız; paniğinizden belli korku bulutlarının dağlarınızı sardığı...
Uykularınız kaçacak artık; geceleriniz kabusla dolacak...
Çünkü kulağınızdaki o sesler hiç susmak bilmeyecek...
“Her yer Taksim, her yer direniş” bu saatten sonra...
Ve korkun artık gerçekten:
“Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!”
Saygı!
AKP’nin “Milli İradeye Saygı” ismini verdiği mitinglerin ilki dün Ankara’da yapıldı; ikincisi bugün İstanbul’da...
İki haftadır yaşananlar karşısında AKP’nin takındığı tutuma bakıyorum da... Tıpkı “özgürlük” gibi, “demokrasi” gibi, “hukuk” gibi; “saygı” kavramının da içinin boşaltıldığını görmekten büyük üzüntü duyuyorum!
Bu mitinglere “milli iradeye saygı” değil; dense dense “otoriteye tapınma” mitingleri denir!
GÜNÜN SORUSU
Taksim Direnişi’ni ilk günden beri yayınlayan ve bu sayede en çok izlenen haber kanalı olmayı başaran Halk TV’ye RTÜK’ten ceza üstüne ceza yağıyor... Sorum RTÜK yetkililerine:
Halk TV yöneticilerini Taksim Meydanı’nda sallandırmayı da düşünüyor musunuz?
Otopsi uzmanı Gökçek!
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, önceki akşam Beyaz TV’nin canlı yayında saydırıyordu:
“Ethem Sarısülük polis kurşunu yüzünden değil, provokatörlerin kafasına attığı taş sonucu vefat etti...”
Ethem’in vurulduğu anı gösteren video kayıtları ortadaydı. Kask numarası bile saptanan bir polis elindeki tabancayı Ethem’in başına doğrultmuş, tetiği çektikten sonra süratle olay yerinden uzaklaşmıştı...
Fakat olayların ilk gününden beri gösterici vatandaşlara kin kusan Gökçek’i bu kayıtlar bile ikna etmiyordu...
Ethem Sarısülük’ün otopsisi dün yapıldı.
Kafatasında bir adet mermi çekirdeği tespit edildi.
O polis ise hâlâ ortada yok!
Bakalım Melih Gökçek şimdi ne diyecek?
Diğerlerinden vazgeçtik; masum insanlara attığı bu iftiranın hesabını bakalım nasıl verecek
|