Dalkavuğun hası da böyle zamanda belli oluyor!
Diye, alayı performansta.
Öyle böyle değil.
Fena halde!
20 yaşındaki Mehmet’in ardından, 22 yaşındaki Abdullah da öldü.
Dalkavuk cenahtan ağzına alan yok.
Bırakın ağızlarına almayı, ölene öldü deyince bile su kaynatıyor bu tayfa!
“Bırak, yazma, bahsetme, hatırlatma, sus, konuşma!”
Bunlara göre, ölenin öldüğünün haberini yapmak kışkırtma!
Ölenin ardından üzülmek de provokasyon!
Totalde nedir durum?
“Dış mihraklar kışkırttı.
Millet de kışkırınca böyle oldu!”
Korkarım, yakında ölen insanları sorumlu tutacaklar açıktan.
“ E onlar da paşa paşa otursaydı evinde!”
***
Hadi canım, ver o güzel aklından bir nebze.
“Şimdi n’apıcaz?
Hiiiç oralı olmayıp kalan sağlara bakıcaz!”
***
Üzerinize afiyet, bu dalkavuk tayfa bir de beter ki, o kadar olur!
Yer Beşiktaş Valide Sultan Camii…
İmamı hakikaten Müslüman adammış.
Vaziyeti görünce, açmış caminin kapılarını…
Onlarca yaralıyı almış içeri.
Ki, doktorlar, hemşireler, çoğunluğu genç bu yaralı insanlara yardım edebilsin.
Caminin içindeki can pazarının görüntüleri günlerdir çatır çatır dönüyor.
Bildiğin acil servis.
Hatta bildiğin ameliyathane…
Kan revan içindeki insanlara müdahale yapılıyor.
Kiminin kafası, gözü yarılmış. Kanıyor şakır şakır.
Kimi aldığı darbeler yüzünden travma yaşıyor.
Acıdan inleyen, şoka giren, nefes alamayan onlarca insan…
Doktorlar takır takır dikiyor acil durumdakilerin yaralarını.
Kimine serum bağlanıyor, kimine başka bir şey…
Tamamını izleyebilmeye yürek ister.
Buna rağmen abiler ivedilikle defansta.
Neymiş?
Canının derdine düşmüş, kafasına canlı canlı dikiş atılan yaralı insanlar, camide içki içip alem yapmış!!!
Çapulcu kalsalar yine iyi.
Dinsiz imansız bunlar!
Bir diğeri, durumdaki detaydan en güzel vazifeyi çıkarabilmiş olmanın verdiği coşkuyla girmiş topa:
“Camiye ayakkabıyla girilir mi?”
…..???
Hasbinallahhhh!!!
Eh be Adem…
Yaranıcam diye kendinden geçmiş o nev-i şahsına münhasır ruh haline bir sor bakalım.
Camide serum takılır mı?
Camide yara dikilir mi?
Normal koşullarda camide ameliyat yapılır mı?
***
Dedim ya, iktidar dalkavukluğunun zıvanadan çıkmış hali böyle oluyor.
Ne ölen umurlarında, ne yaralanan.
“Başbakanım cik cik cik.
Ohhhh canınıza değsin! cik cik cik.”
Artık nasıl bir iklimde kaybettiyseniz vicdanınıza ek olarak kalplerinizi…
Dalkavukluk kariyerinizin şahikasına artık nasıl erdiyseniz…
Sizi gördükten sonra, daha da eleştirmem Başbakan’ı…
Bildiğin haksızlık olur.
Zira, sizdekinin üzerine çıkabilecek bir tavır, tutum tahayyül edemem.
***
Bu cenahın amansız bir diğer marazlı hali ise cümlesinin (Desturu kimden aldılarsa artık) milletin başına ruhban sınıfı kesilmiş olması.
Sosyal medyada her biri müftü, hatta Diyanet İşleri Başkanı ayarında…
İçlerindeki Allah korkusunu nadasa bıraktıklarından mıdır nedir, “size müstahak” kabilinden alenen ayar veriyorlar millete!
Çıkarsan meydanlara?
Canını sıkarsan biricik Başbakan’ımızın?
Böyle olur işte!
Az bile!
***
Bu minvaldekilerin acıklı performansını izlerken düşünüyor insan…
Hadi sen ve sen yerini kotardın diyelim.
Şöyle şık bir belediye meclis üyeliği…
Senle, senden beter olan da ona keza olsun.
E hadi sana da şöyle janti bir iş düşsün.
Diğer arkadaş da kapağı münasip bir yere atıversin.
…de, ne kadar paralarsan parala bünyeyi.
Hem pabuç pahalı sizin orada.
Hem de parti içi denge denen bir şey var.
Moral bozmak gibi olmasın da, vicdanınızı dahi askıya almak suretiyle yaptığınız dalkavukluk, yarın bir gün zırnık kadar işe yaramayabilir.
Bilseniz size gelene kadar kimler kimler niyette!
Hem de nicedir…
Öyle Tiwet atmakla, face den yardırmakla, kapağa resim takmakla falan olacak gibi değil.
Benden uyarması.
Bildiğimiz var ki yazıyoruz.
Buna rağmen, siz yine de yapışıp kalacaksanız bu şanlı yolda.
Ne diyelim?
Allah kurtarsın!
Yazarın notu:
Aklı başında, imanı ve vicdanı yerinde, insani duygularla kat-i surette vedalaşmamış, düşenin, canı yananın ve mağdurun üzerinde tepinmeyi zul addeden tüm AKP’liler, bu yazıdan sonuna kadar muaftır.
Kaldı ki, muhataplar kendilerini bilir!
|