İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Gezi’den alınacak dersler...

Gezi’den alınacak dersler...

03 Haziran 2013 Pazartesi, 07:11

Aslı Aydıntaşbaş

Öteki Türkiye: Gezi protestolarına katılan, öteki Türkiye’ydi. Meydanda Kürtler de vardı, MHP’liler de. Ama çoğunluk, Türkiye bayrakları taşıyan, şu ya da bu biçimde hükümet tarafından dışlandığını, cezalandırıldığını hisseden şehirli, laik, orta sınıftı. Ak Parti tabanı dışında, hükümet tarafından itilip kakıldığını düşünen kesim vardı meydanda. Tanıdık geldi mi?

- Lidersiz muhtıra: Gezi protestoları, bir anlamda askersiz, lidersiz, partisiz bir muhtıra olarak algılanmalı. Hayır, hayır, Tahrir Parkı edebiyatı yapmıyorum. Tahrir ve Gezi arasındaki benzerlik, son derece yüzeysel; sadece iki meydanın da şehrin göbeğinde olmasından ibaret. Ancak hükümetin Gezi’deki itirazı, oradaki talepleri doğru okuması lazım.

- CHP sonra eklendi: CHP, Gezi olaylarının lideri değildi. İyi ki de. Olay bir CHP organizasyonuna dönse, hem protestoya sempatiyle bakan (ya da polis şiddetini eleştiren) sağ muhafazakârlar ürkecek, hem de iktidar Gezi’ciler karşısına Ak Parti tabanını sürecekti.

-Tahrir değil çünkü: Tahrir, Mısır’daki siyasi denklemi değiştirdi. Ama Tahrir’i, sanki 1980 darbesi sonrası Kenan Evren iktidarda kalmış ve hiç gitmemiş gibi düşünün. Gezi, farklı bir kesimin istanıydı. Gezi sonrası Türkiye’deki oy verme oranlarında çok büyük bir değişiklik beklemek, sadece devrim romantizmi olur.

- Hükümet sınıfta kaldı: Sandıkta büyük bir değişime tekabül etmese de, Gezi protestosu meşru ve anlaşılabilir bir itirazdı. Bir sistem, ancak vatandaşın gösteri ve yürüyüş hakkını garanti altına alıyorsa demokrasidir. Orantısız güç kullanan hükümet, sınıfta kaldı.

- Vatandaşı öfkelendirmenin 7 yolu: Şiddet şiddeti doğuruyor. Hükümet açısından alınması gereken en önemli ders, emniyetin aşırı biber gazı kullanımının, çok geniş bir kitleyi politize etmiş olması.

MESELE KİŞİSELLEŞMİŞ
Gezi eylemi sonrasında, Taksim, Beyoğlu, Gümüşsuyu ve Cihangir’de dolaştım. Etraf, tam bir şenlik havasında, tıklım tıklımdı. Eylemin en çarpıcı noktası, duyulan öfkenin Başbakan Erdoğan’ın şahsında kişiselleştirilmiş olmasıydı. Duvarlardaki grafitiler ve atılan sloganlar hep Başbakan’la ilgiliydi.
Açıkçası bu durumu Türkiye açısından üzücü buldum. Siyasette ‘sağlıklı’ olan, partiler ya da ideolojiler arası rekabettir. Burada ise bütün protestocular tek bir insana odaklanmış, bütün öfkelerini Erdoğan’a yöneltmişlerdi.
Sokaklarda şunu da gördüm... Bu olay sadece Gezi Parkı’yla ilgili değil, Başbakan’ın yönetim tarzına yönelik bir itirazdı. Kuşkusuz içki yasağı tartışmaları, Yavuz Sultan Selim kırgınlığı, 1 Mayıs kutlamalarının adeta bir sıkıyönetim ortamında engellenmesi, polisin uzunca bir süredir Beşiktaş ve Çarşı grubuyla olan gerilimli ilişkisi ve en önemlisi Başkanlık tartışmaları bu öfkenin büyümesine katkıda bulunmuştu.
1 Mayıs Taksim’de kutlansaydı, birkaç hafta önce Beşiktaş’a yönelik o kadar ağır biber gazı kullanılmasaydı, içki tartışmaları ‘ayyaş’ ya da ‘içenler alkoliktir’ gibi bir algının doğmasına neden olmasaydı, Gezi protestosu bu kadar şiddetli, hiddetli, geniş olmayacaktı...

‘SATILMIŞ BASIN’
İlk gördüğüm görüntü, İHA arabasının yuhalanmasıydı. Ardından diğer haber ajanslarının arabalarının da yuhalandığını gördüm. Gümüşsuyu’nda kadın-erkek, çoluk-çocuk ‘Satılmış basın’ diye slogan atmaya başladığında, neyse ki yüzümün neredeyse yarısını kapatan siyah güneş gözlüklerim vardı. Duvarlarda, sadece medya değil doğrudan medya patronlarına yönelik sert duvar yazıları vardı.
Kızgınlık, merkez medya ve televizyonların Gezi Parkı’nda yaşanan protestolara yeterince yer vermemesine yönelikti. Merkez medya Gezi olaylarına hiç yer vermedi değil ama ne yalan söyleyeyim; medya büyük ölçüde çuvalladı.
Bu durum, sadece ifade özgürlüğü ve hükümet-medya ilişkileri açısından değil, toplumsal maneviyat ve düzen açısından da bir sorun yaratıyor.
Profesyonel medyanın, kaliteli gazeteciliğin olmadığı bir ortamda, insanlar ister istemez sosyal medyaya yöneliyor. Haklılar. Ancak sosyal medya, adrenalin dozunun daha yüksek olduğu, habercilik filtrelerinin olmadığı bir yer. Dev bir sanal dedikodu bulutu. Bu yüzden, anbean olanların anlatımı dışında, abartılı ifadeler ve dezenformasyon da yer aldı sosyal medyada.
Şimdi hükümet, ölümcül ‘portakal gazı’ kullanıldığına dair aslı astarı olmayan dedikoduların twitter gibi sosyal medya üzerinden yayılmasından şikâyetçi. Ancak bu durum, her şeyden çok merkez medyanın ürkekliğinden, profesyonel gazetecilerin sahadan çekilmesiyle fısıltı gazetesinin devreye girmesinden kaynaklanıyor.
Özetle, hükümetteki basın danışmanlarına ufak bir notum var: Yaşadığımız çağda haber ve enformasyonun dağılımını engellemek mümkün değil. Yapabileceğiniz en büyük hata, ‘Aman olayları alevlendirmeyin’ diye profesyonel medyanın işini zorlaştırmak olur. ‘Portakal gazı’ gibi yalanların önüne geçmenin tek yolu, halkın olan biteni olduğu gibi görebilmesinin önünü açmaktır...

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız