İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

HABER

Kumpas diyenlerin kumpanyası!

Kumpas diyenlerin kumpanyası!

24 Şubat 2014 Pazartesi, 08:03

24 Şubat 2014
İktidar kanadının bugün ifade ettikleri ile dün yaptığı bazı açıklamaların birbirine zıt olduğunu söylemek mümkün. Birileri orduya kumpas kurmuş ise geçmişte yapılan açıklamalarla bu komplonun içinde yer alınmış olunmuyor mu? Milli orduya kumpas kurulduğuna dair kanaatin 17 Aralık’taki yolsuzluk operasyonundan sonra oluşması manidar değil mi?

Paylaş
Tweetle
Paylaş
Gönder
Yazdır
A A
Ergenekon ve Balyoz gibi darbe davalarında ‘kumpas kurulduğuna’ dair tartışmalar, Başbakan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın 24 Aralık 2013’te Star gazetesindeki köşesine taşıdığı şu cümleyle gündeme geldi: “Kendi ülkesinin milli ordusuna, milli istihbaratına, milli bankasına, milletin gönlünde yer edinen sivil iktidarına kumpas kuranların bu ülkenin hayrına bir iş yapmış olmayacağını çok iyi bilir.”



İddia çok vahimdi. Buna göre darbe davalarında ‘milli orduya’ kumpas kurulmuştu. İlerleyen günlerde AK Partili başka isimler de Akdoğan’a destek verdi. 29 Aralık’ta partinin Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş’ın açıklamaları Hürriyet’te manşet oldu. Ergenekon ve Balyoz sanıkları için ‘Yeniden yargılama adımı’ başlığı kullanılan haberde Elitaş, sanıkların itirazlarını gidermek için ‘yasal düzenleme’ yapabileceklerini söylüyordu. Ardından Başbakan Tayyip Erdoğan da konuyu gündemine aldı. 4 Ocak 2014’te Dolmabahçe’de bazı gazetecileri ağırlayan Erdoğan, yeniden yargılamalara yeşil ışık yaktı. Malezya seyahatinde (10 Ocak) konuyla ilgili bir soru üzerine ise, “Kalkıp da eski Genelkurmay Başkanı’na (İlker Başbuğ) terör örgütü lideri derseniz felakete yol açarsınız. İçeride günahsız yatan çok kişi var.” ifadelerini kullandı.

BAŞBAKAN: BU PLANLARI YEDİ YILDIR BİLİYORDUK

Bütün bunları aklımızın bir köşesinde tutalım. Ve geçmişe, birkaç sene öncesine gidelim. Bugün Ergenekon ve Balyoz’da ‘sahte delil üretildiğini’ ileri sürenler geçmişte neler söylemişti dersiniz? Darbe planlarının deşifre olması üzerine 1 Şubat 2008’de ‘Karanlık odakların üzerine gideceğiz’ diyen Başbakan değil miydi? 21 Mart 2008’de ‘Milletin hukukunu koruyoruz’ dememiş miydi? Ve nihayet 15 Temmuz 2008’de, “Biz millet adına hak aramanın, hakkı savunmanın gayreti içindeyiz. Bu anlamda savcılıksa, evet bu davanın savcısıyım.” sözleriyle Ergenekon davasına sahip çıkan da bu Başbakan değil miydi? Sonra ne oldu ki Erdoğan, ‘savcılık’ makamından ‘avukatlık’ makamına düştü? Balyoz’la ilgili de benzer onlarca açıklamasını sıralayabiliriz. Ancak biz bir tanesiyle yetinelim. Balyoz belgeleri ortaya çıktıktan 3 gün sonra (22 Ocak 2010) AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda bakınız ne diyor Başbakan Erdoğan: “Bugünlerde gündeme getirilenleri siz zannediyor musunuz biz hiç duymadık! Hayır bunlar duyuluyor. Duyduk. Ama biz gerilimden yana olmadık. İşimize baktık. İlk zamanlarda bizi anlamayanlar olabilir. Ama aradan yedi yıl geçti. Türkiye’nin geldiği seviye ortada. Bu kirli senaryolara boyun bükmeyecek, dimdik duracağız. Demokrasilerde iktidar seçimle gelir, seçimle gider. Kendisini TBMM’nin ve milli iradenin üzerinde görenler gaflet ve delalet içindedir.”

Burada akıllara ister istemez birkaç soru geliyor. Bugün iktidar kanadının söylediği ile dün yapılan açıklamaların taban tabana zıt olması nasıl açıklanabilir? Orduya birileri kumpas kurmuş ise siz de geçmişte yaptığınız açıklamalarla bu komplonun içinde yer almış olmuyor musunuz? Milli orduya kumpas kurulduğuna dair kanaatin 17 Aralık’taki yolsuzluk operasyonundan sonra oluşması manidar değil mi? Ve yıllardır meydanlarda “Askeri vesayeti biz bitirdik.” diyen kimdi?

O BOMBALARI YOK MU SAYALIM?

Ergenekon soruşturması, Jandarma’ya yapılan bir ihbarla başladı. 12 Haziran 2007’de ihbar edilen adrese yapılan baskında üzeri siyah naylonla örtülmüş ahşap bir sandıkta 27 adet el bombası, TNT kalıpları ve fünyeler ele geçirildi. Bombaların sahibinin emekli Astsubay Oktay Yıldırım olduğu tespit edildi. El bombalarının bulunduğu kasanın üzerinde ‘mukayeseye elverişli olan 8 adet parmak izi ve 2 adet avuç izinin bulunduğu’ belirtildi. Bu parmak izlerinden 3’ü Oktay Yıldırım’a ait çıktı. Bu mu kumpas?

DARBE GÜNLÜKLERİ DE Mİ YALANDI?

Sanıklardan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ve Mustafa Balbay’a ait darbe günlükleri Ergenekon davasının önemli delilleri arasında yer aldı. Örnek’in günlüklerinde ‘Sarıkız ve Ayışığı’ darbe planları ayrıntılı olarak anlatılıyordu. Ve bu günlüklerin Örnek’e ait olduğu tespit edildi. Mustafa Balbay ise günlüklerle ilgili ilk savunmasında “Silmiştim.” dedi. Ardından kitap yazmak için aldığı notlar olduğunu söyledi. Son olarak günlüklere ‘eklemeler’ yapıldığını savundu. Örnek ve Balbay’a ait iki günlük arasındaki benzerlik de dikkat çekiciydi. Günlükler birbiriyle tam anlamıyla örtüşüyordu. Bu da mı kumpastı? Veya Cumhuriyet’in ‘Genç subaylar tedirgin’ manşetini atılmamış mı sayalım?

LAW’LAR İÇİ BOŞ BORU MUYDU?

Ergenekon soruşturması kapsamında onlarca kazıda yüzlerce el bombası ve mühimmat ele geçirildi. İşte onlardan bazıları: LAW silahı (dolu) 43, roketatar 12, el bombası 424, saatli bomba 1, boru tipi bomba 1, dinamit lokumu 53, uzun namlulu silah 22, tabanca, hakem bombası 13, sis bombası 28. Bunları ‘nereye’ koyacağız?

KAOS PLANI’NIN HEDEFİ AK PARTİ DEĞİL MİYDİ?

‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ Genelkurmay Harekât Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü’nde hazırlanmıştı. Altında eski Deniz Piyade Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek’in ‘ıslak’ imzası vardı. Ve bu belgenin gerçekliği Adli Tıp, Jandarma, Emniyet ve TÜBİTAK tarafından tam 7 kez tescillendi. Plan tamamen ‘AK Parti hükümeti’ ve ‘Fethullah Gülen Cemaati’ne yönelik hazırlanmıştı. Hükümet ‘şeriatı getirmek istemek’ Gülen ise AK Parti’ye destek olmakla suçlanıyordu. Askeri savcılık bile belgeyi doğrulayarak, Çiçek’i yargıladı, mahkûm etti. Kumpası kuran kim?

O SİTELERİN HABERLERİ KAPATMA DAVASINA GİRMEDİ Mİ?

Hükümeti yıpratmak için Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulan ve kara propaganda yapan internet sitelerine ne diyeceksiniz? Söz konusu sitelerde AK Parti düşmanlığı yapılıyor, laik rejimin tehlikede olduğu ileri sürülüyor, en büyük tehlike olarak ‘irtica’ gösteriliyordu. Türkçe ve yabancı dillerde yayın yapan 400’den fazla internet sitesi günlük olarak izleniyordu. Kara propaganda için ise 42 internet sitesi kurulmuştu. Sitelerin ‘ödemeleri’nin Bilgi Destek Daire Başkanlığı’nda görevli şube müdürlerinin kredi kartlarıyla yapıldığı tespit edildi. Ve bu sitelerde kullanılan haberler AK Parti’ye yönelik kapatma davasında delil olarak gösterildi. İnternet andıcı davası sanıklarının tamamı dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u işaret etti.

DANIŞTAY’DA CİNAYET İŞLENMEDİ Mİ?

Danıştay 2. Dairesi Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in hayatını kaybettiği Danıştay saldırısı Ergenekon’un eylemlerinden biriydi. Tetikçi Alparslan Arslan’ın Ergenekon sanıklarıyla irtibatı iletişim tespit tutanaklarıyla belirlendi. Ümraniye’de ele geçirilen el bombalarıyla Cumhuriyet Gazetesi’ne atılanların aynı seriden olduğu görüldü. Üstelik Cumhuriyet’e bomba atanlarından biri de Danıştay saldırganı Alparslan Arslan’dı. Danıştay saldırısı, hükümete yönelik eleştirilerin fiili saldırıya dönüştüğü bir olaydı. Dönemin Cumhurbaşkanı ve muhalefet partileri doğrudan hükümeti hedef gösterdi. Hükümetin bakanları cami avlusunda vatandaşlar tarafından kovalandı, üzerlerine su şişeleri fırlatıldı. ‘Siyasete kan bulaştı’ açıklamaları yapıldı. Meydanlarda ‘Hükümet istifa’ sloganları atıldı. Bütün bunları yaşanmamış mı kabul edelim?

27 NİSAN’DA KİME MUHTIRA VERİLDİ?

Demokrasinin kırılma noktalarından biriydi 11. Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Birkaç yıl önce ‘Genç subaylar tedirgin’ manşetleri atanlar, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde (Nisan 2007) bir AK Partilinin neden cumhurbaşkanı olamayacağını maddeler halinde sıralıyordu. AK Parti’nin adayı Abdullah Gül’dü. İlk turda seçilmek için Anayasa’nın öngördüğü 367 oyu sağlayamadı. Oylamaya 361 milletvekilinin katıldığı açıklandı. CHP, toplantı yeter sayısının 367 olduğu gerekçesiyle ilk turun iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açtı. Aynı gece Genelkurmay internet sitesinde 27 Nisan bildirisi yayınlandı. Bu bir e-muhtıraydı. Yüksek Mahkeme, 1 Mayıs’ta ilk tur oylamanın, Anayasa’ya aykırı bularak iptaline karar verdi ve yürürlüğünü durdurdu. 6 Mayıs’ta yenilenen 1. tur oylamada toplantı yeter sayısında 367’ye ulaşılamaması üzerine Gül, adaylıktan çekildiğini açıkladı. Yıllar sonra ortaya çıkan ses kayıtları 28 Şubat’ın Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın muhalefet partilerinin Genel Kurul’a katılmaması için baskı yaptığını ortaya koydu. Söz konusu ses kaydının Ergenekon’un ‘derin kulağı’ Levent Ersöz’ün işyerinde ele geçirildiği ortaya çıktı.

İlerleyen günlerde Ergenekon sanığı emekli Albay Levent Göktaş’ın ofisinde ele geçirilen 51 No’lu DVD içerisinde yer alan bir belge de 367 krizinin perde arkasına ışık tutuyordu. Altında dönemin Genelkurmay İstihbarat Şube Müdürü Albay Turgut Ak’ın imzası bulunan ‘Gizli’ ibareli belgede, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’un, danışmanı Nuran Yıldız’ı parti liderlerine göndererek Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini yönettiği öne sürülüyordu. Belgeye göre Başbuğ, dönemin Anavatan lideri Erkan Mumcu’ya özetle şu mesajı iletmişti: “Anayasa Mahkemesi’yle konuştuk, AKP’yi kapatacaklar. Erdoğan, Gül ya da Arınç’tan biri seçilirse TSK müdahale edecek. Yeni oluşum sözü veriyoruz.”

GÖLCÜK DONANMA’DA ÇIKAN BELGELER Mİ KUMPAS?

Balyoz, bugüne kadar hazırlanmış en kapsamlı askeri darbe planıydı. 12 Eylül Bayrak Harekat Planı örnek alınarak hazırlamıştı. Yüzlerce siyasi ve bürokrat tek tek fişlenmişti. 5-7 Mart 2003’te yapılan plan seminerinde hedefte AK Parti hükümeti vardı. Sanıkların da kabul ettikleri ses kayıtlarına göre cuntanın tek hedefi AK Parti’yi devirmekti. ‘İstanbul’un üzerine çökerim. Artık acımak yok, tepeleme var.’ diyenler Balyoz sanıklarından başkası değildi. Çetin Doğan, söz konusu semineri kabul etmiş ancak bunun bir harp oyunu olduğunu savunmuştu. Harp oyunu idiyse ‘gerçek’ isimler neden kullanılmıştı? Hedefin ‘dış güçler’ olduğunu savundular sonra. ‘O halde neden İstanbul’un üzerine çöküyorsun, milleti neden stadyumlarda topluyorsun?’ sorusu cevapsız kaldı. Ve ele geçirilen belgeler TSK’ya ait bilgisayarlarda hazırlanmıştı. Gölcük Donanma’da zeminin altında çıkan belgeler Balyoz’un bir darbe planı olduğunu teyit ediyordu. Orada görevli personel, o belgelerin, hard disklerin bizzat sanıklar tarafından oraya konulduğunu itiraf etti. Burada kumpas nerede?

HRANT DİNK YAŞIYOR MU YOKSA?

“Rahip Santoro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant Dink operasyonları sonrasında, Türkiye ‘de yaşayan gayrimüslimlerin irticai grupların hedefinde olduğu yönünde kamuoyu oluşmuş, ancak AKP tarafından, karşıt medyanın da desteğiyle, söz konusu olayların Ergenekon tarafından organize edildiği şeklinde yoğun propaganda faaliyetlerinde bulunulmuştur.” Bu cümleler Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen Kafes Operasyonu Eylem Planı’ndan. Dink cinayetinin ‘operasyon’ olduğu anlatılıyor. Dink, yazdığı bir yazı sebebiyle Ergenekon sanıklarından Kemal Kerinçsiz’in aralarında bulunduğu ‘ulusalcı’ bir kesim tarafından hedef gösterildi. Yargılandı. Yargılandığı davanın duruşma salonuna belinde silahla giren kişi Ergenekon sanığı Veli Küçük’ten başkası değildi. Vatanseverler arasında geçen bir telefon görüşmesinde ise kendisinden ‘zıbartılan adam’ olarak bahsediliyor, olayın failinin ‘bizim arkadaşlar’ olduğu anlatılıyordu. Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen azınlıklara yönelik suikast ve korkutma, sindirme planları da işin tuzu biberi… Şimdi bütün bunları yok mu sayalım?

Kaynak : UĞUR SAĞINDIK/ZAMAN

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
282930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız