Medya belediye başkanını balon haberlerle pohpohlasa da, İstanbul’un Şişli denilen ilçesi şehircilik açısından rezalet!..
Plaza cehennemini andıran bölgede doğal yaşam altüst olmuş, insanlar beton işgalinden nefes alamıyor... Çocukların koşacağı, yaşlıların yürüyeceği bir alan yok... Pencereni açsan karşında devasa duvarlar!.. Kısacası yeşil alan derseniz, Şişli’de imdada yalnızca mezarlıklar yetişebiliyor!..
Kaldırımların tamamı belediyenin gözü önünde, işgal altında... Bölgedeki otopark sorunu ve çarpık yapılaşma ise yurttaşları çıldırtıyor...
Şişli özellikle son 10 yılda ne yazık ki imar-rant ikileminde bir curcuna ve keşmekeş bölgesine dönmüş ama burayı yöneten zat medyada nedense büyük bir sihirbaz gibi gösteriliyor!.. Oysa yöre insanını dinleyince “Allah İstanbul’u korusun” diyorsunuz!..
Rantın merkezi Şişli orası... Medyanın başkan pohpohlamaktan kangrene dönüşmüş sorunlarını bir türlü görmediği gazete makyajlı Şişli...
Şişli’de yaşanan imar rezaletlerine savaş açan CHP’li belediye meclis üyesi Dursun Çaltı, Sarıgül’ü bir kez daha köşeye sıkıştırmış...
Danıştay 5. Dairesi artık şikayetlerden illallah etmiş olmalı ki, Şişli’yi beton cehennemine çeviren Mustafa Sarıgül’e ilgili çok düşündürücü bir karar vermiş.
Danıştay 5. Dairesi, iki oteldeki imar rezaletiyle ilgili İçişleri Bakanlığı’nın daha önce aldığı soruşturmaya gerek yok kararını kaldırmış... Sarıgül ve bürokratları imar rezaletleriyle ilgili yargılanacak...
Bu demek oluyor ki, yerel seçimlere bir yıl varken Sarıgül’le ilgili ne var ne yok ortaya dökülecek!..
CHP bunlara mahkum mu?..
Sarıgül yargının önüne çıkmayı beklerken medyada onunla ilgili komik propaganda yeniden başladı!.. Ne hikmetse bunu geçen yıl el değiştiren iki gazete ısrarla yapıyor! “Komşuluk” ilişkisinden olsa gerek!!! Her hafta bir haber; hep aynı terane; “CHP’ye geliyor mu, gelecek mi, gelmeyecek mi?..”
Sanki bu ülkede CHP’nin İstanbul adayı olacak başka insan yokmuş gibi bıktırıcı şekilde bir Sarıgül pohpohlaması yürütülüyor ki, artık herkese gına geldi!..
Nedir acaba bu sistemli propagandanın gizemi?.. Doğrusu araştırılmaya mahkum!.. Hele bu propaganda şaibeli anketlerle yürütülünce daha da komik oluyor...
Hiç kuşkunuz olmasın Sarıgül CHP’nin İstanbul adayı olarak gösterilirse AKP’liler kesinlikle boş durmayacak... Sarıgül’ün milletvekilliği döneminden, CASA uçakları hikayesine kadar her şeyi medya bombardımanıyla ortalığa dökecekler...
Belki CHP’nin eski Şişli ilçe başkanı Dursun Çaltı’nın kurşunlanması olayı ve de Sarıgül hakkında yazılmış kitaplardaki vahametler de manşetlere taşınacak!..
Bakınız CHP’nin bir İstanbul milletvekili ne diyor;
“Bir yandan cemaata göz kırpan diğer taraftan hangi ideolojiyi benimsediği bir türlü anlaşılamayan Sarıgül yalnızca CHP’yi yıpratmayacak, parti içinde büyük huzursuzluklara ve bölünmelere de yol açacak!..”
Koca CHP; medya tantanalarıyla Sarıgül ya da “resmi evrakta sahtecilik”ten yargılanmış Gürsel Tekin’e mahkum ediliyor ya, vay İstanbul’un haline!..
Araştırmacı Tarhan Erdem’in “Bu ikisi çok yıpranmış isimler, bunlarla olmaz” şeklindeki saptaması aslında çok şey anlatırken, CHP medya gazıyla büyük bir tuzağa çekiliyor!..
Kılıçdaroğlu’nu bir kez daha uyarıyoruz; İstanbul’a, tarikat şeyhlerinin elini öpmeyen (!) ilişkileri düzgün; adı sahteciliğe karışmamış, mektep görmüş, ağzı bozuk olmayan, belediyelerle benzin işi yapmayan, ihale kovalamayan, Kadıköy’ün göbeğinde trilyonluk rezidansları işgal etmeyen bir aday bulursa zaten iyice yıpranmış partisine iyilik eder!..
Hele CHP İstanbul için bir kadın aday bulabilirse emin olun medya şovmenlerinden iki kat fazla oy alır...
Bizim Meclis!..
“Cinsel taciz, darp, iftira, zimmet, kaçakçılık, dolandırıcılık, sahtecilik, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, karşılıksız çek, mühür bozmak, özel belgede sahtecilik, sahte belge düzenlemek, ihaleye fesat karıştırmak, görevi kötüye kullanmak, nitelikli zimmet, kasten yaralamak, havaya silahla ateş etmek, imar kirliliğine neden olmak, orman alanını işgal, tutukevine yasak eşya sokmak, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak PKK terör örgütü adına suç işlemek vs.”
Sıradan bir cezaevindeki koğuş müdavimlerinin suç dosyaları değil bunlar!.. Yukarıda sıralananlar TBMM’de, AKP’li, CHP’li, MHP’li ve BDP’li milletvekillerine isnat edilen suçlarmış!..
Maşallah ne güzel bir Meclis’imiz var değil mi!.. İçinde yok yok!..
Bir de böylesi var!..
- “Özal hayranıyım, CHP’li değilim, sadece CHP’den milletvekili seçildim...”
- “Geçmişimle övünüyorum. Benim bu görüşlerimi Kemal Kılıçdaroğlu da biliyordu ve beni destekliyordu. CHP’ye beni özellikle kabul etti...”
- “CHP’deki değişim ve dönüşüm (!) arzusu tabanda karşılık bulmamasından dolayı CHP bocalıyor.”
Peki kim bu özgüveni yüksek şahıs?.. Kim olacak Özal-Menderes hatta AKP hayranı Faik Tunay... Kendini aykırı zanneden birinin medya işbirliği uğruna CHP’ye monte ettiği zat!.. “Atatürkçülük sığ ideoloji, AKP başarılı” diyebilecek kadar pervasız!..
Tunay, AKP’ye gitmenin yolunun AKP medyasından geçeceğini hissetmiş olmalı ki; gitmiş hükümet yanlısı bir internet sitesinde kahvaltı sofrasına oturmuş nasıl CHP’li olmadığını böbürlenerek anlatmış...
Yazık ona oy veren yurttaşlara, onun için çalışan CHP örgütlerine, kadın ve gençlik kollarının emeğine!..
Ve de, CHP’de pırıl pırıl gençler varken yazık onu Atatürk’ün partisinden vekil yapanlara!..
|