Ben bir Fethullahçı mıyım?

14 Şubat 2013 Perşembe, 06:41

ÇGD BAŞKANI YÜKSEL BAYSAL

Anlaşılan o ki, Dr. Bülent Aslanhan’ın canı polemik istiyor.
Olsun, sevdiğimiz arkadaşımızdır, talebini geri çevirmeyelim.
Şimdi…
Bülent Aslanhan arkadaşım yazının tümünü değerlendirmek yerine sadece belirli bir bölümüne yönelik eleştiriler yaptı.
Oysa yazının büyük bölümü, çağdaş eğitimin gerekliliğine ve Çağdaş Eğitim Kooperatifi’nin etkinliğine ayrılmıştı.
Ondan hiç söz etmiyor, sanki ben özel olarak Fethullah Gülen övgüsü yapmak için yazı kaleme almışım gibi davranıyor.
Yöntemde hata var.

*****

Ayrıca…
Dr. Aslanhan’ın iyi bildiğini sandığım bir dille konuşursam…
Marksist düşüncede “Mutlak iyi ve mutlak kötü” yoktur.
Diyalektik materyalizm der ki, her iyinin bir kötü yanı olabileceği gibi her kötünün iyi yanı da olabilir.

*****

Şimdi burada Bülent Aslanhan’a sormak isterim?
Topluma mal olmuş, halktan önemli destekler alan ve de bir dünya markası haline gelmiş bu hareketin hiç mi iyi yanı yok?
Kötülük üzerine mi örgütleniyor bu hareket?

*****

Keşke Dr. Bülent Aslanhan, Fethullah Gülen Hareketi’nin dünyadaki bir okulunu görebilseydi.
Orada Türkçe konuşan insanlarla söyleşseydi…
Kendi insanımızın dünyanın öbür ucunda bir ideal uğruna çektiği çileleri hissedebilseydi…
Eminim farklı düşünürdü.
Ses bayrağımız dilimizin o ülkelerde en kabul edilen diller arasına girdiğine tanık olsaydı, acaba yine aynı şeyleri söyler miydi?
İstiklal Marşı’nı Tanzanya’da yerli vatandaşların arasında dinleseydi, yine bu kadar sert tavır alırdı mıydı?

*****

Devrimciler yoksul halkın mücadelesiyle yoğrulmuş insanlardır.
Dr. Bülent Aslanhan da bu halk için acı çekmiş, mücadele etmiş, hala daha da mücadeleyi bırakmayan bir devrimci…
Yani bir anlamda duygu insanıdır.
O okulları görseydi, inanıyorum ki bu yazdıklarının bir kısmını çöpe atardı.

*****

Dr. Aslanhan’ın son notuna gelince…
Okuduğunu anlamamış galiba…
Ben darbe veya müdahale yanlısı olmam, olamam…
Ama gün gelir de, bu Fethullah Gülen Hareketine mensup olanların veya İslamcıların üzerine bir baskı oluşursa, asla eskisi gibi onları savunmayacağım dedim.
Eğitim hizmetleri hariç elbette…
Bir de şunun yazdım o satırları, hiçbir İslamcı aydın Ergenekon veya Balyoz süreçlerinde yaşanan hukuksuzluklara ses çıkarmadı.
Bunu anımsatmak istemiştim.