Müdahale tezkeresine hayır demeliyiz

21 Eylül 2013 Cumartesi, 07:55

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır doğduğu ülke Suriye’yi VATAN’a değerlendirdi

Deniz Güçer“Askeri müdahaleyi öngören tezkereye bizim hayır dememiz gerekir. BM kararıyla da olsa böyle bir askeri müdahaleye evet dememiz mümkün görülmemektedir.”

MHP’nin Suriye doğumlu ismi, eski Türkiye-Suriye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, TBMM’de VATAN’ın sorularını yanıtladı.

- Suriye’ye ve alınan son karara baktığınızda ne görüyorsunuz?

Bugün gelinen noktada Suriye’de birbirinin içine geçmiş üç savaş yaşanıyor. Sebebi ve müsebbibi kim olursa olsun bir sonuç olarak bugün Suriye’de bir iç savaş yaşanmakta; kardeşler birbirini öldürüyor, Müslüman kanı akıyor. Alevi - Sünni eksenli, bir tarafında da Türkiye’nin olduğu bir bölgesel savaş yaşanıyor.

- Türkiye ne yapmalıydı? Dışişleri Bakanı’nın Cenevre’ye davet edilmesi aslında oyun kurucu olmadığımız anlamına mı geliyor?

Suriye, Tunus, Mısır’a bir bütün olarak bakmak lazım. Orada BOP’u görüyorsunuz. BOP, şark meselesinin ve Sevr’in devamıdır. BOP’un nihai hedefi de Türkiye’dir. Bana göre Suriye’de yaşanan olaylar üzerinden Türkiye tehdit edilmektedir. Türkiye’de Türk milletinin dışında bir Kürt milleti oluşturmaya çalışılıyor.

- Bu tehditlerin sonucu yeni ayakları eklenecek bir Kürdistan mı görüyorsunuz?

Büyük Kürdistan dedikleri Irak’ın kuzeyiyle olmuyor. Suriye’de özerk yapı kurmaya çalışacaklar. Erbil’den Lazkiye’ye açacakları koridorla denize ulaşmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin güneydoğusunda özerklik yaratmaya çalışıyorlar. Kurmayı düşündükleri Kürt devletinin olmazsa olmaz şartı Türkiye’nin buna katılımıdır. Bu coğrafyada batının çıkarlarını korumak için İsrail yetmemektedir. İsrail’i korumak için ikinci bir İsrail mahiyetinde bir Kürdistan istenmektedir.



‘Bahçeli haklı çıktı’

- Meclis açılır açılmaz tezkere gelecek. Yine ‘Evet’ diyecek misiniz?

Buna Başkanlık Divanı karar verir. Sayın Genel Başkanımız ‘Tezkerenin devamına destek veririz’ demişti. Ama o tezkere bugün hükümetin işine yaramıyor, çünkü Suriye’ye bir müdahaleden yana. Bu tezkere ile Suriye’ye asker göndermek mümkün değil. AKP’nin yeni bir tezkere, Suriye’ye müdahale etmeyi amaçlayan yeni bir tezkere getirmesi halinde, Başkanlık Divanı’nda gereken değerlendirme yapılacaktır. MHP, her olayda olduğu gibi Suriye olayında da uyarılarında haklı çıkmıştır. Sayın Genel Başkanımızın yaptığı konuşmaları, uyarıları biraraya getirsek, bin sayfanın üzerinde tutuyor. Sayın Bahçeli, Suriye’ye müdahaleye izin verilmemesi gerektiğini bunun Türkiye için emsal oluşturacağı uyarısı yaptı.

- Yeni gelecek Suriye’ye askeri müdahaleyi öngören tezkeresine ‘hayır’ der misiniz?

Askeri müdahaleyi öngören tezkereye bizim hayır dememiz gerekir. Buna da elbette Başkanlık divanı karar verecektir ama bugüne kadar beyanlarımızın sonucu olarak, BM kararıyla da olsa böyle bir askeri müdahaleye evet dememiz mümkün görülmemektedir. Biz bu coğrafyanın kendi iç dinamikleriyle dönüşümünü tamamlamasını doğru bulmaktayız.

‘ABD kaos sürsün istiyor’

- Beşar Esad gider mi?

Eğer götürülmek istenmiş olsaydı bugüne kadar giderdi. Esad’ın gitmesine dayalı bir strateji yok ortada. Bu konuda Türkiye’nin stratejisi müttefikleri tarafından paylaşılmamaktadır. Ayrıca Beşar Esad sonrası ne olacak? Yeni bir Karzai olayı ile mi karşılaşacağız? AKP iktidarının okuyamadığı durum bu. Rusya da, ABD de Suriye’de kaos sürsün istiyor. Çünkü bu coğrafyanın jeopolitik değeri ve sahip olduğu enerji kaynakları vazgeçilemeyecek kadar değerlidir. Eski ve yeni küresel güçler bu coğrafyada birbirlerine karşı mevzilerini kurmuş bulunuyorlar. Her yüzyılın ilk çeyreğinde olduğu gibi küresel güçler dünyayı yeniden paylaşmakta.”

‘Üç kardeşim Türkiye’ye sığındı’

MHP’li Mehmet Şandır, Suriye’de yaşayan üç kardeşinin Türkiye’ye sığındığını, hepsinin evlerinin yakıldığını anlattı.

- Bugün siyasi kimliğinizin dışında Suriye doğumlu, aslen Suriyeli olan biri olarak sizinle konuşuyoruz...

1947 yılında Lazkiye, Göğdağ Köyü’nde dünyaya geldim. 1953 yılında, ben 5 yaşındayken Türkiye’ye göçmüşüz. Orası bizim hayatımızda çok derin etkiler bırakan bir yer. Aile büyüklerimizden çok hikaye dinledik. Köyümüzü, evimizi, insanları anlatabilecek bilgiye sahibim. 1953’ten bu yana da Hatay’da yaşıyoruz. O bölgede yaklaşık 400 bin Türkmen vardır. Arap denizi içinde bir Türkmen yerleşimidir. Osmanlı tarafından oluşturulmuştur.

- Akrabalarınız var mı?

İki ablam, bir ağabeyim orada yaşardı. O toprakları koruyabilmek için çok fedakarca bir hayat yaşadılar. Babam bu kardeşlerimin Türkiye’ye gelmesini sürekli önlemiştir. ‘Ata toprağı terk edilmemeli’ diyerek gelmelerine müsaade etmedi. Benim soy ismim Çandarlı’dır. Muhtemelen Kastamonu’dan gönderilen bir aileye mensubuz. Köyümü siyasetçi olduktan sonra görebildim.

- Nasıl Şandır oldu?

Türkiye’ye iltica ettiğimizde nüfus memuru ‘Çandarlı, güzel değil. Senin soyadın Şandır olsun’ demiş. Ama ailem Suriye’de Çandar’lı olarak geçer.

- Suriye’de yaşananların ardından kardeşleriniz Türkiye’ye geldi mi?

Kardeşlerim ve çocuklarının yüzde 80‘i Türkiye‘ye sığındı. Evlerini köylerini terk ederek maalesef Osmaniye, Hatay ve İslahiye’de devletin açtığı kamplarda yaşıyorlar. Biran önce evlerine dönmek istiyorlar. Ama hepsinin köylerindeki evleri yakıldı, yıkıldı.

‘Suriye’de 4 milyon Türkmen var, en büyük mağdur onlar’

- Türkmenlerle ilgili bölgede sürekli çalışmalar yapıyorsunuz?

Suriye’de 4 milyon Türkmen yaşıyor. Suriye, Anadolu’dan daha önce Türkleşmiştir. Suriye’de yaşayan Türkmenler buranın asli unsurudur. Suriye’nin her bölgesinde yaşamaktalar. Araplardan sonra en büyük grup Türkmenler’dir. Ama gelinen noktada, Suriye’de yaşayan Kürtler statü kazanmanın eşiğindedir.

- Suriye Türkmen Meclisi kuruluş çalışmalarında da görev aldınız?

Yeni kurulacak Suriye devletinde Türkmenlerin kurucu unsur olarak bir statü kazanmalarını temin etmek için bir takım çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar sonucunda da Suriye Türkmen Meclisi’ni kurduk. Bu Meclisin kurulmasında devletimizin çok yoğun desteğini gördük. Ben Suriye Türkmenleri adına sayın Cumhurbaşkanı, Başbakanımız, Meclis Başkanımız ve sayın Davutoğlu’na çok teşekkür ediyorum. Çok önemli destek vererek sahiplendiler. Ben de Meclis toplantısında ‘Suriye Türkmenleri Onursal Başkanı’ olarak anıldım. Bugün 40 üyeli ve Tümgeneral Sayın Fayez Amro başkanlığında bir Türkmen Meclisi onur ve özgürlük mücadelesi yürütmektedir. Suriye Türkmenleri, Suriye’de yaşanan iç savaşın en büyük mağdurudur. Yaklaşık 30 bin insanımız hayatını kaybetmiş en az bir milyon Türkmen yerinden yurdundan sökülüp atılmıştır. 200 bine yakın insanımız Türkiye’ye sığınmıştır.”

Kaynak : Deniz Güçer /VATAN