İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

32yıl sonra 12 Eylül’ün neresindeyiz?

32yıl sonra 12 Eylül’ün neresindeyiz?

12 Eylül 2012 Çarşamba, 07:38

İhsan Çaralan/Evrensel

Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin 32. yıl dönümü.
Gazetemizi ve bu köşeyi yakından izleyenler, bir biçimde “aşılmış”, artık “tarihte kalmış” kimi darbe ya da kutlama günleriyle ilgili “nostaljik” yazılardan uzak durulduğunu bilirler.
Son yıllarda 12 Eylül’e de sövüp saymak pek revaçta olduğu için son yıllarda bu köşede 12 Eylül’ün yıldönümlerinde “özel bir yazı” yazılmamıştı. Ancak bugün durum farklı görünüyor. Çünkü AKP iktidarı ve onun başı Başbakan Erdoğan, son yıllardaki uygulamalarıyla 12 Eylül’ü aratmayan, hatta Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) ve Özel Yetkili Savcılıkları (ÖYS) kullanma bakımından 12 Eylül’ü bile yaya bırakmış bulunuyor.
12 Eylül’ün en önemli özelliği yasama, yargı ve yürütmeyi Milli Güvenlik Konseyi denilen kuvvet komutanlarından oluşan beş kişilik bir cuntanın eline vermesiydi.
Bugün de yasama, yargı ve yürütme, sadece görünüşte ayrıdır ve gerçekte yürütme gücünü elinde tutan hükümet, AKP çoğunluğu ile yasamayı ve yaptığı hızlı kadrolaşmayla yargıyı da tümüyle kendi denetimine almış bulunmaktadır. Dolayısıyla yargıyla yürütmenin, yürütmeyle yasamanın ayrılığı birbirini denetleme imkanı ortadan kaldırılmıştır. Nitekim BDP’li bazı vekillerin dokunulmazlıkları konusunda Başbakan açıkça, “Yargıya da talimat verdik. Yasama organı da gerekeni yapacak” diyerek bu durumu çok çarpıcı biçimde ifade etmiştir. Burada fark AKP Hükümetinin “Seçimle gelen bir meclise dayanıyor” olmasıdır. Ama demokrasilerde seçim “olmazsa olmaz” olsa da sadece bir unsurdur ve dolayısıyla seçimde yeteri kadar çoğunluğu alan partinin eğer bir demokrasi kültürü yoksa ve onun gerektirdiği demokratik bir yönetim tarzını özümsememişse, sistemin bir tek parti diktatörlüğü biçiminde işlemesi kaçınılmazdır. Ve bugün AKP arkasındaki yüzde 50’ye dayanan oy gücünü kullanarak, 12 Eylül’ün uygulamaya cesaret edemediği keyfiyette uygulamalarla (Yargının ve emniyetin kullanılmasında, üniversiteler, TRT, AA, TUBİTAK’da kadrolaşma, muhalif güçlere yönelik “Terör örgütüyle bağlantılı” iddiasıyla tutuklamalar yapmakta, tutuklular ve yıllarca mahkemeye çıkarmadan bekletme...) hak-hukuk tanımazlıkta sınır tanımadığını göstermektedir.
12 Eylül darbesi Türkiye’yi dünyada en çok siyasi tutuklunun bulunduğu ülke haline getirmişti. Bugün de AKP Hükümeti, son dört yılda yaptığı tutuklamalarla, uluslararası insan hakları kurumlarının verilerine göre, dünyadaki 33 bin dolayındaki siyasi tutuklunun üçte birinin bulunduğu ülke durumuna getirmiştir. Ergenekon davalarında pek çok gazeteci, aydın, neyle suçlandığını bile tam bilmeden yıllardır tutulurken KCK davalarında gazeteciler, avukatlar, sendikacılar, legal Kürt partisinin yöneticileri, seçilmiş onlarca belediye başkanı yüzlerce yerel yönetici nerede başlayıp nerde bittiği belli olmayan bir “terör örgütü” üyeliği ya da yöneticiliğinden yıllardır cezaevlerinedir. Ve sadece KCK davalarından tutuklananların sayısı 6 bini geçmiştir.
Sorgusuz sualsiz süren iç ve dış operasyonlar, boşaltılan köyler, bombalanan köylüler, batı illerinde her vesileyle ortaya çıkan linç girişimleri, Kürt-Türk düşmanlığı kışkırtılması, üniversitelerde milliyetçilik ve dinciliğin ağır bir şal gibi üniversitenin üstüne örtülmesi, devlette siyasi kadrolaşmada hiçbir sınır tanımama, ...iş kolu düzeyinde grev hakkını ortadan kaldırma, emek sömürüsünün önündeki engellerin hiçbir hak-adalet kaygısına kapılmadan kaldırma, ... gibi konularda AKP dönemi 12 Eylül’ü aşan bir performans göstermektedir.
En son ortaya çıkmıştır ki, 12 Eylül’den kalma Marks’ın, Lenin’in, Nâzım Hikmet başta olmak üzere onlarca yazarın yüzlerce eseri, yüzlerce gazete ve dergi emniyet ve savcılıkların yasaklılar listesinde kalmaya devam etmektedir.
Şimdi AKP Hükümeti, bir yandan fiilen biçimlendirdiği bu “rejimini” bir yandan 4+4+4’le resmi bir ideolojik zemine oturtmayı amaçlarken öte yandan da “yeni anayasa” ile kendisinden sonra da devamını sağlayacağı bir “Devlet düzenine dönüştürmek” için hamleler yapmaktadır. Bunu da ülkenin demokrasi güçlerini, Kürtlerin, Alevilerin hak mücadelesinde ısrarlı kesimlerini bastırıp sindirerek gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.
Hal böyle olunca da; dün AKP’ye destek veren, AKP’nin Türkiye’yi demokratikleştiren bir parti olduğunu savunan liberal kesimde bile, “AKP’nin kurmak istediği düzenin 12 Eylül’ün kurduğu düzenle ne farkı var?” sorusu giderek büyüyen bir soruya dönüşmektedir.
12 Eylül’ün ruhu AKP eliyle yeniden diriltilip, “halk iradesinin egemenliği” cilasıyla boyanıp ete kemiğe büründürülmektedir.
Ve tabii bu gidişat içinde 12 Eylül darbecilerini yargılayacak iddiasıyla kurulan mahkeme de trajikomik bir tiyatro sahnesi olmayı aşmamaktadır.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız