Afyon Valisi’nin PR tezgahı

10 Eylül 2012 Pazartesi, 07:55

Mehveş Evin /Milliyet

Afyonkarahisar’da 25 askerin ölümünün ardından dikkatler Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e çevrildi... Çevrilmeyecek gibi de değil, çünkü sadece bu kazayla ilgili değil, genel anlamda orduda bir iletişim fiyaskosu yaşanıyor.
Patlama ve ölümler hakkında ‘Konuşmak istemiyorum. Her şey ortada’ diye basına sitem yollu pasif bir tavır sergileyen Genelkurmay Başkanı, aynı gün Afyon Valiliği ziyaretinde çekilen fotoğraflarla eleştirilerin hedefi oldu. Bu defa ‘konuşmak zorunda kalan’ Özel, ‘Sayın Vali’nin şahsına ve makamına nezaketsizlik olmasın düşüncesiyle, ani gelişen davranış karşısında herhangi bir reaksiyon gösteremedim’ açıklamasını yaptı...
Necdet Özel’in bu sözlerinde samimi olduğunu, kendisinin ‘duyarsız ve hediye heveslisi bir Genelkurmay Başkanı’ olarak tasvir edilmesinin gerçekten duyduğu üzüntüyü katladığına inanıyorum.
O fotoğraflarda hediyelere sevinen ve mutlulukla poz veren bir adamdan ziyade, o anda zihni bambaşka yerlerde olan... Beden diliyle gücü değil, yıpranmışlığı ve o andaki şaşkınlığı sergileyen bir adam görüyorum.

Tanıtım potansiyeli
Karşımızda böyle bir felaketin ardından, büyük bir maharetle PR tezgahı kurabilen bir vali duruyor. Herhalde o görüşme sırasında kendisine sunulan kilim ve satranç tahtasına bakarken çekilen fotoğrafların böyle kullanılabileceği, Genelkurmay Başkanı’nın aklının ucundan bile geçmemiştir. Mesela Vali İrfan Balkanlıoğlu’nun, kendisini Afyonkarahisar için (daha doğrusu bizzat makamı için) ‘tanıtım potansiyeli olan kişi’ şeklinde tanımlayacağını da hiç düşünememiştir!
Vali’nin özrü kabahatinden büyük açıklaması, günümüzün uyanık taşra bürokratı profiline mükemmel bir örnek: ‘Genelkurmay Başkanı gibi popüler bir isim gelmiş. Küçük, maddi değeri olmayan bir hediye verdik. Genelkurmay Başkanımız çevresi olan bir insan. Bir yere o kilim koysa, biri de ‘Nereden aldınız’ diye sorup Afyon’a gelip satın alsa fakir insanlar nasiplenecek. Emrivaki yapıp eline tutuşturmuşuz. Hayır mı diyecekti. Hayat devam ediyor. Acımız varken buna ara mı verelim?’
Evet Vali Bey, bir zahmet hediye ve tanıtım faaliyetine ara vereceksin! Karşındaki ‘popüler’ isim değil, Genelkurmay Başkanı. Ona kilimini, sucuğunu tanıtacak bir pazarlamacı muamelesi yapıp bir de fotoğraflarını çekerek internet sitesine koyarsan, bunun adı ya ucuzluktur, ya da kötü niyet. Şehrindeki fakiri o kadar kalkındırmak istiyorsan elindeki imtiyazları buna göre kullanırsın!
Bir de şu soruyu sormak gerek herhalde: Vali’yi Cumhurbaşkanı veya Başbakan ziyaret etseydi, o fotoğraflar çekilebilir, web sitesine konabilir miydi? Genelkurmay Başkanı’nın yanında bu durumları yönetecek birileri yok mu?




BİR FAİLİ MEŞHUR DAHA
- Günlerdir gazetelerde Tuğgeneral Musa Çitil’in davasıyla ilgili ayrıntılar yazılıp çiziliyor... Tuğgeneral hakkında, Mardin’de 19 yıl önce 13 köylünün faili meçhul cinayetlere kurban gitmesiyle ilgili 13 kez ağırlaştırılmış müebbet isteniyor.
Bu korkunç davanın sanığı Çitil, bir süredir Ankara Jandarma Bölge Komutanı! Askeri vesayetin kalktığı, ordunun ‘eski günlerindeki’ gibi olmadığı söyleniyor ya... Çitil’in bu şaibeyle bu pozisyona kadar yükselmesi, aslında hiçbir şeyin değişmediğini, orduda da suç işleyenlerin temizlenemediğini, aksine ödüllendirildiğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Adı gözaltında işkence ve tecavüzlerle anılan Sedat Selim Ay’ın da, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı’na atanması, haftalarca eleştirilmişti. Bir değişiklik olmadı. Kamu vicdanını rahaytlatmak adına bir adım bile atılmadı ve konu sanki kapandı.
Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Çitil’in sicilinden söz açılmışken, tekrar soralım: Katillerin, tecavüzcülerin, işkencecilerin hala ödüllendirildiği bir ortamda haklardan, özgürlüklerden ve demokrasiden nasıl bahsedebiliriz? Bu memlekete nasıl bir gelecek hazırlıyorsunuz?