İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Zeynep, tecavüzcüsünün çocuğunu doğurmak zorunda kalacak mı?

Zeynep, tecavüzcüsünün çocuğunu doğurmak zorunda kalacak mı?

02 Eylül 2012 Pazar, 10:12

Ayşe ARMAN /Hürriyet

Bu ne ya!

Her geçen gün bu ülkeye biraz daha vahşet hakim oluyor!
Kafanı nereye çevirsen, bir kesme, biçme, bir tecavüz...
Daha yeni okuduk, kendisini hamile bırakan tecavüzcüsünü öldürdükten sonra, kafasını kesip köy meydanına getiren köylü kadının haberini...
Kocası uzakta bir yerde çalışıyor, o iki bebesiyle köyde...
Be adam...
Ne istersin bu kadından?


15 yaşında tecavüze uğrayan ve 4 aylık hamile olan Zeynep (sağda)ve yanında onunla görüşebilmek için 'Sevgi Evi'ne kılık değiştirip giren Ayşe Arman (solda).


Niye başına bela olursun?
Nasıl bir hayvansın ki, o kadına silah zoruyla tecavüz edersin?
Kimse kafasının kesilmesini hak etmez ama söyler misiniz o kadının yaşadıklarını kim hak eder?
Bu haberin altında, “Karnındaki bebek 5 aylık olmuş, canlanmış, doğursun, en kötüsü devlet bakar” şeklinde yorumlar gördüm.
Yazıklar olsun!
Ya bu olay sizin başınıza gelseydi?
Ya da karınızın, ya da kız kardeşinizin, ya da kızınızın...
Aynı rahatlıkla, aynı şeyi söyleyebilecek miydiniz?
Kürtaja karşılar ya, inançlarına aykırı ya, o yüzden empati bile yapamıyorlar!
Kadın nasıl bir çaresizlik noktasına gelmişse, ölümü bile göze alıyor, “Bana kürtaj yapın, ben bu çocuğu ölürüm de doğurmam” diyor.
Ona, “Bu çocuğu doğur!” demek son derece mantıksız ve duygusuz! Acayip doluyum bu konuda.
Her gün yeni tecavüz haberleri gördükçe de iyice deliriyorum.
Alın size Ö.Ç davası.
Ö.Ç, 14 yaşında.
Aralarında iki emniyet müdürünün de olduğu 35 kişinin cinsel istismarına uğradı.
Allah kahretsin, utanç verici!
Bir emniyet müdürü düşünün ki (N.Ş), internette 14 yaşında bir kıza kendini farklı biri olarak tanıtıyor, onunla bir ilişki yaşıyor, yatıp kalkıyor, sonra bu işin devamı geliyor, çıplak fotoğraflar, filmler, tehditler, 35 kişi daha bu olaya karışıyor...
O kızla cinsel ilişki kuruyor.
Bütün o sanıklar benim için rezil!
Serbest bırakıldığı için alkışlayanlar da.
Hele o yurtdışına kaçan emniyet müdürü en rezili.
Korkak adam!
Ve inanabiliyor musunuz, bu davada tutuklu kalmadı.
Her şey o küçük kızın omuzlarına yüklendi.
Yazıklar olsun!
Bu devlete de... Kadınlarına böyle davranan sisteme de, hukuka da...
İnsanın neye inancı kalır bu ülkede?
Aile Bakanı’nın da tahliyelere itiraz etmesi yetmiyor!
Benim içime su serpmiyor.
Daha fazlası gerekiyor.

SERBESTÇE DOLAŞIYOR


Solda (kırmızı kıyafetli): Zeynep'in Emine ablası
Sağda: Zeynep'in ablası Şermin



Alın size bir tecavüz haberi daha...
Zeynep, henüz 15 yaşında.
Bu yılın haziran ayında 54 yaşında bir adam tarafından tecavüze uğradı.
Bilgisayarında pek çok çocuk pornosu kaydı bulunan bir adam tarafından...
Tecavüzcü Hayrettin İzzet, aynı zamanda Zeynep’in ablasının da sevgilisi.
Pardon, 10 yıllık imam nikahlı ikinci eşi.
Adamın bir karısı var, bir de sevgilisi, yetmiyor, sevgilisinin kız kardeşine de tecavüz ediyor.
Özellikle çocuk tecavüzcülerinin hadım edilerek cezalandırılmasını istiyorum.
Nasıl bir iğrençliktir, nasıl bir sapıklıktır?
İşin kötüsü Zeynep, şu anda 14 haftalık hamile.
Şu anda Sevgi Evi’nde devlet koruması altında.
Israrla, “Bu adam bana tecavüz etti” diyor, “Hamileyim, lütfen karnımdaki bebeğe DNA testi yaptırın bu adamdan olduğuna anlayın ve bu bebeğin alın...”
İki haftadır tık yok...
Adli tatil matil, zaman geçiyor, karnındaki çocuk büyüyor.
Zeynep bir sığınma evinde başına gelecekleri bekliyor.
En kabul edilemez olanı da...
Çocuk pornosu yükledi diye bilgisayarına el konulan ve tecavüz suçlamasıyla yargılanan Hayrettin İzzet’in dışarıda serbest dolaşıyor olması...

HÜRRİYET HATTI’NA İHBAR

Zeynep’in haberi, Hürriyet Acil Yardım Hattı’na gelen ihbarlardan biriydi.
Aileyi aradım, bütün ablalar ve abi konuşmayı kabul etti.
Atladım Karabük’e gittim.
Zeynep’in avukatı Arif Yetim de oradaydı.
Hepsiyle tek tek konuştum, yetmedi, sevgilisi olduğu iddia edilen gençle de konuştum.
Kesinlikle cinsel bir şey yaşamadıklarını söyledi.
Ablaların korkusu, bürokrasi yüzünden geç kalınması ve yeni kürtaj yasası yüzünden de çocuğu doğurmak zorunda kalması...
Ben anlayamıyorum, ne hakla, ‘Zeynep çocuğunu doğursun mu doğurmasın mı?’yı tartışıyoruz...
Karar annenin olmalı.
Hele böyle bir vahşet yaşamışsa, çocuğu aldırmak istemesi onun en doğal hakkı.
Avukat Arif Yetim, Sevgi Evi’ne müvekkili Zeynep’le görüşmeye gidiyordu.
Ben de onunla gittim.
Farklı bir kıyafetle.
Çünkü sadece savcılık ifadeleriyle yetinmek istedim.
Olup biteni bir de onun ağzından dinlemeyi tercih ettim.
Zeynep insanı şaşırtacak kadar güzel.
Gebeliği üç ayı geçti, dört aya yaklaşıyor. Kilo almaya başlamış. Bir an evvel DNA testi yapılmasını ve kürtaj olmayı bekliyor.
Ama üç ayı geçtiği için alınmazsa diye ödü patlıyor.
Dünya tatlısı, küçük, çaresiz bir kız.
Tecavüzcüsünün çocuğunu doğurmak zorunda bırakılmayacağını ümit ediyorum.

İyi misin?
- İyi davranıyorlar ama değilim. Nasıl olayım? Karnımda tecavüzcümün çocuğu var. Üstelik ben buradayım, o boynu devrilesice dışarıda. “Bu adam yaptı!” demişim, yaptıklarını bir bir söylemişim, olay yerini göstermişim, 30 kişiye tekrar tekrar anlatmışım, her seferinde yeniden perişan olmuşum. Bilgisayarında çocuklara ait sapık fotoğraflar çıkmış, öyle fotoğrafları, filmleri bulundurmak suçmuş. Eeee? Beni buraya koydular, o elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor? Neden? Niye tutuklamıyorlar onu?

Herhalde zaman alıyordur, deliller toplanıyor, ifadeler alınıyor.
- İyi de benim de karnım, günden güne büyüyor! Ya sonra, “4 aylık oldu, artık alamayız” derlerse? Hayatım kaydı ya daha da kayarsa?

Öyle deme...
- Ama öyle. Okul hayatım bitti. Nasıl giderim artık okula? Karabük küçük yer, herkes duymuştur. Artık burada da yaşayamam. Adım çıktı bir kere, rahat bırakırlar mı sanıyorsun beni? “Bir an evvel DNA testi yapın, çocuğun ona ait olduğunu anlayın ve bu çocuğu alın!” diyorum, 15 gündür bir şey yapılmıyor. Doğurmamı da isteyecekler diye korkuyorum. Olmaz değil mi?

Olmaz, merak etme...
- İnşallah...

Yaşadığın cinsel istismarı anlatmak için neden üç ay bekledin?
- Çünkü korktum. Ailemin başına bela açmak istemedim. Acımı içime gömdüm. Bak yalan yok, gebe kalmasaydım, belki de ölene kadar kimseye anlatmazdım. Ama o kadar kusmaya başladım ki, ne yapacağımı şaşırdım, ablamlar beni doktora götürdü, hamile olduğum anlaşıldı. O zaman mecbur anlattım.

Sen bu Hayrettin İzzet’i nerede, nasıl tanıdın?
- Küçüklüğümden beri tanıyorum, evimize girer, çıkar. “Amca” diyordum. Yaşlı başlı adam, 54 yaşında.

TANINAN BİR MÜTEAHHİTİN YEĞENİ

İyi de kim bu adam?


54 yaşındaki Hayrettin İzzet tarafından tecavüze uğrayan Zeynep'i Karabük'teki 'Sevgi Evi'nde ziyaret eden Ayşe Arman


- Şermin Abla’mın imam nikahlı eşi. Bir de karısı var. Karısından hiçbir zaman boşanmadı ama 10 yıldır ablamla birlikte. Önce Karabük’te yaşıyordu, sonra Bolu’ya taşındı, ablam da peşinden. Hatta babamı da aldılar yanlarına. Hayrettin İzzet, babama iş verdi. Tanınan bir müteahhitin yeğeni.

Seninle alıp veremediği ne var?
- Bilsem, kafaya takmış beni. 7’nci sınıfın yaz tatilinde, o zaman annem sağdı, Şermin Ablamlara gittik. Hayrettin İzzet de, bizi Abant’a götürdü. Orada kimsenin görmediği bir anda sarıldı. Dönüşte, Şermin Ablam’a çaktırmadan anneme, bana olan ilgisinden söz etmiş, “Böyle güzel doğurmasaydın!” demiş.

Sen o zaman 13 yaşındasın...
- Evet.

Annenin tepkisi ne oldu?
- Çok önemsemedi. “Ondan korkma” deyip durdu. Hayrettin İzzet zaman zaman Karabük’e bize geliyordu. Eve kömür alıyordu, yiyecek, içecek alıyordu. Anneme her ay 30 lira, 50 lira gönderiyordu. Annem de bütün bu yardımları yüzünden, bana olan ilgisine sesini çıkarmıyordu. Bir de anneme ölmeden birkaç ay önce, “Merak etme ben Zeynep’le seviyesine göre ilişki yaşarım” demiş.

O ne demek: “Seviyesine göre ilişki...”
- “Kızlığını bozmam” demek istiyor, Şermin Ablam’la da 10 yıldır sevgili, onun da uzun süre bozmamış. Annem böyle anlattı.

Çok fena bütün bunlar...
- Daha başka şeyler de var. İfademi verirken anlattım. Annem bir keresinde, “Alt tarafına bakayım” diye benim üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp fotoğrafımı çekti, sonra üst tarafımı. Hayrettin İzzet’e göndermiş olmalı ki, “Fotoğrafların çok güzel tatlım, telefonumda kayıtlı, bakıp bakıp duruyorum” diye aradı beni. Sonra bir gün, yine Bolu’da çalıştığı inşaatta, “Gel sana bir kitap göstereceğim” diye beni konteynere soktu ve bilgisayarındaki çocuk pornosunu gösterdi, benim yaşımda kızların filmleriydi.

ŞUBEDE ŞİKAYETÇİ OLMAKTAN VAZGEÇTİM

Peki sen bunları kimseye söylemedin mi?
- Şermin Ablam’a söyledim. “Bana sapık sapık şeyler gösteriyor, ben korkuyorum bu adamdan!” dedim. Hep kavga etti benim yüzümden onunla, ama işte kalbine kilit vuramadı, her seferinde barıştı. Emine Ablam, Şermin Ablam’a, “Biraz zayıf olsam bu aşağılık adam bana bile asılır, sen bunları göremiyorsun!” diye kızıyordu. Ama o ara bütün aile dağılmıştı. Annem vefat etmişti. Babam Bolu’daydı. Ben ablam ve abimle yaşamaya başlamıştım. Okuldaki rehberlik öğretmenime, “Böyle böyle birinden rahatsız oluyorum, sürekli arıyor” dedim, ondan medet umdum, Çocuk Şube’ye gittik. Dediler ki, “Şikayetçi olacak mısın? Olacaksan, seni korumak için sığınma evi gibi bir yere alacağız.” Tabii ki ablamlardan ayrılmak istemedim, şikayetçi olmaktan vazgeçtim. Ve sonunda da tecavüz etti.

SEZARYEN İSTİYORUM ÇÜNKÜ HÂLÂ BAKİREYİM

Olay ne zaman oldu?
- Mayıs sonuydu. Yolda yürüyordum, yanımda bir araba durdu. Baktım bu. “Ablanlar piknikteler, Zeynep’i de al gel dediler” dedi, bir an tereddüt ettim ama sonra inandım, bindim arabaya. Bir mağazada durdu bana bir mont aldı. Aptal kafam bu iyiliğin arkasından gelecek kötülüğü tahmin etmeliydim. Ben hâlâ pikniğe gidiyoruz zannediyorum. Baktım asfaltlı bir yoldan, toprak yola saptı. Bir süre daha gitti, ağaçlıklı bir yerde durdu. Kapıyı açtı. Bacaklarımı tutup kendine çevirdiği esnada, bağırmaya başladım ve bir tekme attım. Yere düştü. Kalktı. Ağlamaya, yalvarmaya başladım. “Annem için yapma” dedim, neden öyle dediysem, ölmüş annem geldi aklıma. “Ben her şeyi seviyeli yaparım merak etme” diyerek üzerime abandı. Sonra üzerimden kalktı. Pantolonunu giydi. Ön taraftan ıslak mendil aldı, kendini sildi, arabanın koltuğunu sildi. Böyle... Birkaç hafta sonra da bitmez tükenmez mide bulantılarım başladı.

Daha önce cinsel ilişkin oldu mu?


Avukat Arif Yetim Ayşe Arman ile


- Fatih diye bir erkek arkadaşım oldu. Bir hafta süreyle. Onunla öpüştüm ama cinsel birlikteliğim olmadı. Hâlâ bakireyim. Elastikmiş zarım. Tam anlamıyla bir cinsel ilişki yaşamadan da hamile kalınabiliyormuş, sürtünme yoluyla da olabiliyormuş, doktor söyledi.

Sonra?
- Birçok kez aradı. Açmadım telefonu. Sonunda, “Beni rahat bırak, zaten çıktığım biri var!” dedim. Mahkemeye de, “Bebek benden değil, o çocuktandır. Benim çocuğum olamıyor, sperm sayım yeterli değil” demiş.

Şermin Ablan ne dedi peki olup bitene? Neticede onun sevgilisi...
- O da çok üzgün. Ama ona da kızıyorum, olan bitende sorumluluğu var. Durdurmadı kötülüğü. Bütün bunları engelleyebilirdi. O adamı bırakıp evine dönseydi, bunların hiçbiri yaşanmayacaktı.

Şu anda ne istiyorsun?
- Bu bebekten kurtulmak. Karnımdaki bebeğin sezaryenle alınmasını istiyorum.

Neden?
- Öteki türlü kızlığım bozulacak. “Karnından alırlarsa bir şey olmaz, hayatına devam edersin” dediler...

Böyle bir şeyin mümkün olabileceğini sanmıyorum. Ama sen yine de doktorunla konuş... Son olarak ne söylemek istersin?
- Bana bu kötülüğü yapan adam cezasını çeksin istiyorum.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız