İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

HABER

Siyasal islama veda

Siyasal islama veda

12 Ağustos 2013 Pazartesi, 07:29

Tablo ortada…

ABD ve İsrail ile AB gibi yandaşları, artık “Batıcı İslam”, “Ilımlı İslam”, “İslamcı Muhafazakar Demokrat”, “İslamcı Liberaller” gibi son kullanma tarihi geçmiş, bayat ve uyduruk kavramları, tarihin çöp kutusuna atmaya hazırlanıyor.

İşaretler belirdi.

Mısır’da Müslüman Kardeşler’e atılan kazık, Türkiye’de AKP’ye veda şarkıları, Mısır, Suriye, Irak, Yemen gibi Arap ülkelerinde El Kaidecilere karşı girişilen ortak operasyonlar; Mısır’da İsrail ile birlikte Mısır ordusu, Yemen’de direk ABD operasyonları. Suriye’de ise Barzani ve PKK’yı (hatta Esad’ı) devreye sokarak tasfiye çabaları.

Irak’ta hakeza. İşte mesela son olarak, ABD Dışişleri Bakanlığı, Bağdat’ta meydana gelen patlamalardan El-Kaide ve hâlihazırda Suriye’de bulunan örgütün Irak lideri Abu Bekir el-Bağdadi’nin sorumlu olduğunu ve başına 10 milyon dolar ödül konduğunu bildirdi. Enteresan ki İran’ın eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad gibi ABD Dışişleri de, patlamaları organize edenleri İslam düşmanı olarak niteledi. Eskiden pek olmazdı bu açıklamalar. Afganistan’da zaten El Kaide bağlantılı Taliban unsurlarıyla savaşıyorlar.

Tabi bir iddiaya göre de, Pakistan, Libya ve Irak’tan kaçırılan El Kaideciler, Suriye’ye bizzat İsrail ve ABD güdümünde gönderiliyor. Bizim ‘ABD yanlısı’ hükümetin bunları sınırdan geçirdiği ve barındırdığı da bilinen bir durum.

Bence bu da doğru, önceki söz ettiğim gelişmeler de.

El Kaide’den tasfiye sürecinde bile faydalanmak akıllıca.

El Kaide, ABD ve İsrail için eskiden “kolaylaştırıcı” bir güç iken, artık tasfiyesinin zamanı gelmiş ayak dikeni olarak görülüyor. Ama yarattıkları bu canavarı, tek başına tasfiye edemeyecekleri için herkesin (Rusya ile İran’ın bile) yardımına ihtiyaçları var.

Her neyse bu yazı bir El Kaide/El Nusra yazısı değil aslında.

LAİKLİĞE NUR YAĞIYOR

ABD ve hempaları son aylarda artık ‘İslamcı bir demokrasi’ lafını pek ağızlarına almıyorlar. Aksine İslamcılık ile demokrasinin birlikte yürümeyeceğini, mesela Türkiye’deki yandaşlarının ağzından dillendiriyorlar. AKP’ye övgüler düzen Orhan Pamuk, artık aleyhte demeçler veriyor. Yandaş liberaller, Asaf Savaş Akat, Hasan Cemal, Cengiz Çandar vs. açıktan eleştiri getiriyor.

Çünkü önünde sonunda “iktidar yorumuna açık sekter Şeriatçılığa” yani Talibanizme kayması kaçınılmaz olan “Ilımlı İslam” veya “Dinci Demokratlık”, bugün gelinen noktada kavramsal ve kategorik olarak tarihin çöp sepetine atılıyor.

Bunun en son işaretini ise çok ilginçtir ki, İslam dünyasının dini fikir liderliğini üstlenen Mısır’ın başkenti Kahire’deki ünlü El Ezher Üniversitesi’nde gördük.

Tunus, Mısır, Suriye, Irak gibi ülkelerde anti Amerikancılık ile özdeşleşen muhalif hareketlerde artık sol çizgileri, cumhuriyet ve demokrasi kavramlarını gözlemliyoruz. Mesela Mısır’da Nasırcılığın yeniden canlanması, Tunus’ta Habib Burgiba resimlerinin taşınması, Suriye’de Esad’ın Atatürk resmiyle birlikte poz vermesi. İşin enteresan tarafı buna batıdan da destek geliyor. Birden bakıyoruz; unutulmuş, unutturulmuş laiklik kavramı, atıldığı tozlu sandıktan çıkarılıyor.

El Ezher demiştik, işte bu El Ezher mezunlarınca oluşturulan ‘El Ezher Mezunları Laik Bir Devlet’ten Yana’ Hareketi, İslam adına din işlerinin devlet işlerinden ayrı tutulması gerektiği ilkesini savunuyor. Hareketin koordinatörü Şeyh Muhammed Abdullah Hasr, Rusya’nın Sesi Radyosu’na verdiği röportajda bakın neler söylüyor:

“İslam’ı her hangi bir siyasi sistem ile özdeşlemek yanlıştır, bu yönteme aslında ülkenin geliştirilmesine yönelik ne siyasi ne de ekonomik projelere sahip olanlar başvururlar. Bu yüzden iktidara gelmek için dini alet olarak kullanıyorlar. Bugün Müslüman Kardeşler ve ona benzer İslamcı hareketler insanları kendilerinin dinin koruyucuları olduklarına inandırmaya çalışıyor, bunun için ta onların iktidarda bulunmaları gerektiğini söylüyorlar. Ama bütün bunlar boş laflar. Müslümanlar Avrupalı ülkelerde de yaşıyorlar, mesela Rusya’da milyonlarca Müslüman var. Bu ülkelerin yöneticileri Müslüman olmadıkları halde bu ülkelerdeki Müslümanların namaz kılması veya oruç tutmasının yasaklandığını asla görmedik. İslam’ın insanlara zorla dayatılmasına ihtiyacı yok. İslam’ın temelinde inanç özgürlüğü ilkesi bulunmaktadır, bu da defalarca Kur’an-ı Kerim’de kaydediliyor.”

Şeyh Muhammed Abdullah Hasr Müslüman Kardeşler’e oldukça kızgın:

“Müslüman Kardeşlere gelince onlar dini devlet projesinden vazgeçmenin dinden vazgeçmek anlamına geldiği fikrini insanlarına kafasına sokmaya çalışıyor. Ama Mursi iktidardan ayrılalı artık bir ay geçti ancak halk Ramazan’da namaz kılıp oruç tutmaya devam ediyor. Kadınlar başörtülü ve hiç kimse bundan vazgeçmek istemiyor. Bu arada Müslüman Kardeşler, selefiler ve başka radikallerin yaptıkları İslam’a aykırıdır. Gerçek İslam şiddet eylemleri, kan dökülmesi ve yolların kapatılmasıyla yayılmaz. İslam’ın hedefleri arasında sadece Müslümanlar değil bütün insanların hayatının korunması yer almaktadır. Şimdi kendileri İslam koruyucuları olarak adlandıranlardan bazıları insanları öldürüyor, evleri yakıyor, yolları kapatıyorlar. Bu dini korumak değil, tam tersine ona saldırmak, din adına insanları korkutmaktır. Müslüman Kardeşlerin taraftarları Kahire ve Sina Yarımadası’nda kaç kişi öldürdü? Kardeşler’in liderlerinden biri bunu itiraf ederek şunu söyledi: ‘Mursi’yi cumhurbaşkanlığı koltuğuna geri getirin ve Sina Yarımadası’nda olup bitenler sona erecek’.”

Bu protestolara nasıl son verilebilir? sorusunu da şöyle yanıtlıyor “Laik” Şeyh Muhammed:

“Şimdi ‘Müslüman Kardeşler’ İslam’ın korunması bahanesiyle şiddet uyguluyor, ama İslam’ın böyle korumaya ihtiyacı yok. Tanınmış İngiliz gazeteci Robert Fisk, Müslüman Kardeşlerin kendisini protestolarının barışçıl olduğuna inandırmaya çalıştığını anlattı. Ama onların düzenledikleri mitinge geldiğinde ona eşlik eden insanın yanında Kalaşnikov tipi bir tüfek taşıdığını gördü. Şimdiki çatışmalarda her gün onlarca kişi hayatını kaybediyor. M. Kardeşler insanları öldürüyor, bu insanların akrabaları Kardeşlerden intikam alacaklar, ve bütün bunlar eninde sonunda iç savaşa yol açacak. Müslüman Kardeşler şu an Mısır’a büyük zarar veriyor, Mısır toplumunu sarsıyor. Buna bir an önce son vermek lazım, başka çözüm yolu yoksa şiddet bile kullanılmalı. Bu, onların öldürülmesi gerektiği anlamına gelmiyor. Bu isyana insanlara daha fazla zarar vermeden son vermenin çok yöntemi vardır. Din, özgürlüktür, bizim va başkaları için seçim yapma özgürlüğüdür. Ne yazık ki bunu anlamayanlar var.”

Türkiye’deki Gezi Olayları’nda tanınan “Devrimci Müslümanlar” Arap dünyasında da yalnız değil gibi görünüyor. Hem Arap, laiklik yanlısı modernistler, hem de laiklik olmadan barış ve huzurun olamayacağını gören samimi Müslümanlar, demokrasiyi yeniden tanımlama ve doğru yerine oturtma arayışında.

Batıda rahatlıkla kullanılabilen “Laik” ya da “Seküler” kavramları, Arap dünyasında çok farklı anlamlar taşıyor. Mesela Libya’da Müslüman Kardeşler’e seçim yenilgisini tattıran partiye “seküler” deniyor ama parti programında “Şeriat yasalarının uygulanması” isteniyor. Ya da Peygamber soyundan geldiğine inanılarak kutsallık atfedilen Fas Kralı, aşırı İslamcı hareketlere karşı acımasızlığı yüzünden “Laik” olarak tanımlanabiliyor.

Aslında Arap dünyasında laiklik; Batı yandaşlığı, özentilik/züppelik, kafirlik, şeytan işi gibi kavramlarla karşılanıyor. Ama son on yılların pratiği ışığında, bugün gelinen noktada, toplumun belirli bir sözleşme üzerinden birlikte yaşayabilmesinin yegane yolunun da “laiklik” olduğu görülüyor. Demokrasi güzel bir kavram olarak tanımlanırken (Bush’un Irak’a laiklik değil fakat demokrasi götürmesi gibi) laiklik veya sekülerizm bu zamana kadar pek ağza alınmayan, telaffuzundan bile ürkülen ifadelerdi.

Laiklik olmadan demokrasi olmuyor. Ama demokrasi olmasa bile laikliğin var olması yine de toplumu büyük fay hatlarından kurtarabiliyor. Bunun iki örneği Irak (Saddam) ve Suriye’den verilebilir. Bugün her iki ülke de, Baas sonrası milyonlara varan kayıplarla kanlı bir mezhep savaşının kucağına düşmüş konumda.

Arap dünyasının entelektüelleri artık “Laiklik” kavramını çekinmeden söyleyebiliyorlar. Müslüman Kardeşler, Selefiler ve El Kaideciler, laik birisini buldukları anda kafasını uçurmaya ahdetseler bile, bıkkın Araplar yüzlerce yıllık kan ve gözyaşı dolu geri bir toplum olma noktasından daha ileri gitmeye hakları olduğunu düşünüyor.

Ama şu anda onların ilham kaynağı, 11 yıl önce model olarak alabilecekleri bir Türkiye değil. Şu haliyle Araplar, Ortadoğu’da görece bir istikrar ve çıkarlarıyla uyumlu bir barış peşindeki Batı sermaye ve siyasi elitinin ilhamına açıklar.

Ama ne şekilde başlarsa başlasın aydınlanma, er veya geç, bağımsızlık fikirlerinin ilerici ütopyalarla birleştiği çağdaşlaşma hareketine evrilir. Birlikte yaşama kültürünün vazgeçilmez unsuru ve ilkesi Laiklik de bunun sağlayıcı başlangıcı sayılır.

Hüseyin Vodinalı

Kaynak : Odatv.com

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
282930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız