Yeter! Söz Ülkücünün!

30 Ağustos 2012 Perşembe, 09:01

Alper AKSOY/YENİ ÇAĞ

Hep siz konuştunuz.
Sonra bize dönüp “İtaat ediniz” dediniz.
Biz kimlere itaat etmedik bre?..
Gök yeleli bozkurtlarımı DYP, ANAP külüstürlerine itaat ettirdiniz...
Biliyordunuz... “Teşkilat” kavramımız kutsaldır... Bizi her zaman bu zayıf noktamızdan vurdunuz.
*
Sizin her yanlışınıza, yanlış olduğunu bile bile ses çıkarmadık. Kan kustuğumuz günler oldu ama hep “kızılcık şerbeti içtik” dedik .
*
“AB’ye onurlu üyelik” dediniz. CD’ler yapıp gönderdiniz teşkilatlara... AB’ye girişin onurlusu olamazdı, bunu siz de biliyordunuz... Ama o CD’lerle bizleri kandıracağınızı mı düşündünüz?
Edebimizden ses çıkarmadık... Yoksa söyleyecek çok sözümüz vardı, hepsini yuttuk.
*
Ülkücülüğümüz İsmail’di önünüzde ama siz hiçbir zaman İbrahim olamadınız. Bunu görüyor ve hep içimize atıyorduk.
Hele bir de çıkıp “bana ülkücü değil, yol arkadaşı lazım” demeniz yok mu?
“Aldatmadık... Aksine her mevkide aldandık.
Ateşlerde üşüdük, akan sularda yandık..”
*
15 Ağustos 2000 tarihinde PKK yayın organları “T.C.’ye önümüzde diz çöktürdük” diye yayın yaptılar...
Çünkü sizin de bilginiz ve onayınız dahilinde “İkiz yasalar”a imza atıldı.
Ne diyordu orada:
“1. Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler.”
Bölünürüz korkusu ile Fransa ve İspanya, BM Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi’ne imza atmadı.
Ama siz imza attırdınız.
Hani biz Türk Milliyetçisi idik?..
Bu soruları kendimize hep sorduk.
Sizse bizim balık hafızalı olacağımıza inanmıştınız... Edebimizi ve ahde vefamızı zaafımız olarak kullandınız.
*
Yeter!
Bundan sonra söz ülkücünün olacak!
Ankara yüzünden ayrışıp birbirimize düşmek istemiyoruz.
*
Ülkücü Hareket’te 3 ay, ya da 3 yıl tuz ekmek hakkı olan bütün ülküdaşlarımızla kucaklaşmak istiyoruz.
Ülkücü harekette kardeşlik hukukunuyeniden kurmak istiyoruz. Tıpkı 70’li yıllardaki gibi, bir zeytini bile 7 kişi paylaşmak istiyoruz.
*
“AB’ye onurlu üyelik” politikanızı da yanınıza alarak pılınızı pırtınızı toplayıp yuvamızı terk ediniz!..
Biz diğer kardeş cumhuriyetlerin de seslendirdiği gibi “Türk Birliği’ne şerefli üyelik” idealimizi MHP Genel Merkezi’nin bayrak direğinde dalgalandırmak istiyoruz.
*
“Uyum ve uzlaşma kültürü” teraneleri ile ülkücüleri yumuşattınız. Ülkücü Hareket’in genetik şifreleri ile oynayıp sistemin musluk tamircisi yapma gayretleriniz artık hepimiz için bilinen gerçeklerdir.
Türk’ün gücünü başeğmez bozkurtların tekbir nidaları ile vatan sathına yaymak istiyoruz.
*
4 Kasım Kurultayı önce vatan için, sonra Türk milleti için ve en son da Ülkücü Hareket için köprüden önceki son çıkıştır.
Biliyoruz artık.
İç sorunlarını halletmiş MHP, Türkiye’nin son şansıdır.
*
Ebced hesapları ile iktidarcılık oyunlarına karnımız tok.
Yozgat’ta, Çankırı’da, Erzurum’da, Çorum’da, Kırşehir’de, Kırıkkale’de... Bütün Türkmen obalarında seçimleri Ankara’nın verdiği soluk fotoğraflar yüzünden kaybettik.
“Yiğit düştüğü yerden kalkar!..”
Yeniden ayağa kalkmak istiyoruz, yeter ki siz çekilin önümüzden.
Yeter ! Söz Ülkücünün!
Biz MHP’yi iktidar yapmak istiyoruz bre!..