Korhan Yamaç.
Teğmen’di.
Mayına bastı.
Sağ ayağını kaybetti.
Atıcılıkta yarışacak.
Oğuzhan Polat.
Mayına bastı, topuğu koptu.
Zafer Korkmaz.
Mayına bastı, dizinden gitti.
Okçularımız.
2012 Londra Paralimpik Olimpiyatı bugün başlıyor. 67 evladımız mücadele edecek.
“Sakaryalı Mehmet Kıran, okçuydu, bedensel engelliler federasyonu’nda gönüllü çalışıyor, bize yardımcı oluyordu, askere gitti,
Eruh’ta şehit düştü, onun
için yarışacağız” diyor Zafer.
Özlem Kalay, öğretmen, ilk görev yeri Bitlis’ti, köy okuluna götüren askeri araç devrildi,
felç oldu. Hatice Bayar, ablası polis’ti, ablasını taradılar, Hatice belinden vuruldu. Okçularımız.
Gizem Girişmen. 11 yaşında, trafik kazasında felç kaldı. Ankara Tevfik Fikret Lisesi ve Bilkent İşletme’den şeref öğrencisi olarak mezun oldu. İngilizce, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca biliyor. 2008 Pekin’de tarihimizin ilk paralimpik altın madalyasını kazandı. Başkanı, efsane atlet Edwin Moses olan, Laureus Dünya Spor Akademisi’nin Oscar’ına aday gösterildi. Gizem’i aday gösteren jüride, Beckenbauer, Boris Becker, Sergei Bubka, Bobby Charlton, Nadia Comaneci, Emerson Fitibaldi, Kip Keino, Michael Jordan, Martina Navratilova, Mark Spitz, Katarina Witt ve Pele vardı. İmzalı fotoğrafı masamda... Bana hediye ettiği ok’u ise, ödüllerimin baş köşesinde durur. Masal prensesi’dir o... Okçumuz.
Ayşegül Tahtakale... Tahtakale’de cami avlusuna bırakıldı, adını soyadını,
Tahtakale Karakolu’ndaki
polisler koydu, Çocuk
Esirgeme’de büyüdü.
Zihinsel engelli. Güllecimiz.
Mehmet Nesim Öner. Çocukken, Diyarbakır’ın
Uzunova Köyü’nde çobandı.
Yolda bulduğu mayınla
oynarken, patladı, sol gözünü,
sol kolunu, sağ parmaklarını kaybetti. 800 metrecimiz.
İsmail Ar, Marmara depremine Yalova’da yakalandı, enkaz altında kaldı, çıkarıldığında felçti. Ali Asker Turan, 11 aylıkken geçirdiği çocuk felci nedeniyle engelli oldu. Aytaç Ercan, çocuk felci aşısı yaptırmayı unuttular. Bülent Yılmaz, 26 yaşındayken trafik kazası geçirdi. Fikri Gündoğdu, 17 yaşında silahla oynarken vuruldu. Tekerlekli sandalye basketbolcularımız.
Çiğdem Dede, altı yaşındayken vurulan iğneden bacağını kaybetti, haltercimiz... Hüseyin Alkan, 19 yaşındayken iş kazasında gözlerinden oldu, goalball’cumuz... Mustafa Demir, kavgayı ayırmaya çalışırken, maganda kurşunuyla felç kaldı, okçumuz.
Turan Mutlu.
Çocuk felci, haltercimiz.
Cevat Karagöl.
Altı aylıkken hatalı iğne...
Atıcımız.
Gülbin Su...
Üç yaşında çocuk felci.
Özgür Özen...
Trafik kazası.
Doğan Hancı...
Hatalı iğne.
Erdoğan Aygan...
Motosiklet kazası.
Okçularımız.
Özlem Baykız. Yüzücümüz. Gelişmiyor, boyu 1.30’u
geçmiyor. Bedensel engeli nedeniyle milli takımımızda forma giyiyor, ancak, engelli olduğu kabul edilmediği için, memur olarak işe alınmıyor! Devletimizin işine gelince engelli, işine gelmeyince, engelsiz oluyor yani.
Beytullah Eroğlu. Yüzücümüz. İki kolu omuzdan yok. Bi bacağı, diğerinden 12 santim kısa. Kulaç atmadan yüzüyor. Bacaklarını gemi pervanesi gibi kullanıyor. Yemek, giyinme, diğer ihtiyaçlar, sağ ayağının parmaklarıyla hallediyor. Kazandığı ödüllerle ailesinin geçimini sağlıyor. Çünkü, babası mobilyacıydı, şimdi işsiz, masör kursuna gitti, diploma aldı, oğlunun masörlüğünü yapıyor. Burası Türkiye... Kolsuz yüzmek mümkün, iş bulmak imkânsız!
Eli ayağı tutan acizler ülkesinin... İnsanüstü yeteneklere sahip evlatları’dır onlar.
Engelleri farklı’dır.
Ortak özellikleri ise... “Bu memleketin halledemediği sorunlarının milli takımı”dır!
Hepsi sapasağlamdı...
Terör, mayın, trafik kazası,
iş kazası, maganda kurşunu, deprem, bürokrasi hazretlerinin marifetleri, sağlık faciası ve
hatta cami avlusu dramı.
Hiçbirimiz Usain Bolt olamayız ama sorunlarımızı görmezden gelmeye devam edersek, hepimiz engelli olabiliriz. Çünkü, doğuştan engellilere bi faydası olmadığı gibi... Sağlam insanlarını engelli yapma konusunda, olimpiyat şampiyonudur Türkiye!
|