İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Yaş ağaç kırığı: 4+4+4

Yaş ağaç kırığı: 4+4+4

29 Ağustos 2012 Çarşamba, 07:44

Dr. Zeki Gül/Evrensel

Modern tıbba yönelik eleştirilerin başında ‘hayatın tıbbileştirilmesi’ gelir. Bu bağlamda “satılık hastalık” üretim merkezleri olarak tıp sorgulanır. Misal kolesterol yüksekliği, halkın ifadesi ile kemik erimesi, panik atak, menapoz vb. masaya yatırılır. Hatta modern tıbbın hızını alamayıp hayatın doğal akışı içinde yer bulan doğumu sezaryen ile cerrahi bir sürece, menapozu ise hastalığa evirdiği dile getirilir. Piyasanın normali patolojik algılatıp müşteri yaratma gayreti eleştirilir.
Ama gündelik hayatın tıbbileştirilmesinin izini salt ilaç sektörü ve hastane koridorlarında aramak yeterli olmayacaktır. Dönüp bir soru soralım: Ağaç ne zaman eğilir? Özlü sözler dağarcığımız bizleri bir çırpıda ‘yaşken’ cevabında buluşturur. Çocukların ağaca benzetilmesine her daim itirazda bulunanlar olsa da genelde akla onlar gelir.
Sahi gündelik hayatın tıbbileştirilmesinde çocuklar ne yapıyor, nasıl dahil ediliyorlar sürece? Eceli gelmiş bir yaşlı için “evde ölme hakkının” dahi piyasanın gereksinimleri doğrultusunda gereksiz yoğun bakım uzatmaları ile elinden alınmasının çocuk versiyonu nasıl oluyor peki?
En basitinden son üç aya baktığımızda okul özlemi ile heyecanlanması beklenen sapa sağlam okul öncesi çocuklar hasta olma yarışındalar. Anne babalar “doktor sorduğunda yanlış ve eksik cevap ver, doktor hasta raporu versin diyor henüz beş yaşındaki çocuğuna. Gazete manşetleri “Doktor amca beni okula gönderme” oluvermiş bir çırpıda. TTB, SES Sendikası, Eğitim Sen, Psikiyatri alanından çeşitli dernekler 4+4+4’ün yanlış olduğunu tıbbi ve eğitim boyutu ile bilimsel temellere dayanarak toplumla paylaşıyorlar. Ama dinleyen kim? Çocuklar yaş ağaçsa eğer hükümet eyleyenler onu nasıl eğiyor? Anne baba yalancı olmakla kalmamış çocuklarına yalan kıvırmasını öğretiyor, çocuk “İşini bilen kaptan” olmaya teşne kılınmış, hekimler tüm çocuklar için geçerli olan bilimsel gerçekliği her başvuruda teke indiriyor. Çocuklara diyor ki sistem; sen okula hazır değilsin ama devletin “ceberrut” yüzü ile tanışman gerek. Ey çocuk sen hasta değilsin ama hasta imiş gibi davran, hayatı tıbbileştirmeyi öğren, doktordan sahte rapor al aynen geçmişte işkence görenlere sistemin “normaldir, darp cebir izi yoktur” raporu verdirdiği gibi. Eğitim ve sağlıkta yeni bir fay hattı örülmekte. Hadi buna ‘kırık’ iyelim. Ama ne kırık! Tıpta kemik kırıklarına çeşitli adlar verilir; unlardan bir tanesi de ‘yaş ağaç kırığıdır’. Kemiğin bir tarafı kırılır ama karşı uç tam olarak kopmaz; aynen yaş ağaç dallarında olduğu gibi. Bu daha ziyade çocuk yaş grubunda görülür. Halkın arasında muteber kılınmış kırık çıkıkçılar çoğu zaman müdahale ederler yani hasta kayıt dışı kalmış olur.
Şimdi 4+4+4 ile her çocuk ruhsal olarak birer yaş ağaç kırığına dönüşecek. Tehlikeli olan ise bu travmaların kayıt dışı kalma olasılığı.


--------------------------------------------------------------------------------

DOKTOR AMCADAN ROBİN HOOD OLUR MU?

Sanırım 2005 yılıydı; bir gazete sekiz sütun manşetini “Robin Hood Doktor” olarak atmıştı. Muhabir yaptığı işten memnun, haberin devamında ise kararlıydı: “Tabip Odası olarak hekime soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?”
İzmir Bornova’da zamanın belediye hekimi olup bitene inat öğrencilere haber salmıştı gazeteye göre: “İsteyen sınav öncesi öğrenciye ücretsiz rapor verilir.”
Hatırlayalım; her seçme sınavı öncesi orta okul ve lise son sınıf öğrencilerine Milli Eğitim camiası “Sahte hastalık raporu alma” tavsiyesinde bulunur, kimi yerlerde koca bir sınıf ‘Hababam Sınıfı’ nizamında sağlık kurumlarına yönlendirilirdi. Bakanından valisine, belediye başkanından hakim ve savcısına, işçisinden memuruna koca bir ülke çocuklarına “sahte rapor alma” telaşında bulunmakla kalmaz araya hatır sokarlardı; aynen şimdilerde olduğu gibi.
Milyonu aşkın çocuk her bahar gerçek dışı hastalık tanısı ile nerede ise bir ayı bulan istirahat raporu alırlar ama ülkenin Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıkları alarma geçmezdi; aynen şimdi olduğu gibi. Hal böyle olunca İzmirli Belediye hekimi aklının ve vicdanının sesini dinlemiş “Ücretsiz okul raporu” işine el atmıştı. Öyle ya: Salt özel sağlık kurumları değil kamu sağlık kurumları da bu rapor işinden para kazanmakta.
Buraya kadar anlattıklarım hepimizin bildiği kamusal bir sır; ya sınavda sıfır çekme meselesini ne yapacağız. Ben yazı için İnternet arama motorunda “ÖSYM ve sıfır çekenler” diye yazdım; karşıma ilk çıkan veriyi isterseniz birlikte okuyalım:
“2012 yılında sınavı geçerli sayılan yaklaşık 1 milyon 837 bin öğrenciden yaklaşık 50 bini sıfır çekmiş.” Yani onlar hiç okula gitmeseydiler belki yaşamda kendilerini daha başarılı tutabileceklerdi.
Bir de sıfıra yakın doğrusu olanlar var. Misal 4 sorudan az doğrusu olan öğrenci sayısı Sosyal Bilimlerde 253 bin 918, Temel Matematikte 870 bin, Fen Bilimleri testinde ise 1 milyon 260 bin. Ne eğitim değil mi?
Şimdi tekrar sormak gerekiyor; hangi yüzle bu hükümet eğitim süresini uzatıyor ve bu utancı oyun çağı çocuklarına kadar uzatıyor? Belki de Robin Hood halka iyi gelecek ama doktor olmaması kaydı ile. Mesele tıbbi değil siyasi; öyle değil mi?
Sağlıcakla kalın, çocuklarınıza sahip çıkın!

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız