|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.
|
|
|
|
|
HABER |
|
ERDOĞAN'IN BASINI
21 Temmuz 2013 Pazar, 08:10
|
|
İşten atılan ya da istifa etmeyi seçen 3 gazeteci Cumhuriyet'e konuştu.
Cumhuriyet Gazetesi son dönemde işten atılan ya da istifa eden gazetecilerle görüştü.
Ayşenur Arslan \'Bu iktidarın bile değil Erdoğan’ın medyası\' diye konuşurken, otosansürün ağırlığına dikkat çekti. Arslan'ın sözleri şöyle:
BU MEDYA İKTİDARIN BİLE DEĞİL, ERDOĞAN’IN MEDYASI
\'İktidar sahipleri, bütün bunları 'unutacağımızı' umut ediyor. Ne de olsa Sivas’taki insanlık suçunu hatırlamayı bir avuç insana bırakıp unutmadık mı? Uludere’de öldürülenleri unutmaya başlamadık mı? Medyanın hipnozu sağolsun! Her devirde olduğu gibi kendisine ihanet edip işlevini yerine getiriyor. Her devirde dedim ama aslında hemen hiçbir dönemde bu kadar büyük bir ihanete tanık olmadık. Evet, öncesinde de baskı, sansür, işten atmalar falan vardı. Ancak Gezi olayları tam bir milat oldu. Gezi sonrası medyasını tanımak, tanımlanabilecek çok güç. Düşünün ki NTV ve Doğuş Grubu CEO’su Cem Aydın bile harcanabildi. Ankara’nın en deneyimli, değerli gazetecilerinden Çiğdem Toker şu anda işsiz. Bu medya sahiden de “yepyeni”. Bu medya iktidarın bile değil, Erdoğan’ın medyası. Mensupları da ahlaksızlıkta, yalanda, sansürde birbiriyle yarışıyor.
Bu süreçte beni en çok 'güldüren' şey şu: 'Gezi eylemi başlangıçta pek haklı ve pek hoştu. Ama artık amacını aştı. Hadi evimize, köyümüze geri dönelim...' Tamam dönelim ama ölmeye yatmış çocukları, cezaevine atılanları ve mesela bayrak satıcısını, terör örgütü iddiasıyla yargılananları ne yapalım? Onlar evlerine dönemiyor ki! Malum medya yine tam bir ahlaksızlık örneği vererek onları da unutmamızı istiyor. Boşuna! Neyse ki Cumhuriyet var. Gazetem Yurt var. Daha başka gazeteler, TV’ler ve sesini kısamayacakları iletişim araçları ile milyonlarca yurttaş gazeteci var. Okan Bayülgen kusura bakmasın, kış gelince de parklarda, meydanlarda olacağız, olmalıyız.
“GAZETEYLE İLİŞKİM ÜSLUPSUZ BİR ŞEKİLDE SONA ERDİ”
Tuluhan Tekelioğlu: Sabah’la yedi yıldır “freelance” olarak çalışıyordum, röportajcıydım. Bu ilişkimiz sebep gösterilmeden ve usulsuz bir şekilde sona erdi. Yönetimden kimse aramadı, editörüm arayıp “Bu haberi vermek istemezdim ama bana düştü” diye başladı söze.
Fas Kralı’nın Başbakan’la neden görüşmediğini anlatan Fas Haber Ajansı kaynaklı haberi RT’ledim ve uyarı aldım, halbuki tamamen haberci refleksiyle yapmıştım! Twitter’da da asla kışkırtıcı mesajlar vermedim. Hepsi sağduyulu ve yatıştırıcı mesajlardı. Ben yalnızca haklı gençlerin arkasında durdum! Çünkü vicdanın yanındayım. 28 Şubat’ta da aynı şeyi yaşadım ama bu kadar küfür yememiştim! Medya bir metamorfoz yaşıyor, şekil değiştiriyor. Farklı iletişim kanalları var ve onlar özgür, sansürlenemiyor. Yalnızca merkez medya manipule ediliyor. Medyayı patronlar yönetip, onların da siyasilerle dirsek teması olduğu sürece bu değişmeyecek. Tüm bunlara rağmen ben umutsuz olmadım, olamam! Mehmet Ali Birand’ın öğrencisiyim ve o bana şöyle derdi; “Siyasi olmayın, taraf olmayın ama haberi görün, gerçeği yazın, yılmayın ve başınıza ne gelirse önünüze bakın!” Ben de önüme bakıyorum.
KANAL ARTI BİR’İN ESKİ HABER GENEL YAYIN YÖNETMENİ MUSTAFA HOŞ
Gazeteciliğin evrensel ilkeleri ve etiği bellidir. Türkiye’de evrensel kriterler yerine iktidarın belirlediği dar alanda laf cambazlığı var. Objektif gazetecilik adı altında dezenformasyon manipülasyon yapılıyor. Bugün Türkiye’de objektiflik denen şey yavşaklığı/yalakalığı gizleme maskesidir. İstiklal Caddesi’nde bir kişiye 7 kişi saldırıyor. TV haber bültenlerinde, gazetelerde bu “esnaf - eylemci kavgası” diye veriliyor. Bu mudur objektif gazetecilik?
Objektiflik adı altında iktidara yaranma cambazlığıdır yapılan. İktidar jonglörleridir bunlar. Haber yapmak suç haline geldi. Ya yandaş olacaksın ya da düşman ikilemi var. İkisi de gazeteciliği zedeliyor. Haberin aktarılması için hiçbir kutba ihtiyacı yok. Gerçek bütün çıplaklığıyla orta yerde duruyor, sadece vicdani ve insani bir bakış açısı yeter. Ama haberden korkuluyor.
Gerçeklerle yüzleşilmekten korkuluyor. Gezi eylemleri ile birlikte medya tarihinin en büyük sansür ve otosansürü uygulandı. Bu süreç medyanın alnında bir utanç olarak kalacaktır.
Sansürden daha ağır bir utanç da otosansürdür. Maalesef otosansür bir maharetmiş gibi sunuluyor. İktidar baskısına boyun eğmeyecek, sadece gerçeğin peşinde bir yer olacağız, dendi bana Kanal Artı Bir’de. Üç buçuk yıl işsizlikten sonra mesleğimi yapabileceğim bir yer yaratmaya çalıştım. Gezi olayları tam da bu döneme denk geldi. Söylenenlerle yapılanlar değişti. Otosansür uygulamam istendi. Tepkim çok sert oldu.
Bunu teklif etmek dahi utançtır, ayıptır. Anında bıraktım. Bu medya düzeni öyle ya da böyle yıkılacak. Ben hep söylüyorum iş aramıyorum, mesleğimi arıyorum, diye. Mesleğimi yapabileceğim bir yer olana kadar da böyle olacak. McCarthy dönemine rahmet okutur bu dönemde olanlar. Medyada tam bir cadı avı başlatıldı. İnsanlar tehdit edildi, işleri gasp edildi. Gazeteler işgal edildi. “İşgal edildi” diyorum, Akşam’ın hali buna en iyi örnektir. Birçok kanalda bazı görüntüler arşivden siliniyor. Ethem Sarısülük’ün vurulma anı arşivlerden silindi. Yanlışlıkla kullanılır diye! Buna skandal demek bile az kalır ama silen de sildiren de hâlâ orada çalışıyor.
“Onur en yıkıcı isyandır” denir. Evet öyledir. Bir gün bu insanlar onurları olduğunu hatırlayacak ya da onursuz bir yaşam sürecekler. Ana akım medya objektiflik adı altında iktidar yalakalığı yaparken yandaş olanlar açıkça savaş ilan etti. Yandaş gazeteci tanımı bile doğru değil, çünkü yapılanın gazetecilikle ilgisi yok. Yapılan mücahitliktir. İktidar zalimliğini örtmek rant zincirini devam ettirmek için yalanı can simidi olarak kullandı. Adı konmamış bir cihat ilan etti. İktidardan beslenenler de durumdan vazife çıkarıp mücahitlik görevi yaptı. Halen de yapmaya devam ediyorlar. Mücahitlik yapanlar merhametleri ve vicdanları da olmadığını da gösterdi. 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın linç edilmesinde dahi kılları kıpırdamadı. Ali İsmail Korkmaz’ın linci kolektif işlenmiş bir cinayettir. “Cinayeti kör bir kayıkçı gördü, ben gördüm, kulaklarım gördü”, bir tek bunlar görmedi.
CagdasSes.com
|
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
| 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
|
|
|
|
|
|
|
|