İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

HABER

Yabancı gazetecilerin hayatı Gezi sonrası zorlaştı

Yabancı gazetecilerin hayatı Gezi sonrası zorlaştı

21 Temmuz 2013 Pazar, 07:48

Gezi Parkı protestoları esnasında yerel medyanın yayın politikası büyük tepki topladı. Yabancı basın mensupları da, taraflı yayın yaptıkları gerekçesiyle, başta Başbakan olmak üzere hükümet kanadının hedefindeydi. Uzun yıllardır Türkiye’de yerleşik olarak çalışan yabancı gazeteciler, Gezi sonrası son derece tedirgin olduklarını söylüyor.


Gezi olayları sırasında görev yapan yabancı gazeteciler, tartışmasız haber değeri taşıyan bu beklenmedik halk tepkisini görüntülemek ve haber yapabilmek için ya ülkelerinden yola koyulup gelmişlerdi ya da zaten yerleşik yabancı basın temsilcileri olarak Türkiye’de ikamet etmekteydiler. Ancak, taraflı yayın yaptıkları gerekçesiyle, başta Başbakan olmak üzere hükümet kanadının hedefindeydiler. Bunun üzerine, ülkemizdeki yerleşik yabancı gazetecilerle konuşarak buradaki yaşantılarını, deneyimlerini ve son gelişmeler hakkında neler düşündüklerini öğrenmek istedik.

Mart 2010’dan bu yana İngiltere’nin The Times gazetesinin muhabiri olarak ülkemizde çalışan Alexander Christie-Miller, Türkiye’yi tercih etme sebebini Balkanlar ve Ortadoğu gibi iki ilginç bölge arasında, tarihin ilginç bir zamanını yaşayan bir ülke olmasıyla açıklıyor. Yabancı önyargısından o da nasibini almış. Artvin’de atmacacılık üzerine bir haber yaparken Arap atmaca kaçakçısı oldukları dedikodusuyla kendisi, tercümanı ve yanlarındaki iki yabancı atmacacı gözaltına alınmış. Yetmezmiş gibi bir de gözaltıları esnasında Milli Parklar’dan sorumlu biri tarafından ajan olmakla suçlanmışlar.Neyse ki, çok geçmeden durum anlaşılmış ve özgürlüklerine kavuşmuşlar.

Ortam şimdi daha az güvenli

Miller, Gezi Parkı olaylarından beri hükümetin yabancı gazetecileri yaşanan kargaşadan sorumlu tutması sebebiyle kendini biraz daha az güvende hissettiğini belirtiyor ve hükümetin bu söyleminin halkı, yabancı gazetecilere karşı tahrik etme riski taşıdığını düşünüyor.

Yerel medyanın Gezi Parkı protestoları esnasındaki yayın politikasını ise utanç verici buluyor. Başbakan’ın ve hükümetin yabancı gazetecileri olayların arkasındaki sorumlular olarak görmesini ise şöyle yorumluyor:
“Bu protestolar meydana geldi, çünkü kentli orta sınıfın önemli bir kesiminin yanı sıra özellikle solcular, geleneksel laikler ve Aleviler gibi diğer gruplar hükümetin politikasından ve kararlarından derin bir memnuniyetsizlik duyuyorlar. Bu olaylar aynı zamanda polisin alışkanlık haline getirdiği şiddeti ve hükümetin bir dizi geniş çaplı inşaat projesini danışma eksikliği yüzünden de meydana geldi. Başka bir deyişle, bu protestolar doğrudan ya da dolaylı, hükümetin hatasıydı. Hükümetin yabancı medyayı ya da daha genel olarak ‘yabancılar’ı suçlayarak suçun yönünü değiştirmeye çalışması çok normal. Sevr Antlaşması’ndan bu yana yabancıların ülkeyi yok etmeye çalıştığı yönünde yaygın bir kanaat var. Bu, 90 sene önce doğru olabilir ama bugün hükümetin Gezi Parkı protestolarını açıklamak için kullandığı bu tür söylemler, yabancılara gülünç ve utanç verici geliyor.”

Türkiye’nin geleceği hakkındaki fikirlerini sorduğumda ise kaygılı olduğunu belirtiyor. Miller, AKP’nin iktidara geldiği ilk yıllarda orduyu kontrol altına almasının ve yargı alanında reformlar yapmasının olumlu gelişmeler olduğunu, fakat bugün kuvvetler ayrılığı ilkesinin hükümetin gücü üzerinde çok az etkili olduğu eleştirisini getiriyor. En büyük umudu ise bu protestolarla birlikte Türkiye’nin eski laik / İslam politik çerçevesinden ileriye gidebilmesi.

‘Aynı gazeteciler barış süreci reformlarını haber yaptı’

Ülkemizde ikamet eden bir diğer gazeteci ise yaklaşık iki buçuk yıldır Avusturya kamu televizyonu ve radyosu ORF’nin Türkiye muhabiri olan Christian Schüller. Kendisi daha önce ABD, Latin Amerika, Sovyetler Birliği’nde görev yapmış, Türkiye’nin yanı sıra İran’ı da takip eden, deneyimli bir gazeteci. Çalıştığı kurumun yöneticileri, Türkiye’nin çok ilgi çekici bir ülke olduğunu ve İstanbul’da bir ofis açacaklarını söyler söylemez bu işe talip olmuş.

Neden başka bir ülke değil de Türkiye diye sorduğumda, “Öncelikle, bir Avusturyalı için Türkiye birçok açıdan uzak bir ülke değil. Avusturya’da yaşayan birçok Türk var. Avusturya tarihinde Türkiye ile bağlantılı birçok dönemler var. Aynı zamanda, farklı kültürlere, dinlere ve İslam dünyasına karşı her zaman için bir ilgim oldu. Bu yüzden düşündüm ki belki Türkiye İslam dünyasını gözlemleyebileceğim ilginç bir yer olabilir” şeklinde yanıtlıyor.

İlk kez geldiği 1976’dan bu yana Türkiye'de büyük gelişmeler gözlemlemiş. Yerel medyanın Gezi Parkı protestoları sırasındaki yayın politikası karşısında ise dehşete düşmüş çünkü Türkiye'de bulunduğu bu iki buçuk sene içerisinde hiç bu kadar büyük bir sansür görmemiş. Yabancı gazetecilere ilişkin olaraksa Türk hükümetinin kendileri için hayatı kolaylaştırmaya çalıştığını ve bunun çok akıllıca yürütülen bir politika olduğunu belirterek şöyle diyor: “Çünkü böylece yabancı gazeteciler her ne kadar buradaki sorunlardan bahsediyor olsalar da onlara dokunmuyoruz, ne de olsa aynı gazeteciler muhakkak buradaki olumlu gelişmeleri de ülkelerinde göstereceklerdir, diyebiliyorlar.”

Schüller, Türkiye’deki yabancı basının hükümete duyduğu sempatiyi belirterek çarpıcı bir soru da yöneltiyor: “Hükümetin şu anda Türkiye’ye karşı bir planın arkasında olmakla suçladığı aynı yabancı gazeteciler ülkedeki reformları, Kürtler’le barış süreciyle ilgili hukuki reformları gayet olumlu bir şekilde aktardı. Öyleyse, neden şimdi bu gazeteciler birden bire tutumlarını değiştirmiş olsunlar?”

‘Cadı avından korkuyorum’

Son olarak, Hollanda’nın en büyük haber ajanslarından biri olan De Persdienst’in (DPD) 2007’den beri Türkiye’de yaşayan muhabiri Jessica Maas ile görüşüyorum. Burada ilk kez çalışmaya başladığında Abdullah Gül henüz cumhurbaşkanı seçilmiş. Türkiye’nin ne kadar karmaşık bir ülke olduğunu işte o zaman sokaktaki insanlardan gelen değişik tepkilerden kavramaya başlamış. Türkiye’de insanların, Hollandalılar'ın aksine meraklı ve muhabbet etmeyi seven insanlar olduğunu, Hollanda’ya gittiğinde bu sohbetleri özlediğini söylüyor.

Öte yandan, daha birçok yabancı muhabir gibi kendisinden de insanların şüphe ettiğini, misyoner mi yoksa ajan mı olduğuna dair komik sorularla karşılaştığını ifade ediyor. Gezi olaylarıyla birlikte havanın değiştiğini ve biraz tehlikeli bir hal aldığını anlatırken de, “Bu iddiaların hükümetten gelmesi inanılır gibi değil. Türkiye’de çalışan birçok yabancı gazeteci var. Hepimiz ülkedeki gelişmeleri yazıyoruz. Türkiye’yi iyi ya da kötü, her açıdan kaleme alıyoruz. Bizi Türkiye’yi yok etmek için yapılmış büyük bir planın parçasıymışız gibi addetmek komik. Umuyorum ki bu polemikler son bulacak ama sözde provokatörler için başlatılacak ‘cadı avı’ndan korkuyorum” diyor.

Toplumun bazı kesimleri tarafından ülkedeki azınlıkların da olayların sorumlusu olarak görüldüğünü söylediğimde ise, “Çoğu zaman azınlıklar yabancı güçlerle birlikte olayların arkasındaki büyük beyin olarak görülür. Bu komplo teorileri kültürün bir parçası gibi duruyor. Bu, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışına, Sevr Antlaşması’na, Türkiye’nin karşılaştığı oyunlara, yani tarihe dayanıyor. Aynı zamanda, eğitim sistemiyle de bu korku teşvik edilmiş. Bu tarz olaylar meydana geldiğinde de bu korkular açığa çıkıyor” şeklinde bir açıklama getiriyor. İnsanların konuşma ve fikir özgürlüğünün hakaret ve incitici söylemler olmadığı sürece geniş olması gerektiğini vurgulayan Maas, aksi takdirde sansürün daha fazla sansüre yol açacağını ve geri dönüşün olmayacağını belirtiyor. ( TS / AK

Kaynak : TALAR SELSU /AGOS

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
282930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız