Wilbur Scoville diye Amerikalı bi arkadaş vardı, rahmetli oldu, farmakologdu... Hangi biberin, ne kadar acı olduğunu gösteren bi ölçüm sistemi geliştirdi.
Sıfır Scoville, dolmalık biber.
100 Scoville, sivribiber.
500 Scoville, kırmızı süs biberi.
2500 Scoville, Tabasco...
*
Dilini dokundurdun mu kabartan Meksika biberi, Serrano deniyor...
10 bin Scoville.
*
Jamaika’da yetişen Malagueta biberi var, bırak diline dokundurmayı, çatal kullanmazsan parmakların iki gün yanıyor... Hatta, dünyanın en hızlı koşan insanı Usain Bolt’un yarışlardan önce hafifçe poposuna sürdüğü bile
iddia ediliyor! 50 bin Scoville.
*
En fenası, Sri Lanka’daki Naga Jolokia biberiydi... Yenmiyor. Çünkü, yanlışlıkla yersen, öldürüyor. 800 bin Scoville... Zaten o nedenle, halk
arasındaki adı “kobra” biberi.
*
Ama bu kobra, Hindistan dağlarında tesadüfen bulunan, 1 milyon Scoville’lik, Bhut Jolokia biberinin yanında, adeta solucan gibi kaldı. Tatmak istersen...
Lakabı, şeytanın dili.
*
Bilahare... Geçen sene, Trinidad Moruga Akrebi biberi keşfedildi. 2 milyon Scoville’lik acısıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi. Adı üstünde, ha bunu yemişsin, ha akrep sokmuş.
*
E vaziyet böyleyken... İçişleri Bakanımızın “yüzde 100 doğaldır, bitkiseldir, kalite belgelidir”
dediği, biber gazı kaç Scoville?
*
5 milyon!
2 buçuk akrepçik yani.
Gözüne gözüne.
*
Üstelik... Bu 5 milyon Scoville’lik biber, o sıkılan gazın sadece 10’da 1’i... Geriye kalanı, laboratuvar ortamında, kimyasal silahlardan seyreltilen, içeriği
sır olarak gizlenen bi karışım.
*
Gaz’aptır.
*
Ve, üniversitelilere “cebinde yumurta taşıyor, insanlara zararlı madde” diye bilmem kaç sene hapis istenmesine gıkını çıkarmayan ahaliye... Takla at da göreyim diyen, müstahaktır.
*
Deodorant demediğine...
Şükretmemiz lazımdır
|