Nasreddin Hoca ile İncili Çavuş, ilk kez bir uçağa binip yanyana oturmuşlar
Nasreddin Hoca ile İncili Çavuş, ilk kez bir uçağa binip yanyana oturmuşlar.
Bir süre sonra hostes bir anons yapmış:
-Lütfen kemerlerinizi bağlayınız, bir türbülanstan geçiyoruz.
* * *
Uçak da sağa sola kaymaya ve iyice sallanmaya başlamış.
* * *
İncili Çavuş, Nasreddin Hoca’ya dönmüş:
-Gördün mü Hoca, demiş; seçim havası, ister istemez uçakları da etkilemeye başladı.
* * *
Hoca da:
-Kadın haklı, demiş; “uçkurunuza sahip çıkın” demek istiyor. Biliyorsun böyle çalkantılı havalarda; kimin kimi domaltmaya kalktığı hiç belli olmuyor.
* * *
Epey bir zaman sonra, hostes yine bir anons yapmış:
-Lütfen kemerlerinizi bağlayınız, inişe geçiyoruz.
* * *
Bu kez de Nasreddin Hoca, İncili Çavuş’a dönmüş:
-Ben bu kadar karamsar değilim, demiş; her zaman için “uçkuruna sahip çıkmak” doğru. Ancak inişe geçtiğimizi hiç sanmıyorum. Siyasal nutuklarla demeçleri görmüyor musun; kimsenin inişe geçtiği falan yok, herkes havalarda uçuyor.
* * *
İncili Çavuş da:
-Haklısın Hoca ama, demiş; hostes onları değil, bizi kasdediyor; bize ne zaman yakıştırdılar ki azıcık olsun havalarda dolaşmayı?
* * *
Bir muhalefet sözcüsü, kalabalık bir mitingde bağıra çağıra bir nutuk söylüyormuş:
-Millet soyula soyula, soyulmuş sovana döndü. Şöyle çarşıya bir uğrayın da erik fiatlarına bir bakın, kilosu 85 TL. Hele hele o işsizler, hepsi sürünüyorlar. Okullarda okuyan 16 milyon öğrencinin de, kimse düşünmüyor geleceğini. Sanki hepsi “işsizlik” eğitimi görüyor sınıflarda. Hoş, kazara bir iş bulsalar bile, kaç para geçecek ki ellerine? V.s...
* * *
Ertesi gün muhalefet sözcüsüne bir telefon gelmiş; öfkeli bir ses:
-Dün, diyormuş; hiç utanmadınız mı o kadar yalan söylemeye? Siz aşağının da bayağısı bir demagogsunuz ve çok da akılsızsınız. Ne kadar kafasız ve palavracının teki olduğunuzu kanıtlamamı ister misiniz? Ben, eşim ve dostlarım, ayda 20 TL’ye paşalar gibi yaşıyoruz. Mutlu olmamızı engelleyecek hiç bir neden yok. Üstelik çok da mutavazi bir ortamda geçinip gidiyoruz.
* * *
Muhalefet sözcüsü:
-Siz de kimsiniz, demiş; gerçek olması mümkün değil söylediklerinizin. Hadi açıklayın bakayım, ayda nasıl geçiniyormuşsunuz 20 TL’ye?
* * *
Telefondaki ses:
-Elbet de açıklayabilirim, diyormuş; o kadar kolay ki kanıtlanması...
* * *
Söylediği nutuktan ötürü ağır eleştirilere uğrayan siyasetçi:
-Biraz daha yüksek sesle konuşurmusun, demiş; söylediklerini tam duyamıyorum.
* * *
Yanıt:
-Daha yüksek konuşma olanağım yok malesef...
-Neden?
-Çünkü bir akvaryumda kırmızı bir japon balığıyım.
* * *
Bal Mahmut sağ olsaydı da kendisine:
-Nerelerde ayaklanmalarla iç savaşlar daha da yaygınlaşacak ve bir hayli de sürecek sizce, diye sorulsaydı...
* * *
Sanırız Bal Mahmut’un vereceği yanıt şöyle olurdu:
-Bunu bilmeyecek ne var; olanağı bulunanlar hastalandıklarında, nerelere tedavi olmak için gitmiyorlarsa, oralarda...
* * *
Bir felsefe öğretmeni, felsefe eğitimi aldığını iddia eden politikacılarla dalga geçiyormuş:
-Onlara göre, diyormuş; “felsefe”, karanlık bir tünelde kaybolmuş bir Afrikalı’dır.
* * *
Sonra da ekliyormuş:
-Onlara göre “mistik felsefe” de, karanlık bir tünelde, kaybolmuş bir Afrikalı’nın ruhsal inancıdır.
* * *
Arkasından da:
-”İnsancıl felsefe”ye gelince, diyormuş; o da, karanlık bir tünelde, olmayan bir Afrikalı’yı arayıp durmaya uğraşmaktır.
* * *
Dalga geçmeyi de şöyle bitiryormuş:
-”Bilimsel felsefe” ise; karanlık bir tünelde bulunmayan bir Afrikalı’yı arayıp dururken, hızla “buldum,buldum” diye bağırmaktır.
* * *
Bir mizah yazarı da, hırslı mı hırslı bir politikacı için şöyle yazmış:
-Nihayet geldi gelmek istediği yere ama; o kadar çok, önce “evet” dediğine, sonra hayır”; önce “hayır” dediğine de, sonra “evet” dedi ki; şimdi başı ondan dönüyor.
* * *
Hoş görünüze sığınarak, 9’uncu sınıftayken okulun revirinde yazmaya çalıştığım bir şiir denemesiyle bitirelim yazıyı:
Hasta
Benim de dünyada sevdiklerim var,
Bir parça da benim bu sema bu su;
Bırak beni nolur ölüm korkusu.
En tatlı hayaller kaçtı el ele,
Aylar var hasretim ekmeğe bile;
Rengiyle, tadıyla, yemişleriyle
Titriyor içimde hayat arzusu.
|