İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Kutsal “zar”

Kutsal “zar”

13 Ağustos 2012 Pazartesi, 08:34

Şebnem Korur Fincancı/Evrensel

korur@yahoo.com Bedenimizin pek çok bölgesinde adına bir ön ekle birlikte “zar” denilen dokular var. Bunların bir kısmı gerçekten ve sözcüğün tam da gözümüzün önünde somut olarak canlandırdığı, bakınca diğer tarafını görebildiğimiz zarlar. Öyle şeffaf, incecik ve fakat zarar görmesi halinde ağrısından duramayacağımız, yaşamımızın tam da o bölgede yoğunlaştığını, yüreğimizin orada duracağını sandığımız doku parçaları. Bir kulak zarı yangısına tutulmaya görün, tüm hücreleriniz kulağınızda toplanır. Başınızı koyacak yer bulamazsınız. Hele karın zarı yangısı, öldürür insanı sahiden.
Bir de adına zar denen ama aslında diğer zarların yapısına pek de benzemeyen bir doku parçası vardır ki, o doku parçasında her nasılsa bütün memleketin kalbi ortak atar. Ataerkil bir dünyaya uyandığımız gün, o doku parçası da eril bir hayatın kutsalları arasına katılmıştır. İnsanın dişi türü de bir daha birleşmemecesine ikiye ayrılmış, o doku parçasına da “kızlık zarı” denilerek bakirelik denen kendinden menkul bir kavram icat olunmuştur.
Dünyada hayat durmadan değiştiği, kendisiyle birlikte kavramları, algıları da değiştirdiği için hayatın kutsalları değişim gösterse de, yaşadığımız topraklarda üretim ilişkileri ve mülkiyetin inatçılığı kutsalları da değişimden uzak tutmakta pek bir kararlı olmuştur. Bilimi de en fazla “b” harfi düşmüş haliyle benimseyince, aslında zar gibi olmayan o doku parçası yasalar taşların üzerine kazındığı günden bugüne eril mülkiyetin kutsalları arasındaki yerini bir türlü terk edememiştir. Bugün uzayın boşluğunda asılı kalan “0” ve “1” kodlamalı yasalar, onu uygulayan, eril zihinlerle yorumlayan insanlar 5000 yıl önce taşlara kazınanlardan ve kazıyanlardan çok da farklı değildir. Bakireliğin 5000 yıl önce bir değişim değeri vardı, bugün de var…
Değişim değeri de, kullanım değerinden bağımsız değil. Bilinen kullanım değerinden elbette, oysa bu doku parçasının o bilinen kullanım değeri ancak bedensel gelişimin tamamlanmadığı çocukluk yaşlarında geçerli olabilir. Bilinen kullanım değeri bu doku parçasının, zorlanması ile zarar görmesi ve zarar gören her doku gibi kanaması ve dolayısıyla kadın cinselliğinin, doğurganlığının denetim altına alındığı yanılsamasının yaratılmasıdır. Bu doku parçasına atfedilen kutsallık da, gerçekte mülkiyetin kutsallığıdır. Kadının ve kadın soyunun erkeğin mülkiyeti olarak tescillenmesi çabası, erkeğin soyunun her zaman bilinemez kalacağının da onlar adına hüzünlü bir bilinçaltıdır.
O “zar” kadının bedeni geliştikçe, vajinanın dış kısmına doğru uzanan bir kıvrım olarak devamı olduğu vajina ile birlikte gelişir, büyür ve genişler. Gelişimini tamamlamış bir bedende zarar görme ve kanama olasılığı da hayli azalır. Bu doku parçasından kan beklentisi ve dolayısıyla vücuda organ veya cisim sokulmasının tek delili olarak görme anlayışının altında yatan tek neden binlerce yıllık ataerkil mülkiyet algısıdır. Bu öylesine körleştiren bir algıdır ki, gebeliği ve DNA iplikçiklerini görünür kılan bilimsel gelişmeleri yok sayıp, bir babanın Down sendromlu çocuğuna tecavüzünü basite indirgeyebilir. Çocukların 20-30 erkeğin tecavüzüne sessiz kalmak zorunda olmasını da rızanın delili olarak yorumlayabilir.
Kadınlar neredeyse iki yüzyıldır bu algı kapılarını açıp da algılananları değiştirmek için mücadele ediyor. Kolay değil 5000 yıllık bir tarihi algıyı değiştirebilmek, mülkiyet ilişkileri yerli yerinde dururken. Mücadeleye devam, bir gün gelir

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız