İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Kirlenmek güzel mi?

Kirlenmek güzel mi?

12 Ağustos 2012 Pazar, 08:29

Nuray Sancar/Evrensel

Çocuk aklı işte. Her değişik nesneyi merak eder, her parlak şeyi oyuncak sanabilir. Yenebilir bir şey mi acaba diye ısırır onu. Dokunduğu şeylerin tehlikeli olabileceğini, elinin yanabileceğini, kolunun kopabileceğini düşünmez. Dünyanın kötülüklerle dolu olduğunu, oyunun ve oyuncağın onu harikalar diyarına değil ölüm ülkesine götürebileceğini havsalası almaz. Kirlenmek güzeldir henüz onun için de!
Bir küçük köylü kızı, Muş’un Kızılağacında, Şenyayla köyünde üç ay önceki operasyondan kalan bombayı kardeşiyle birlikte alıp evinin yakınına getirebilir. Kirlenmek, bir bomba kalıntısında hayatı keşfetmek isteyen sekiz yaşındaki Kürt çocuğu için de elindeki cisim infilak edene kadar hâlâ güzeldir çünkü.
Kir, toz ve çamur içindeki çocukların oyun giysilerini beyazdan daha beyaz, en lekesiz yıkayan deterjanlar temizler, emin olun! Eminiz. Ya oyuncak zannettiği bomba patlayınca Seray’dan kalanlara ne olur? “Patlamanın olduğu yerde bomba parçalarını topladılar. Kan vardı temizlediler. Hiçbir iz bırakmadılar. Ben de bazı bomba parçalarını poşetledim bunları savcılığa vereceğim…” diyen gözü yaşlı babaya sorun. Kirlenmek hâlâ güzel midir? Bir oyundan çocuğunun arta kalan parçalarını kurumuş bir yürekle toplayan Ceylan’ın anacığına sorun?
Sonra gidin, oyun çağında, daha 13 yaşında komşu ülkeden mazot taşıyarak aile geçindirmeye çalışırken vurulup giysileriyle toprağa gömülen Veysi Demir’in anasına sorun. Sabahın 5’inde İran’dan aldığı bir bidon mazotla yürürken üzerine boşaltılan mermilerin yıktığı cansız bedenini üzerindeki beyaz gömleği ile gömenler kimse, onlara sorun. Tozu toprağı silkelenip, gömleği o en beyaz yapan deterjanlarla yıkandıktan sonra bile Veysi’nin yeniden oyuna dönmemesine karar verenlere bir sorun. Kirlenmek, oyun oynayacak yaşta kaçağa, mazota gitmek zorunda kalan Kürt çocuğu için de güzel midir? Onların 34’ü Roboskî’de öldürülmüşlerdi. Veysi de Van’da vurulup gömüldü. Ailesi onu topraktan giysileriyle çıkardı. O en son giyilen beyaz gömlek kiriyle, pasıyla yadigar kaldı; Veysi hiçbir zaman giyemeyecek yeniden.
Veysi’nin babası olaydan haberdar olduktan sonra bölgeye gidip kan izlerini takip ederek bulmuş oğlunun cesedini. “Üzeri toprak ve taşlarla kapatılmıştı. Fakat bir kolu halen dışarıdaydı. Biz buradan çocuğu çıkardıktan sonra köye getirdik. Oğlum askerlere rüşvet vermediği için öldürüldü. İran’dan getirilen mazottan askerler haberdardır” diye anlatıyor.
Peki Sayın Bakan, çok Sayın Bakan, çok çok Sayın Bakan İdris Naim Şahin… bu çocukları İstanbul’da yazılan kitaplar mı öldürdü, Ankara’da yazılan yazılar mı? Bir kefesine havan mermilerini diğerine kitapları kalemleri koyduğunuz terazinin ne yanına çocukları koyarsak dengede durur teraziniz?
Hiçbir zaman durmaz.
Çocuk cesetleri ağır olur çünkü. Ceylanların, Uğurların, Serayların kanı hangi vicdanla tartarsanız tartın, dengeyi bozar.
Kanlı bir hikâyeyi temize çekip çekip temcit pilavı gibi tekrarlamanın, otuz yıldır süren bir savaşı ısıtıp ısıtıp alevlendirmenin kimseye ama önce çocuklara yararı yok. Kirlenmek güzeldir lafına kanarak sokağa çıkan çocukların cesedini toplayan ana babaların kırık yüreklerindeki ah, içe akan gözyaşı kitapmış kalemmiş mermiymiş diye diye bakkal hesaplarına vurulamaz.
Kürt çocukları için kirlenmek pahalıdır, kanlıdır. O kir pas temizlenmez.

TECAVÜZ ODASI

İsmi mühim değil; harf nokta harf gene nokta… deyip geçin ona. Kadının adı yok nasıl olsa. Dört ay önce nişanlandığı adamdan ayrılmak istediğinde ailesinin sırf bu nişan bozulmasın diye bulduğu akla ziyan yöntem kızı “tecavüz odası”na kapatmak oldu. Kandırılarak bir eve götürülen genç kız nişanlısıyla bir odaya kilitlendi ve dışarıda nişanlısının ailesi beklerken tecavüze uğrasın diye tuzağa düşürüldü. Bu işkence üç saat sürdü ve sonuçta genç kız bir fırsatını bulup kaçtı. Ayrıntılar önemli değil…
Bunu bir aile kızına yapar mı?
Yapıyor. Çünkü muhafazakarlıkla çürüme ikiz kardeştir. Çünkü toplumsal ilişkileri düzenlemenin yolunun kadını “kapatmaktan” geçtiği hurafesi meşruiyet kazanmışsa ve kadının bütün hayatı önce devlet, çevre sonra aile tarafından vesayet altına alınmışsa kontrolün en aşağılık yöntemi tecavüz normalleşir. Hele o ülkede tecavüz eden adamın cezadan muaf olması için, kadının bu konuda ne düşündüğü sorulmadan kadınla evlenmesi adetten sayılıyorsa.
Kadının kapatılması onun sadece cinsel bir varlık olmaya indirgenmesi, erotik bir nesne haline getirilmesi demek. Diyanet İşleri Vakfının çıkardığı bir kitapta evlatlık edinilen çocuklara, edinen ebeveynleriyle nikah düşebileceği yazıyor ve evlatlıkla ebeveynin yalnız kalamayacağı buyruluyor. Enseste açık açık onay sayılır bu. Ama daha kötüsü “evlenmek maksadıyla tecavüz”e de kapıyı aralamak anlamına gelir. Vakit Gazetesi Yazarı Hüseyin Üzmez’in kendisini vasi tayin ettiği kadının küçük yaştaki kızına, annenin de rızasıyla cinsel istismarda bulunabildiği bir dünyada, böyle fetvamsıların dinin büyük gücünü ve iktidarın koruyuculuğunu kendisine kalkan olarak kullananlara neler bahşettiğini tahmin etmek zor değil. Madem ki Siirt’te yerel eşraf ve bürokrasinin dahil olduğu çocuk tecavüzleri uzun süre basından saklandı ve madem ki Başbakan, eşraf ve bürokratlar yerine bunu bir yıl sonra ortaya atan gazeteciyi suçladı, çocukları ve kadınları tecavüzden koruyan hiçbir şeyin kalmadığını söyleyebiliriz.
Mümtaz Ulema, İlahiyatçı Ali Rıza Demircan “Müslüman bir bayanın, kadın kuaföründe üreme, koltukaltı ve bacak bölgesi kıllarına yönelik işlem yaptırmasının günah olduğunu” buyurmuş.
Tecavüzden buraya nasıl mı geldik. Kolay oldu; aklını kafasında değil de malum organlarının olduğu yerde taşıyanların kadın deyince aklına gelen şey, karşı cinsin organları olunca tecavüz de kıldan tüyden muhabbet kıvamında bir şey haline gelebiliyor da ondan.
Eh artık çocukmuş, ergenmiş, evlatlıkmış, genç kızmış Allah ne verdiyse artık, “maşallah altı okka” diye şımartılan sapkın emellerin hizmetinde.
Artık köşe başlarını tutmuş gözü dönmüşlerin ağına düşmüş, kurban çocuklar için de kirlenmek güzeldir deyin hadi.
Hayata buldozer gibi dalan bu kaba sabalıkların, bu gericiliğin ve geri zekalılıkların tahribatını geri dönüşüm işlemine tabi tutabilecek bir deterjan daha icat edilmedi.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız