Terörün yeri mi olur?
Patlayan bombanın, dökülen kanın bölgesi mi olur?
Yitip giden canın, bu acının, ilçesi, şehri mi olur?
Yapmayın...
Yapmayın Allah aşkına !
Kutsal saydığınız, inandığınız ne varsa onun aşkına yapmayın !
***
Nihai hedef bu değil mi zaten?
Amaç, bu memlekette bu tür ayrışmaları yaratmak değil mi bir şekilde?
Nasıl olursa olsun kamplaştırmak değil mi gaye?
Denenen, bir şekilde uzaklaştırmak değil mi zaten bu topraklarda yaşayan insanları birbirlerinden?
‘Biz - siz - onlar’ kırılmalarını sağlamak değil mi amaçlanan?
Zaten hassas, zaten kırılgan, hatta zaten yer yer çatlak olan yapıyı paramparça etmek değil mi ulaşılmak istenen son nokta?
***
Bilmeyenimiz mi var, birilerinin bir yerlerde hesap - kitap içinde olduğunu...
İnancını, dinini, mezhebini, etnik kökenini öne çıkartarak,
bunları birer gerekçeye, bahaneye dönüştürerek,
bu coğrafyada yaşayan insanları, ‘ulusçuklar’a dönüştürmek planının işlemekte olduğunu bilmeyenimiz mi var?
Pekiyi biliyoruz da ne oluyor?
Bunu biliyoruz da ne yapıyoruz?
***
İzmir ya da Van...
Sivas ya da Afyonkarahisar...
İstanbul ya da Adıyaman...
Muş ya da Ankara...
Muğla ya da Trabzon...
Adana ya da Edirne...
Çorum ya da Gümüşhane...
Artvin ya da Isparta...
Diyarbakır ya da Yozgat...
Denizli ya da Bingöl...
Ne fark eder?..
***
Gazi evinin bölgesi, şehri, ilçesi mi olur?
Şehit evinin adresi mi olur?
***
“Olur” diyecek olanlarınıza soruyorum:
Diyelim ki, ufak tefek farklılıklar var.
Diyelim ki, küçük, münferit değişiklikler gözleniyor.
Bu mudur üzerinde öncelikle durulması gereken?
Bu nokta mıdır öne çıkartıp asıl konuşmamız lâzım gelen?
Yapmayın...
Konuya böyle bakarak, bu şekilde düşünerek geldiğimiz noktaya dönüp bir daha bakın.
Ve yapmayın !
***
Caddesi, sokağı, mahallesi, semti, beldesi, köyü, ilçesi, şehri olmaz; terörün, patlayan bombanın, dökülen kanın, yitip giden canın...
Gazinin, şehidin adresi ‘tek’tir.
Yedi harf ve üç heceden ibarettir bu acının adresi.
O adres, ‘Türkiye’dir.
*****
KEŞKE...
Ateş bazen düşmediği yerleri de yakabilse...
|