İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

HABER

Plebisit tüm Türkiye’de yapılmalı!

Plebisit tüm Türkiye’de yapılmalı!

18 Haziran 2013 Salı, 07:06

Eski Yargıtay Başkanı Prof. Sami Selçuk, Başbakan’ın Gezi Parkı kararını değerlendirdi

Mine ŞenocaklıBen bu oylamanın içeriğinin ve yönteminin değişeceği kanısındayım. Ama İstanbul, hatta Taksim, sadece İstanbullu’ların değil. Bunu bilmek ve ona göre oylama yapmak gerekiyor.

Başbakan Erdoğan, “Topçu Kışlası için yargının nihai kararını bekleyeceğiz. Mahkeme kışlaya ‘hayır’ derse projeden vazgeçilecek. Kışlaya izin çıksa bile İstanbul’da halk oylaması yapılacak” dedi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Elbette doğru... Mahkemenin kararını beklemek gerekir. Mahkemelerin kararı herkesi bağlar. Yürütme organını da bağlar, yasamayı da bağlar... Onu tartışma konusu yapmak sadece yargı organının içinde olabilir. Yargının dışında onu tartışmak son derece yanlış. Sayın Başbakan doğru söylüyor. Eğer mahkeme, kararında kimi konuların yargının işi olmadığını belirtirse, o konularda elbette kimi yöntemler uygulanabilir, halka sorulabilir... O konudaki değerlendirmenin sınırlarını bilmediğim için önceden bir şey söylemek olanaksız.

- Neden?

Çünkü halka ne sorulacak, onun içeriğini şu anda ben dahil, bu Gezi Parkı olaylarını düzenleyenler dahil, herhalde kimse bilmiyor. Bu bakımdan o konuda şimdiden bir görüş belli etmek yanlış olur.

Soru çok açık olmalı kurnazlık olmamalı

- Peki önce referandumdan söz edildi, daha sonra plebisitte karar kılındı. Gezi Parkı için hangisi daha doğru olurdu sizce?

Plebisit başka şey, referandum başka şey. En iyisi bu işi sadeleştirelim denmiş belli ki, halkoyuna sunmaktan çok, halka danışma niteliğinde bir karar alınmış... İşte, “Siz hangisini tercih edersiniz?” diye sorulacak. Ama önce neyin yeğleneceği belli olmalı. “A mıdır, B midir” diye sormak gerekir. “Burası park olarak mı kalsın?” ya da “Burada Topçu Kışlası olsun mu?” gibi açık/kesin bir soruyla, halkı iyice aydınlatarak oylama yapmak gerekir. Bunun içerisine politik kurnazlıklar ve yanıltmacalar girmemeli. Yani halkın iradesinin sağlıklı bir biçimde oluşması için, herkes ahlaki, etik davranmak zorunda. Kandırmaca yollar yapılırsa son derece yanlış olur.

“Parkın yanında, parkla birlikte, şu da olsun mu, bu da olsun mu?” diye de sorulabilir kuşkusuz... Ama bu da çok kısa, öz olarak halka yansıtılmalı. Soru karmaşık olduğu takdirde halk doğru bir iradeyi yansıtamaz. Sorudaki belirsizlik sizi daha belirsiz noktalara taşıyabilir. Zaten halkoyu, genelde “evet mi, hayır mı” biçiminde olur. O nedenle halk önceden ayrıntılı olarak bilgilendirilir, sonra da evet ya da hayır denir. Doğrusu da budur. Soruyu olabildiğince öz ve kısa tutacaksınız, dağıtmayacaksınız... Çünkü halk neye oy vereceğini çoğu zaman kestiremez. Bunu bir rastlantıya bırakır, o da yanlış olur.

- Plebisit için, tek konulu ve sınırlı halk oylaması deniyor. Öyleyse eğer plebisit yapılacaksa bir tek Beyoğlu ilçesinde ya da İstanbul’da mı yapılmalıdır? Yaşanan bunca olaydan sonra bu doğru olur mu? Zira artık orası daha fazla özgürlük isteyenler için bir simge haline geldi...

Ben bu oylamanın içeriğinin ve yönteminin değişeceği kanısındayım. Şimdiden böyle laflar ediliyor ama bunu beklemek gerekir. Elbette İstanbul, hatta Taksim, sadece İstanbullu’ların değil. Önce bunu bilmek gerekir. Bütün Türkiye’nin İstanbul’la ilgisi var. İstanbul, sadece oturanların, ona çok yakın olanların değil. Hakkarili’nin de, Malatyalı’nın da, Edirneli’nin de İstanbul üzerinde tasarruf yetkisi var, düşüncesi var. Diyelim ki “Bu Dolmabahçe Sarayı oradan kaldırılsın ve başka yere taşınsın” dendi, herhalde bir Ankaralı çıkıp da “Bu beni de ilgilendirir” der değil mi? Onun için özellikle İstanbul’un Türkiye’de yaşayan herkes için ayrı bir yeri olduğunu düşünüyorum ben.




Taksim için dünyanın da söz söyleme hakkı var

- Dolayısıyla Gezi Parkı için plesibit yapılacaksa, tüm Türkiye’de yapılmalı öyle mi?

Tabii... İstanbul, herkesin İstanbul’udur. Hatta bu konuda dünyanın da İstanbul’la ilgili düşünceleri olabilir. İstanbul, sadece Türkiye’de yaşayan insanların da değil! İstanbul’un bir tarihi zenginliği de var. Şimdi siz “Ayasofya’yı şöyle yapalım, oradan kaldıralım” dediğinizde New York’taki insan da başkaldıracak, bir şeyler söyleyecektir. Bu bakımdan çok geniş ufuklu bir biçimde bunları düşünmek gerekir diye düşünüyorum.



Türkiye’deki demokrasi ikinci sınıf bile değil!

- Başbakan Erdoğan, “Ben yargıdan da üzerine düşeni yapmasını bekliyorum. Bu kadar açık konuşuyorum, bu mesajın nereye gittiği bellidir. Çünkü molotof kokteyli kullanmak, yakıp yıkmak, kamu düzenini bozmak suçtur, bunların hemen tamamı kamu düzenini bozmaya yönelik girişimler içindedir” dedi...

Siz yargıya buyruk veremezsiniz. Böyle bir şey olabilir mi? Bu adam niye tutuklanmadı, şu niye tutuklanmadı? Siz siyasetçisiniz, milletvekilisiniz, bakansınız, başbakansınız, cumhurbaşkanısınız... Sizin elinizi kolunuzu bağlayan bir ant içme metni var. O metni açın bakın, orada, “Anayasa’ya uyacağıma” diye başlayıp, en sonunda “Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim” diyorsunuz. Eee, ondan sonra ne yapıyorsunuz?! Anayasa’nın 138. maddesini okuyun, “Yargıya telkinde bile bulunulamaz” diyor. Telkin... Siz diyorsunuz ki “Yargı böyle yapmalı. Umarım öyle yapar.” Bunlar telkin değil mi? Hani Anayasaya uyacağınıza ilişkin namus ve şeref sözü vermiştiniz? Ne oldu?

Yürütme, yasama ve yargı organını kuşattı

Bunlar beni çok rahatsız ediyor. Ben bir hukukçuyum, 40 yıl emek vermişim, 10 yıldan beri de bunun dersini veriyorum. Eder 50 yıl. Şimdi ben öğrencilerime hangi yüzle ne diyeceğim? “Siz bize böyle anlatıyorsunuz, ama falanca böyle diyor” dediklerinde ne diyeceğim ben? Bunlar beni çok şaşırtıyor ve kahroluyorum. Sonra dönüyorsunuz, Türkiye’de demokrasi var diyorsunuz. Türkiye’de demokrasi üçüncü sınıf bile değil. Haydi biraz kendimizi kandırmak pahasına ikinci sınıf bile değil diyelim! Ama birinci sınıf olmadığı kesin! Bunu ben değil, uluslar arası incelemeler belirliyor. Amerikan Dış İşleri Bakanı’na kızıyorsunuz, ikinci sınıf demokrasi değil burası, diye. Güzel, ama bunu diyebilmek için demokrasinin kurallarına uymanız gerekmez mi? Türkiye’de yürütme, yargı(lama) organını ve yasama organını kuşatmıştır. Bunu 1999 konuşmamda söyledim, yineliyorum. Hele tek partili bir hükümet iş başındaysa, bu kuşatma daha de belirginleşiyor.

Değişen hiçbir şey yok mu?

Hayır. Bu kuşatma daha da perçinlenmiştir. Bu kadar açık ve yalın konuşuyorum.

Kaynak : Mine Şenocaklı/VATAN

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
282930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız