|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
ABD “darbe yapılmamasının” intikamını almış
08 Ağustos 2012 Çarşamba, 07:34
Can Ataklı /VATAN
|
|
Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün Ergenekon davasında verdiği ifade aslında karanlıkta kalan birçok sorunun da cevabını veriyor.
HÜKÜMETE BASKI: Anlaşıldığı kadarıyla Orta doğu’da çıkarlarının zedelenmesi ihtimaline karşı ABD ordudan AKP hükümetine baskı yapılmasını istemiş. Hükümete baskı nedir?
ZOR VE TEHDİT: Hükümeti zorlarsınız, tehdit edersiniz, baktınız olmuyor, yönetime el koymanın yollarını ararsınız. Ancak 2004’te ordu böyle bir şeye yanaşmamış. Milli bir tutum almış.
İNTİKAM: Arkasından “intikam harekâtı” gelmiş. O günden itibaren “tehdit” olarak görülen ne kadar komutan varsa içeri atıldı. Hâlâ hapisteler. Özkök ise “demokrasi kahramanı” ilan edildi.
ÖZKÖK HARİÇ: Sonuçta Özkök hariç tutularak neredeyse bütün komutanlardan “tezkere için hükümete baskı yapmamalarının” hesabı sorulmuş oldu. Oyun aslında bu kadar açık ve net.
TEZKERE NEDENİ: O günleri hatırlayalım. ABD Irak operasyonunu Türkiye üzerinden yapmak istiyordu. Çünkü zaten müttefiki olan Kürtlerin bölgesinden geçecek, arkasını sağlam tutacak, lojistik desteğini ise bir NATO ülkesinden yapacaktı.
MALİYETİ UCUZ: Böylece operasyonun maliyeti de çok düşecekti. Dönemin iktidarı ABD’nin her istediğini yapmaya hazırdı. Başbakan ve partinin yasaklı olduğu için seçilemeyen başkanı ABD’nin taleplerini karşılayacak tezkerenin Meclis’ten geçmesi için büyük çaba harcıyordu.
GAZ ODALARI: Adeta “gaz odaları” kurulmuştu. AKP’li milletvekilleri 6-7’li gruplar halinde buraya sokuluyor ve tezkerenin Türkiye’ye ne kadar büyük yarar getireceği anlatılıyordu. Buna rağmen bazı AKP’liler endişeli ve huzursuzdu.
ABD’NİN KUŞKUSU: Aslında tezkerenin geçeceğinden herkes emindi. Ancak ABD “her sözünü dinlemesine” rağmen AKP iktidarından kuşkuluydu. İslamcı bir partinin güvenilir olup olmayacağını tam bilmiyorlardı.
GARANTİ İSTEDİLER: Bu nedenle askerin de devreye girmesini ve işi “garantiye” almasını istiyordu. O günlerde asker de AKP iktidarından kuşkuluydu. Tezkereyi istiyorlardı belki ama riskleri de görüyorlardı. En önemlisi, ciddi asker kaybımız olabilirdi.
KESİN İNANÇ: Ordu tezkerenin geçeceğine inanıyordu. O halde sorumluluk yüklenmenin âlemi yoktu. En azından bir başarısızlık hâlinde “Biz siyasi otoritenin kararına uyduk” denilebilecekti. Tezkere nasıl olsa geçeceği için, sessiz kalınmasına karar verildi.
BEKLENEN OLMADI: Ama öyle olmadı. Oylamaya 533 milletvekili katıldı, 250 ret, 264 kabul, 19 çekimser oyu kullanıldı. Anayasa’nın 96. Maddesine göre bu tür tezkerelerin kabulü için 276 oy gerekiyordu. Tezkere “kabul edilmemiş” sayıldı.
HER ŞEY BİTTİ: İşte o an ABD’de şafak attı. Bütün hazırlıklar, planlar lojistik destekler çöpe atıldı. Mardin’de kurulan yerleşim birimi söküldü. İskenderun’a inecek mühimmat ve silahlar büyük masraflarla Körfez’e kaydırıldı.
AKP’YE GÜVEN: İktidar çok üzgündü. ABD bunu görüyordu. AKP iktidarı gelecek için ciddi bir müttefik olacağının kanıtlamıştı. Aksama askerdeydi. Asker baskı yapsa tezkere mutlaka geçerdi.
ASKERDEN KUŞKU: Artık ABD iktidara daha çok güvenmeye, askerden ise kuşkulanmaya başlamıştı. Düğmeye basıldı. Hem ABD’yi zora sokan Türk subayları hizaya sokulacak hem de tehdit olabilecek bütün unsurlar temizlenecekti.
ÜNLÜ DAVALAR: İşte Ergenekon ve Balyoz operasyonları böyle başladı. Erdoğan’ın Beyaz Saray ziyaretinde bu operasyonun konuşulduğu bizzat yandaş kalemler tarafından o tarihte yazıldı.
AKIL TUTULMASI: Bütün bunlar kamuoyunun gözü önünde yaşanmasına rağmen hâlâ bir darbeden söz edilmesine, Türk subaylarının itilip kakılmasına, aydınların gazetecilerin akademisyenlerin düzmece belgelerle hapishanelerde çürütülmesine, aşağılanmasına ülkenin yarısının destek vermesi akıl tutulması değildir de nedir?
*****
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın, “Terörle mücadele çok iyi gidiyor” açıklaması tepki çekmiş. Sayın Bakan’a kızmayalım; unutmayalım ki kendisi “Savunma Bakanı” ve işler kötü de gitse “savunmak” zorunda!
*****
Timsah gözyaşları
Başbakan, generallerin tutuklu yargılanmasını doğru bulmadığını ilk kez söyledi. Sonra daha da ileri gidip İlker Başbuğ’un durumuna çok üzüldüğü belirtti. Diğer generalleri bilemem ama İlker Başbuğ yakında çıkabilir. Mesaj alınmıştır herhalde. Ancak Erdoğan’ın Başbuğ ile ilgili sözleri bana “timsah gözyaşları” deyimini hatırlattı. Savcılar sanki Başbakan’dan habersiz Başbuğ’u tutuklamışlar gibi.
Timsahlar aç kaldıklarında kendi yavrularını bile yerler. Sonra bir kenara çekilen timsahın gözünde yaş birikir. İşte bu nedenle haksız bir uygulamaya neden olduktan sonra üzülüyormuş gibi yapanlar için bu deyim kullanılagelmiş yüzyıllardır. Gerçeği şudur; timsahlar dinlenmeye çekildiğinde, iri gözlerinin yanında bir sıvı belirir. Bu göz kenarlarına birikmiş pisliklerin temizlenmesi içindir.
Ama uzaktan bakıldığında timsah ağlıyor gibi görünür.
*****
Özkök’ün yalanlaması
Analiz yazımı 2004 notlarına ve doğal olarak Hilmi Özkök’ün “ABD bizden hükümete baskı yapmamızı istedi” sözlerine dayanarak yazdım.
Ancak Özkök bu ifadesinden sonra Radikal’den Murat Yetkin’e açıklama yaparak “Ben öyle bir söz söylemedim. Gazeteciler yanlış anlamış” dedi. Bunu yazmak gerektiğine inanıyorum. Ancak mahkemede söylenenlerle sonra söylenenleri birlikte size sunmak istiyorum. Kararı siz verin:
Tutanaklara göre hâkim Sami Haşıloğlu’nun “Siz 1 Mart tezkeresi öncesinde tavrınızın nötr olduğunu söylediniz. Siyasilerin kararı olduğunu söylediniz. Basında hükümete baskı yapmanızın istendiği yazıldı” şeklindeki sorusuna şu cevabı veriyor:
“Bunlar doğrudur. Dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz benim baskı yapmamı istemiştir. Ben baskı yapmadım. Ben düşüncelerimi arz ettim. ‘Tezkere geçsin - geçmesin diye’ baskı yaparak siyasi kararı etkileme yoluna gitmedim.”
Özkök Murat Yetkin’e ise şunu söylüyor:
“Ben mahkemede Wolfowitz’in bana hükümete baskı yapın dediğini söylemedim. Wolfowitz’in 1 Mart tezkeresinin Meclis’ten geçmemesinin ardından verdiği bir demeçte, Türk ordusunun iyi liderlik gösteremediği eleştirisinden söz ettim. Bu durum tutanaktan ortaya çıkar; herhalde iş yoğunluğu birbiriyle nöbetleşe haber yazıp sonra birleştiren muhabirler o şekilde aktarmıştır diye düşünüyorum. Sanki ben ABD yetkilileri ile böyle bir diyaloğa girmişim
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|