Taksim Gezi Parkı protestoları TBMM Genel Kurulu'nda tartışıldı.
İçişleri Bakanı Muammer Güler TBMM’de Gezi Parkı protestolarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
İçişleri Bakanı Güler dört müfettişin bütün iddiaları tek tek incelediğini söyledi. İşte Güler'in açıklamaları:
\'Şuanda iki mülkiye ve iki polis müfettişi İstanbul’daki olaylarla ilgili bütün iddiaları tek tek inceliyor.Yazılı görsel medyada sosyal medyada bize intikal ettirilen görüntülerde eğer bir suç işlenmişse bunu gereği yapılacaktır. Polisin günlerdir görev yaptığını hatırlatmak isterim.Hak aramak şiddete dönüşmüştür, Bıraksaydık da Meclis'i mi işgal etselerdi?Mülkiye Müfettişleri olayları incelemeye başlamıştır.
Hak aram özgürlüğünü anlayışla karşıladığımızı ifade etmek isterim. Ancak illegal eylemlere bu meclis olarak hepimiz tavır alalım.
280 iş yeri, 6 kamu binası 103 polis otosu 207 özel araç bunlara verilen zararları ve 70 milyonu aşan zararları da görmemiz lazım. Cumartesi Pazar günü Ankara Kızılay’da saatlerce hak arama özgürlüğü için gerekli izin verilmiştir.
Ancak grupların Meclis’e Başbakanlığa yönelik saldırganlığa yönelik polis müdahale etmiştir. Kanunsuz eylemlere göz yumma lüksümüz yoktur. Bırakalım Meclis işgal mi etsinler? Hak arayan insanlarla illegal örgütleri aynı kefeye koyma hakkımız yoktur.\'
İçişleri Bakanı Muammer Güler'in ardından vekillerde 'Gezi Parkı' olaylarıyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamalar sırasında Meclis'te tansiyon yükseldi.
İlk olarak MHP'li Oktay Vural söz alarak İçişleri Bakanı'na 'Sabah 5'te müdahale emrini kim verdi' diye sordu.
'KAMERALAR NİÇİN DEVRE DIŞI BIRAKILDI?'
Söz alan CHP Milletvekili Mahmut Tanal ise Güler'e 'Polisler caddelerde su tanklarıyla hukuksuz bir işlem yapmıyorlarsa ara caddelerdeki o kameralar niçin devredışı bırakıldı?' diye sordu.
Tanal şöyle konuştu:
'Polisler caddelerde su tanklarıyla hukuksuz bir işlem yapmıyorlarsa ara caddelerdeki o kameralar niçin devre dışı bırakıldı Sayın Bakan? Eğer o halka çapulcu diyorsanız ben de o çapulculardan birisiyim. Siz zalimsiniz, siz diktatörsünüz, siz Amerikanın uşağısınız. Biz sizin bu diktatörlüğünüze son vereceğiz.'
'HALKI TAHRİK EDEN SİZLER DEĞİL MİSİNİZ?'
AKP Grup Başkanvekili Ahmet Aydın da, 'Eğer AK Parti'nin demokratik anlayışı olmasaydı bu eylemler yapılamazdı. 'Allah'tan bir kaç tane ölü çıksa da biz bundan rant elde etsek' diyorsunuz. Sosyal medyada halkı tahrik eden sizler değil misiniz? Ama artık bu millet sizi iktidar etmeyecektir.'
'HEPİMİZ SABUN HALİNE GELİRDİK'
Gündemdışı konuşmalardan sonra söz alan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, olaylarda ana caddelerdeki MOBESE kameralarının niye devre dışı bırakıldığını sordu. İçişleri Bakanı Muammer Güler, \'Tahrip olduğu için\' yanıtını verdi.
Tanal, Güler'e, \'Yalan söylüyorsunuz. Çapulcu dediniz, ben de o çapulculardan biriyim. Siz halkı bugüne kadar aldattınız. Esad zalim, zulüm yapıyor dediniz, aynısını siz yapıyorsunuz. Siz zalim, diktatörsünüz\' diye tepki gösterdi.
AKP Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, sataşma gerekçesiyle Tanal'a, \'Zalim, diktatör arıyorsanız geçmişinize bakın. Geçmişinizi de geçtim, şu anda yaptığınıza bakın\' diye yanıt verdi.
Aydın, AKP'nin demokrasi anlayışı olmasaydı, bu eylemlerin de gerçekleşemeyeceğini belirterek, eylemler yapılıyor, kişiler özgürce haklarını savunuyorsa, bunun AK Parti'nin demokrasi anlayışı sayesinde olduğunu söyledi. Aydın, \' Sağduyu diyorsanız, sizde sağduyunun neresi var? Bir kaç ölü çıksa da rant elde etsek diyorsunuz, yazık değil mi bu millete? Sosyal medyada, yalan yanlış bilgilerle halkı tahrik eden sizler değil misiniz?\' diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan da Aydın'a, \'Sayın Aydın, siz burada laf yetiştirirken dün gece bir gencin, Hatay'da Abdullah'ın ölüm haberi geldi. Çok gençti, hayatının baharını bile görememişti. Bunun sorumlusu kim, sorguladınız mı? Başbakanınız, Reyhanlı'dan sonra kaçtığı gibi niye kaçtı, polislere bunların işini bitirin emrini verip neden kaçtı, neden her sıkıştığında kaçıyor? O bizim çocuklarımız, gençlerimiz olan polisleri, nasıl genç kadınların yüzüne gaz boca eder hale getirdiniz. Diktatör mü arıyorsunuz; siz bizi 1930'larda yönetseydiniz, inanın sayenizde biz birer kalıp sabun haline gelirdik\' diye karşılık verdi.
-\'Güç zehirlenmesi\'-
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de demokrasinin, sivil toplum anlamına geldiğini dile getirdi. Hamzaçebi, sözlerini, \' Demokrasiyi, sadece seçimlerde alınan oy oranına dayalı meşruiyet anlayışına indirgerseniz demokrasiden uzaklaşırsınız. Maalesef, 11 yılın sonunda Erdoğan hükümeti, meşruiyet anlayışını değiştirdi. Sürekli seçimlerde alınan oy oranını söyleyerek, 'ben herşeyi yapmaya muktedirim' şeklinde demokrasi anlayışını sergiliyor. Gezi Parkı ile başlayan, ülkeye yayılan olayların temel nedeni, Sayın Erdoğan'ın, bireyin özel yaşam alanına, özgürlüklerine müdahale eden, herşeyi ben belirlerim anlayışına sahip demokrasi anlayışıdır. Sayın Başbakan ile Türkiye demokrasiden uzaklaşmakta, otoriter rejime gitmektedir. Başbakan, güç zehirlenmesine uğradı, birisi ona zehirlendiğini söylemeli\' diye sürdürdü.
Ahmet Aydın, yeniden sataşma gerekçesiyle kürsüye çıkarak, \'10,5 yıl önce kılık kıyafate müdahale eden biz miydik, sizin zihniyetiniz miydi?\' diye sordu. Aydın, ikna odalarını kaldırdıklarını belirterek, herkesin, istediği şekilde giyinebileceğini dile getirdi. Aydın, \'Biz başkalarına müdahe etmedik, etmeyeceğiz ama başkalarını da bir başkasına müdahale ettirmeyiz. Herkes bu ülkede birinci sınıf vatandaştır, herkesin hukukunun teminatı AK Parti hükümetidir\' görüşünü dile getirdi.
AKP ve CHP'li vekiller arasında çıkan gerginlik sebebiyle oturuma 10 dakika ara verildi.
|