Hadi Kemal Bey, sınav zamanı

26 Temmuz 2012 Perşembe, 09:18

EMİN PAZARC/TAKVİM

Seçime 420 kişi katılmış. Bunlardan 60'ı \'Sağlıklı yapılmadı\' diye itiraz etmiş. Bir başka ifade ile yarışa girenlerin yüzde 15'i \'Olmadı\' demiş. Normal mi bu? Böyle bir durumda hiçbir şey olmamış gibi davranılabilir mi?
Ak Parti'de böyle bir sıkıntı yaşansaydı, muhtemelen bütün muhalefet ayaktaydı. Başta Kemal Kılıçdaroğlu son derece sert açıklamalar yapardı. Ama, sıkıntı CHP'de.
İddialar, CHP'nin son kurultayında yapılan Parti Meclisi seçimlerine ilişkin. İtirazların, dedikoduların ardı arkası dinmiyor.
Kemal Bey ise sessiz!
CHP'li Şahin Mengü tepkili. \'Herkesin ağzında bir laf, dünya kadar itiraz var\' diyor. Üstelik, iddiaları ortaya atanların ciddi insanlar olduğunu söylüyor. Türkiye'de parti içi demokrasinin önünü yargının tıkadığını iddia ediyor. Yapılan itirazları reddeden Seçim Kurulu'na yükleniyor:
- Altı üstü 1.200 oy. Yeniden say, ne var bunda? En fazla 3 saatte sayarsın. Ama şaibelerin de önüne geçersin.
Seçim sonrası PM'de birinci yedeğe düşen Çetin Soysal buruk. İlçe Seçim Kurulu'na gerekli itirazı yaptığını, reddedildiğini, bundan sonra uzatmayıp geri çekileceğini söylüyor:
- Haksızlığa uğradığımı biliyorum.
Kurultaydan sonra oy sayımında ciddi hatalar yapıldı. Sonuç açıklandıktan sonra oylar değişti. Buna rağmen partimi kamuoyu önünde yıpratmak istemiyorum.
Ben geri çekiliyorum. Ancak, sonuna kadar mücadele edecek, hatta mahkemeye bile gidecek arkadaşlar var.
Soysal da Mengü gibi aynı noktanın altını çiziyor:
- Yapılacak iş, oyların yeniden sayılmasıydı. En fazla 4-5 saat sürerdi.
Ama yapılmadı.
Berhan Şimşek ise, tartışmaların seçilen insanları da zan altında bırakacağı görüşünde.
Kendisinin sonuçlara itiraz etmediğini, ama itiraz edenleri haklı bulduğunu belirten Şimşek, \'CHP'nin kurumsal kimliği üzerinde böyle bir gölge olmamalıydı\' diyor. O da oyların yeniden sayılması gerektiği görüşünde.
Bu isimler, örnekler içinden sadece birkaçı.
CHP'de \'Oylar yeniden sayılsın\' diyenlerin sayısı hiç de az değil. Aralarında PM'ne giren, ancak aldığı oyu az bulan isimler bile var. Şahin Mengü'nün dediği gibi, herkesin ağzında bir laf dolaşıp duruyor. İddiaların ise biri bir para!
Bunları dindirmenin tek yolu, oyların yeniden sayılması...
İşte bu noktada Kemal Kılıçdaroğlu'na çok ciddi bir görev düşüyor. Bizzat devreye girmeli ve PM seçiminde kullanılan oyların yeniden sayılmasını sağlamalı. Bunu yaparsa ciddi puan toplar. Aksi takdirde, ileride hiçbir rakibini suçlamaya hakkı olmaz.
Dönerler ve \'Önce kendine bak\' derler!

* * *
CHP'de kurultay öncesi Önder Sav ve Deniz Baykal gibi isimler geri çekildi. Kurultayın ardından ise başka gruplar ve ittifaklar oluşmaya başladı...
Şimdi partide etkili olmaya çalışan dörtlü bir grup var. İstanbul milletvekilleri Gürsel Tekin, Umut Oran, Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş ve Sinop Milletvekili Engin Altay.
Sevmedikleri üçlü ise Haluk Koç, Adnan Keskin ve Erdoğan Toprak. İlk hedefleri, MYK'da kendilerine bir yer bulmak. Bu arada, Kılıçdaroğlu'nu etkileyerek \'sevmedikleri üçlüyü\' yanından uzaklaştırmaya çalışıyorlar.
Parti içindeki iddialara bakılırsa, Erdoğan Toprak'ın önünü kesip, MYK'da görev almasını önlemek amacındalar. Yerine Umut Oran'ın gelmesini istiyorlar. Örgütten Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı için adı geçen Adnan Keskin'in yerine düşündükleri isim Sinop Milletvekili Engin Altay.
Parti Sözcüsü olacağı belirtilen Haluk Koç'un yerine de Gürsel Tekin'in getirilmesi gerektiğini düşünüyorlar.
Şimdi CHP'de herkes Kemal Kılıçdaroğlu'nun atacağı adımlara bakıyor...
Kılıçdaroğlu, Kurultay öncesi arkadaşlarına CHP örgütünü Adnan Keskin'e teslim edeceği yönünde sinyaller vermişti. Haluk Koç'la yaptığı görüşmenin ardından \'Koç, Parti Sözcülüğü'ne getiriliyor\' değerlendirmeleri yapılmıştı. Erdoğan Toprak ise, zaten en yakınındaki isimdi.
Acaba gelinen noktada Kılıçdaroğlu ne yapacak? Parti içinde oluşan yeni grup, Kılıçdaroğlu üzerinde ne kadar etkili olacak?
CHP'de yeni genel başkan yardımcılıkları için yürütülen kıyasıya mücadele Kılıçdaroğlu'nu nasıl yönlendirecek?
Bekleyecek ve göreceğiz.
Kılıçdaroğlu'nun bu noktada yapacağı tercihler son derece önemli. Çünkü, oluşturacağı yeni kadro, CHP'nin geleceğini derinden etkileyecek!