Kurultay sonrasında makamında ziyaret ettiğimiz CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu rahatlamış görünüyordu.
CHP’nin bugüne kadar en demokratik kurultayını yaptığı kanaatinde. CHP delegelerinin, anahtar listelerin hiçbirini blok liste olarak algılamadığını, çarşaf liste üzerinden seçim yaptığını ve bundan çok memnun olduğunu vurguladı Kılıçdaroğlu...
Hızlı Türkiye
Kılıçdaroğlu, yeni yapısı ve hazırlanmakta olan yeni programıyla partisinin, “nasıl bir Türkiye?” hedeflediğini, “bir örnekle anlatayım” diyerek, şöyle tarif etti:
“Mesela Sovyetler Birliği vardı. Büyüktü ama hantaldı. O Sovyetler Birliği’nden bugünün dinamik Rusya’sı çıktı. Mesela İsrail, küçük bir devlettir. Ama bilgi toplumuna ulaşmıştır. Küçüktür ama hızlıdır. Artık büyük olmak değil hızlı olmak önemli.“
Kılıçdaroğlu, bu yaklaşımını kurultaydaki konuşmasına yansıtmıştı. “Büyük balık küçük balığı yutar derlerdi, bu değişti artık hızlı balık büyük balığı yiyor” demişti.
Kılıçdaroğlu’nun kafasında, bir “hızlı Türkiye modeli” var.
Genç nüfus
CHP lideri, “hızlı Türkiye modeli”nin iki dayanağı olduğunu söyledi:
1- Bilgiye dayalı üretim,
2- Genç dinamik nüfus avantajı.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin sanayi toplumu aşamasını tam geçmeden bilgi toplumu gerçeği ile karşılaştığını düşünüyor. Türkiye’nin üretimini artırmasının gönenç toplumunun ilk şartı olduğunu belirtiyor. Bu artışın, ancak bilgiyle olacağını, bunun, içinde üniversitelerin üretime dönük çalışmaları, mukayeseli üstünlüğü bulunduğu alanlara yoğunlaşması ve genç dinamik nüfusunu harekete geçirmesiyle mümkün olacağını düşünüyor.
Bu dinamikleri harekete geçirerek, üretimini ve gönencini artıracak Türkiye’nin ise, büyük ve hantal olmak yerine “hızlı” olacağını vurguluyor. CHP’nin böyle bir üretim politikasıyla, “hızlı Türkiye”yi inşa edeceğini belirtiyor.
Değişimci CHP
Kılıçdaroğlu, “Batı’da bir algı vardı” diye devam etti; “AKP değişimci, CHP statükocu”
“Oysa” dedi, CHP lideri:
“Bu algı değişiyor. Daha sivil, daha demokrat, daha özgürlükçü, daha sosyal ve bütün bunları inançları ve etnik kimlikleri sömürmeden yapan daha değişimci bir CHP var. Buna karşın AKP daha statükocu, daha devletçi bir konumda artık. Sivilliği, toplumculuğu, devrimciliği, değişimi biz temsil ediyoruz. Roller değişti.”
CHP değişti
“CHP de çok şey değişti” diye devam ediyor:
“Eskiden yüzde 10 barajının kaldırılmasını telaffuz etmezdi CHP. Şimdi yüzde 10 barajı kalksın diyoruz. Darbe yasalarına değinilmezdi. Şimdi darbe yasaları tümüyle kalksın diyoruz. Eskiden Başbakan her yere gider, CHP Genel Başkanı gidemez diyorlardı. Şimdi tam tersi söyleniyor. Biz her yere gidiyoruz, Başbakan her yere gidemiyor.”
“Esad’ı desteklemiyorum”
Kılıçdaroğlu, son dönemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine yönelttiği, “Esad’ı ve Baas rejimini desteklediği” eleştirisini de yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, kendisinin ve partisinin baskıcı hiçbir rejimi desteklemesinin söz konusu olmadığını vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
“Beşar Esad’ı desteklemiyoruz. Ne Esad’ı ne de Baas gibi baskıcı bir anlayışı desteklememiz söz konusudur. Benim dikkat çekmek ve söylemek istediğim, Türkiye’nin, Suriye’ye karşı herhangi bir askeri müdahalenin içinde olmamasıdır. Komşularımızla savaş, ilişkilerimizde onarılmaz yaralar açar. Cezayir örneği unutulmamalıdır. Türkiye’nin, Cezayir’in bağımsızlığını tanımamış olmasının yarattığı olumsuzluğun etkileri hâlâ hissediliyor. Hele komşularımızla bir savaş içine girmemiz çok daha onarılmaz yaralar açacaktır. Türkiye, Cezayir örneğini unutmadan hareket etmelidir. Taşeronluk yapmamalıdır. Batı liginde yer almak başkadır, egemen güçlerin Türkiye’yi maşa olarak kullanmasına izin vermek başkadır. Biz, yüzümüzü batıya dönmüş bir ülkeyiz. Bunu çağdaş uygarlık hedefi olarak benimsemiş bir ülkeyiz. O kadar ki batıyla savaşarak yönümüzü batıya çevirebilmiş bir ülkeyiz. Batı değerlerini hedeflemek başka, onların maşası olmak başkadır.”
CHP lideri, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’in vereceği kararları beklemesi ve askeri müdahale dışında bu kararlara uymasının daha doğru olacağını vurguladı
|