Fişleme

10 Temmuz 2012 Salı, 08:04

Kamil Tekin Sürek/Evrensel

AKP Hükümeti zamanında da herkesin fişlendiği ortaya çıktı. Üstelik, AKP 12 Eylül 2010 Referandumu’nda fişlemeye son verilecek, eski fişleme kayıtları imha edilecek diye söz verdiği, bu vaatle halktan oy istediği halde...
Milliyet Gazetesi’nden Önder Yılmaz’ın haberine göre birkaç tesadüfü olayda, sabıkası bulunmayan yurttaşların eskiden işledikleri suçların polis ya da güvenlik departmanınca bilinmesi üzerine, işin aslı araştırılınca KİHBİ isimli Emniyete bağlı bir birimin fişleme
kayıtlarını insanlar öldükten sonra dahi silmedikleri ortaya çıkmış. Can Dündar’ın köşe yazısında sözünü ettiği başka bir olayda ise, Kollektif isimli bir öğrenci grubunun düzenlediği öğrenci kampına katılan öğrencilerin tek tek fişlendiğini ve öğrencilerin anne-babasına çocuklarının teröristler tarafından eğitildiğine dair mektup ve telefonla ihbarda bulunulmuş.
AKP, yurttaşları fişlemeye devam ediyor. Kendinden önceki bütün hükümetler gibi. Üstelik, hükümete gelmeden önce kendileri de fişlenmişken ve bu fişlemeden şikayetçi oldukları halde ve 28 Şubat’ta şimdi kendilerinin yaptıklarını yapanlara söylemedik bir şey bırakmadıkları halde.
Bütün zalimler, hırsızlar, katiller, haram yiyen muktedirler korkar. Korktukları için de insan içine rahat rahat çıkıp dolaşamazlar. Bir yere gideceklerinde yolları kestirirler, bir koruma ordusu ile yola çıkarlar. Aldıkları bütün tedbirler onların korkularını yenmelerine yeterli olmaz. Bunun için herkesi fişlerler.
Herkesi dinlerler.
Fakat, yine de rahat edemezler.
AKP’ nin yöneticilerinin de durumu budur. Onlar da kendilerinden öncekiler ne yaptıysa, aynını yapıyorlar. Herkesi fişlemeye, herkesi dinlemeye çalışıyorlar. Herkes fişlendiğini zaten biliyor. Gizli saklı değil. Üstelik herkes telefonlarının dinlendiğini de biliyor. E-maillerinin kontrol edildiğini de.
Belki, herkesi telefonunu dinleyemiyorlar, herkesi fişleyemiyorlar, herkesin e-maillerini kontrol edemiyorlar ama herkes bunların yapıldığını düşünüyor.
Böyle düşünüldüğü için pek çok insan korkmadan bir mitinge katılamaz, korkmadan hükümet ya da yöneticiler hakkında fikrini söyleyemez, korkmadan düşüncelerini yazıp çizemez.
Bunun adı siyasi ve hukuki literatürde devlet terörüdür. Yıldırmadır. AKP’nin “ileri demokrasisi” işte böyle bir yıldırma rejimidir. Polis rejimidir. Halk AKP’nin gerçek yüzünü yavaş yavaş fark etmeye başlıyor.
Biri bir gün fişlendiğini öğreniyor. Biri bir gün telefonlarının dinlendiğini öğreniyor. Biri bir gün bir yakınının uydurma iddialarla tutuklandığını ve aylarda hapishanede tutulduğunu öğreniyor.
Bakalım AKP yöneticileri Önder Yılmaz’ın haberine nasıl tepki verecek?
Görmezden mi gelecekler, yoksa, 12 Eylül Referandumu öncesi yalanları, vaatleri tekrarlayıp insanları kandırmaya devam mı edecekler?