İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Cezaevlerini doldurmak

Cezaevlerini doldurmak

21 Haziran 2012 Perşembe, 08:53

Hüsnü Öndül/Evrensel

Otoriter sistemleri ayakta tutan en önemli güçlerden birisi de yargı gücüdür.
Askeriyeyi, güvenlik bürokrasisini, üniversiteyi ve medyayı da o arada anabiliriz.
Türkiye’de de böyle olmuştur.
Ceza ve infaz politikasını siyaset ve güvenlik bürokrasisi birlikte oluşturuyorlar.
Yürütme gücünün mensupları olan polisler yargı alanında görev ve yetki kullanıyorlar.
Oluşturulan ceza ve infaz politikasını da yargı gücü uyguluyor. İç içe geçmişlik söz konusu. Bazen bu iki güç arasında çelişme de olabiliyor. Sözgelimi AB sürecinde ve halen reformlara direnç gösteren en önemli güç yargı gücüdür.
AİHM istatistiklerine göre Türkiye yargısının verdiği kararların sadece yüzde 2.1’i insan haklarına uygun. AİHM tarafından kararlarının yüzde 87.5’i ihlal olarak değerlendirilen bir gücün adalet dağıtmak işlevinden söz edilemez. Olsa olsa, yargı, belirtilen durumda ve sonuçlara bakarak söylenebilir ki, otoriter sistemi muhafazada fonksiyon icra etmektedir.Yani siyasal bir görevi var; adalet dağıtımında adil olmak değil temel mesele…
Hatırlayalım, 2005 yılında yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunu, ifade özgürlüğü alanı hariç tutulursa genelde bir önceki yasadan daha ileri hükümleri taşımaktaydı. O tarihte cezaevlerindeki toplam tutuklu ve hükümlü sayısı 55 bindi. 2005 yılı başından itibaren yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu da genelde bir önceki Ceza Muhakemeleri Kanunu’ndan adil yargılanma hakkı ilkelerine uygunluk bakımından daha olumlu özellikler taşımaktaydı. Bir kaç yıllık uygulamanın ardından bu köşede yargının reformlara direnç gösterdiğini yazmaya başlamıştık. Tutuklamalar hızla artmaktaydı. Oysa araştırmalar ve istatistikler Türkiye’de suç işleme oranlarında olağanüstü artışlara işaret etmemekteydi. Yargı, önceki Cumhurbaşkanı Sezer’in “devlet ideolojisi” diye nitelediği çizgide direniyordu. Sonra durum değişti.
Hükümet yargının icraatlarını doğrudan ya da dolaylı, savunur hale geldi. Bu şu demek:
Hükümet AİHM istatistiklerine göre yüzde 2.1’lik isabet oranına sahip kararları savunmaya başladı. Görmezden gelerek, bazen de açıkça savunur hale geldi.
İyi de haksızlık, hukuksuzluk nereye kadar savunulabilir ki?
Hükümet daha yeni yeni ‘bu işte bir terslik var’ demeye başladı.
AB pozitif gündemi gündeme geldi. AİHM pilot kararlar vermeye başladı. Hükümet ha bire öteliyordu uyumu…
Türkiye’nin adalet sisteminde, ifade özgürlüğü alanında, tutuklama rejiminde ve cezaevleri alanında raporlar ve mahkeme kararları ile gerçekler daha bir görülür hale geldi.
55 bin tutuklu ve hükümlü sayısı 7 yılda 135 binlere gelmişti.
“İş yoğunluğu” diyordu yargı ve yürütme gücü.
Halbuki asıl mesele özgürlük idesinden yoksunluktu.
İş yoğunluğu önüne geleni tutuklamanın gerekçesi olabilir mi?
Ne iş yoğunluğu?
Takdir hakkını neden tutuklamadan yana kullanıyorsunuz? Neden tutukluyorsunuz, hem de insan hakları hukukuna aykırı gerekçelerle -çoğu kez gerekçe de göstermeksizin- ve sürelerle?
İfade özgürlüğü alanında her bir madde ile ilgili binlerce dava açmak da ne oluyor?
Niye eleme yapmıyor, AİHM standartları süzgecinden (kapı tutma işlevi) geçirmeden davalar açıyor savcılar?
Çözümü yeni cezaevlerinde görüyor anlaşılan hükümet. Halbuki mesele ceza politikasında. Bir de elbette infaz politikasında. Siz insan hakları hukuku ilkelerini kabul ediyor musunuz etmiyor musunuz?
Mesele budur. Eğer kabul ederseniz bu makro politikaya uygun olarak yani “insan haklarına uygun cezaevleri (!?)” modelleri üretebilirsiniz. Ama anlayışınızı değiştirmezseniz sonuç değişmez; açacağınız yeni cezaevleri sadece “yeni zindanlar” olabilir. Önemli olan mahpusun insan hakları ve insan onuruna saygı sorunudur. Ben cezaevleri demeyeyim de insan onuruna uygun mekanlar sorunudur.
O mekanlarda insan onuruna uygun muamele sorunudur.
Yeni cezaevleri açmaya gerek yok.
Zaten bu adaletsiz düzende yüzde 90’a yakını haksız yere hapisteler.
Adil olun yeter...
Açın kapıları!
O zaman, mevcutları bile kapatabilirsiniz!..

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız