YUVARLAK söylemini ender biçimde geride bıraktığı anlardan biri. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerini kabulünde alışılmadık biçimde, net konuşuyor:
“Özel yetkili mahkemelerin sakıncalarını anlatmaya çalıştım, ama ikna edemedim”.
Kaderin cilvesi, ikna edemediklerinden biri, dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Gül’ün bu sözleri söylediği sırada hemen yanında oturuyor, Uzlaşma Komisyonu üyesi olarak. Muhtemelen, Gül’ün asıl ikna edemediği Başbakan Erdoğan. Bunca uygulamadan sonra, dış baskılara artık direnemeyen Erdoğan şimdi ikna olmuş görünüyor, “özel yetkili mahkemeler kaldırılabilir” noktasına geliyor.
Gül-Erdoğan farkını yansıtan önemli bir açı.
GÜL’DEN LAİKLİK VURGUSU
İkinci fark yine aynı görüşmede ortaya çıkıyor. Bu kabulden bir kaç gün önce Erdoğan “partili Cumhurbaşkanı” fikrini ilk kez ağzına alırken, Gül tam ters tonda:“Cumhurbaşkanı parti mührü taşımasın”.
Gül’ün doğrudan siyasal rejime yönelik, can alıcı sözleri ise, şu vurgusunda:
“Yeni anayasada da demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti ilkeleri vazgeçilmez”.
Bu çok temel görüş, komisyon üyelerinin Tayyip Erdoğan’la görüşmesinde gündeme gelmiyor. Erdoğan böyle bir vurguda bulunmuyor.
ERDOĞAN-KART TARTIŞMASI
Bu eksiklik her iki görüşmeye de katılan CHP Konya milletvekili Atilla Kart’ın dikkatini çekiyor. Aralarında kısa süren bir tartışma yaşanıyor.
Erdoğan: “Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmaları iyi gidiyor”.
Atilla Kart: “Siz anayasa ile ilgili düşüncelerinizi elbette söylersiniz. Bu normaldir. Ama, bu kampanyaya dönüşüyor. Toplumsal uzlaşma olur olmaz, olmaz olmaz, gibi sözler bizi rahatsız ediyor. Biz figüran değiliz. Böyle bir kaygı var ve bu kaygı giderilmiş değil”.
Erdoğan: “Biz komisyon çalışmalarının yıl sonuna kadar bitmesini temenni ediyoruz”.
Atilla Kart: “Ben ondan söz etmiyorum”.
Erdoğan: “Genel kurulda anayasa ile ilgili yeni iradeler ortaya çıkabilir”.
Erdoğan’ın anayasaya dönük temel görüşü bu cümlede saklı. Anayasa çalışması Meclis’e gelecek. AKP Erdoğan’ın şimdiden seslendirdiği “Başkanlık sistemi, partili Cumhurbaşkanı” gibi formüller için Genel Kurulda harekete geçecek.
Gül-Erdoğan farkı saklı kalmak üzere, Erdoğan’ın anayasa planı bu gibi. Gül ise, kaygılı.
Otosansür yılları
ÇİÇEK, böcek, turşu, elma, armut, hava sıcak, su soğuk, istediğini yaz, al sana basın özgürlüğü, sana kimse dokunmaz.
Gazetecilere açılan dava sayısı AKP döneminde rekor kırıyor. Hem ceza davası, hem özel tazminat davası. Ya hapse girmiş çıkmış ya da halen hapiste bulunan gazeteciler? Değişik yasalarla basın ve özgürlüğü, Cumhuriyet döneminde en büyük tehditlerden birini yaşıyor.
Gazetecilere açılan dava sayısı artınca, dış baskı sonucu, artışın nedeni yasalardır gerekçesiyle, yasal değişikliğe gidiliyor. Aman, ne iyi. Yok, o kadar değil, yasanın özü değişmiyor, cezaları erteleme yolu seçiliyor. Zaten var olan oto sansürün ertelemeyle birlikte, daha da artacağı kabak gibi ortada. Çünkü, suç tekrarlanırsa, ceza artıyor. Oto sansür, gelsin çiçek, böcek.
Basına verilen cezaların ilk ertelemesi 1997 yılında. İkinci erteleme 1999, üçüncü erteleme 2000’de Rahşan Affı ile. Şimdi sırada dördüncü erteleme var. Aslında ertelenen ceza değil, basın özgürlüğü.
Uludere sisleri şimdi daha koyu
BÜYÜK laflarla, “Uludere katliamına Meclis el koydu, komisyon kuruldu” yorumlarını unutmuyorum. Genelkurmaydan komisyona gelen son dosyaya bakınca, 34 insanın bombalandığı Uludere’nin gerçekten komisyona havale edildiği belli oluyor.
1-Komisyon üyesi CHP milletvekili Levent Gök’ün ciddi itirazı var: “Genelkurmaydan gelen bilgilerde bizi sonuca götürecek hiç bir belge yok”. Olay nasıl olmuş, neden olmuş, hiç bir açıklama yok. Normal değil. Oysa komisyon günlerdir Genelkurmaydan gelecek bu dosyaları bekliyor.
2-Gelen dosyada komisyon üyelerini şok eden bilgi MİT’e ait: “Askeri birliklerle bizim bir bağlantımız olmadı. Kaçakçıları biz takip etmedik. Görüntülerden haberimiz yok. Bombalama olayını ertesi gün öğrendik”.
Mesele yok, zaten hepimiz ertesi gün öğrendik. Devlet bombalıyor, 34 insan ölüyor, MİT ertesi gün öğreniyor. Mümkün mü? Birileri bizimle, daha kötüsü Meclis komisyonu ile dalga geçiyor.
Bunlar Uludere sislerini daha koyulaştırıyor. Unutturulmak istenir gibi bir hava var.
|