BEN artık “Pes!” diyorum.
Başka ne denir bilmiyorum.
Bu ülke nereye gidiyor, ne hale geliyor...
Diyeceğim...
Demek istemiyorum...
İçim el vermiyor.
Bir “Hooop diyen yok mu!” diyecek oluyorum...
Ona da diyemiyorum...
Moralinizi bozmak istemiyorum...
Ama benim moralim sıfır!
Bazen gerçekten paniğe kapılıyorum. Orada, burada, “Yok artık bu kadarı da olmaz!” dediğim haberler okuyorum.
“Teyit etmek için arayayım” diyorum.
Belki aslı yoktur diye.
Gerçek çıkıyor.
Moralim iyice yerlerde sürünüyor.
Alın size bir örnek, Serap Paköz’ün (eski Ezgü) başına gelenler.
*
Serap Paköz’ün ATV’deki “Yeniden Başlayalım” programı.
Konuğu Asiye Ö.
Küçük yaşta ailesi tarafından zorla evlendirildiğini, kocasından şiddet gördüğünü anlatıyor.
Paköz mağdur kadına, “Daha önce flört ettin mi? Resmi nikahtan sonra düğüne kadar hiç birlikte olmadınız mı? Peki ikinci çocuğa neden hamile kaldın?” gibi sorular soruyor.
O, bir televizyoncu.
Üstelik 30 yıllık televizyoncu.
Neyi sorup neyi sormayacağını RTÜK’ten daha iyi bilir.
Karşısındaki kadının hikâyesini tam anlamıyla izleyicilere aktarabilmek için gereken soruları soruyor.
Bu da bir kültür-sanat programı değil, mağdur kadın şikâyet ediyor.
Hayatından şikâyetçi olduğunu anlatıyor. Şiddet gördüğünü, sevgiden mahrum kaldığını...
Ama RTÜK’ün umurunda bile değil.
Kadın acı çekiyormuş, problemi varmış, birine derdini anlatma ihtiyacı içindeymiş...
Vız geliyor, tırıs gidiyor.
RTÜK, Serap Paköz’e ceza yazmanın peşinde.
Gerekçesi de şu...
“Kadına evlilik öncesi cinsel deneyimi olup olmadığı, eşinin nikah sonrası evde kalıp kalmadığı, düğünden önce nikahlı olmalarına rağmen cinsellik yaşayıp yaşamadıkları gibi özel yaşamın mahremiyetine ait ifadeler kullanılmış ve özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı davranılmıştır.”
Dikkatinizi çekerim, söz edilen özel hayatın onuru! Peki Asiye Ö.’nün çiğnenen onuru ne olacak!
Artık televizyona çıkıp bunu anlatamayacak bile.
O da yasak...
Bu da yasak...
Bu ülkede her şey yasak!
Sonuç mu ne?
RTÜK, ATV’ye, tarihinin en büyük para cezalarından birini kesiyor.
Artık el insaf!
Haksız mıyım, nereye gidiyoruz, ne hale geliyoruz diye sormakta... Biraz evvel, “İnşallah haber doğru değildir” diye Serap Paköz’ü aradım.
“Doğru” dedi, “Korkunç bir şey! Bıkkınlık verecek kadar korkunç...”
Yargıtay seksi ortadan kaldırmaya, RTÜK seksle ilgili sorular sormayı engellemeye çalışıyor.
Daha önce demiştim...
Karışılmayan bir yatak odamız kalmıştı diye...
Sıra artık ona da geldi...
AMK isminde bir gazete... Tek kelimeyle iğrenç
Her geçen gün kadın düşmanlığının arttığı bir ülke burası...
İşte böyle bir ülkede, bir spor gazetesi çıkarıp adını AMK koyunca, bir halt olmuyor! Esprili de olmuyor! Yaratıcı da olmuyor! İktidar eleştirisi de olmuyor!
Tek kelimeyle iğrenç!
Kadın düşmanlığı üzerinden herhangi bir şey yapmak, hele muhalefet yaptığını iddia etmek hangi akla hizmet? Ben de Kadınların Medya İzleme Grubu’nun (MEDİZ) başlattığı bu boykota katılıyorum. Bu isimde bir gazetenin hiç çıkmamasını diliyorum. Melek Özman, sinemacı, feminist ve iletişimci. MEDİZin de koordinatörü. Bakın neler konuştuk...
Sözcü Gazetesi tarafından çıkarılan AMK gazetesini boykot ediyorsunuz. Neden? Gerekçeniz ne?
- Çok açık. Gazeteye verdikleri isme bakar mısınız? “Yok öyle değildi, böyleydi” diyorlar. Yemezler! Bu ismin ne ifade ettiği çok belli. Bu küfrü, gazetenin ismi yaparak kadınlara karşı alenen suç işliyorlar. Sessiz kalmak mümkün değil. Biz de gazetenin ismi değişmedikçe, AMK gazetesini boykot ediyoruz. Kadın-erkek herkesi, bu gazeteyi satın almamaya, satmamaya, satanları uyarmaya, bu gazeteyi satan bayi ve dükkânlardan alışveriş etmemeye çağırıyoruz. Mesele, şiddetin ve fanatizmin meşrulaştırılmaması...
Sizi anlıyorum. Ve hak veriyorum. Ama gerçekten engelleyebileceğinizi düşünüyor musunuz? Bu, nihayetinde bir erkek gazetesi. Erkekler de bu küfürleri çok sık kullanıyorlar. Bu gazeteyi alanlar da kadınlar değil. Boykot kararınız işe yarayabilecek mi?
- Bakın, başka başvurularda da bulunuyoruz. Basın Konseyi mesela. Bu küfürler, stadyumda edildiğinde ceza veriliyor erkeklere. Sonuçta suç olan bir şey yapıyorlar. Biz üstüne gitmeye devam edeceğiz. Tabii ki satılmasını engelleyemeyiz. Belki boykotumuz tirajı bile etkileyemeyecektir. Ama ses, sestir. Sesimizi çıkarmamız, itirazımızı yapmamız gerekiyor. Kadınların bundan hoşlanmadığını başka nasıl anlayacaklar ki? Siz adı böyle olan bir gazetede yazar mıydınız? Çalışır mıydınız? Biz asıl desteği “içeriden” destek bekliyoruz, Sözcü gazetesinden de olabilir...
Bekir Coşkun, Uğur Dündar, Emin Çölaşan’dan destek istemeyi düşündünüz mü?
- Elbette. Saydığınız gazetecilerin bu küfür anlamındaki ismin gazeteye verilmemesi gerektiğini düşünecek kadar iyi gazeteciler olduklarına inanmak istiyoruz.
Ayrıca onlar ne düşünüyor, bununla bir etik sorunları yok mu çok merak ediyoruz.
Peki Twitter’da da “AMK” çok sık kullanılıyor. Hatta kullanan kadınlar da var...
- Doğru, çok üzülüyoruz. Bütün klişeler, belden aşağı espriler kadın bedeniyle ilgili. Türkiye’de cinsiyetçi olmayan mizaha hiç tanık oldunuz mu? Kadınlar, cinsel organlarından kadınsılıklarına kadar mizahın konusudur. Cinsiyetçi olmayan bir mizah yok. Ve ne yazık ki, bunlara kadınlar da gülüyor. Sosyal medyaya gelince daha çok denetimsiz bir alan ve maalesef kadınlar da bu erkek egemen klişeleri tekrarlıyorlar, kullanıyorlar. Kullanmamalarını diliyorum.
Twitter’ı boykot etmeyi neden düşünüyorsunuz!
- İlk defa böyle bir boykot çağrısı yapıyoruz. Aslına bakarsanız, biz bir gazeteyi de boykot etmek istemezdik, çünkü önemli bir iletişim aracı. Ama başka çaremiz kalmadı. Bu gazetenin adı ve yaptığı şey, yenilir yutulur gibi değil. Üstelik de bunu, iktidar eleştirisi adı altında yapıyorlarmış...
Nasıl yani?
- AKP’ye gönderme olduğunu söylüyorlar ve “Aman kızmayın asıl derdimiz kadınlar siz değilsiniz!” diyorlar. Ne adına yapılırsa yapılsın sevimli bulacağımız bir şey değil. Çok feci.
“Kadınların Medya İzleme Grubu” nedir ve sizin göreviniz nedir?
- 23 kadın örgütü bir araya geldik, gönüllülerden oluşan bir medya izleme grubu kurduk: MEDİZ. Bu networkün içinde sadece feministler yok, kadın gazetecilerden de çok destekçimiz var. Ben de MEDİZ’in koordinatörlerinden biriyim.
|