İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Kürtaj yasak olsaydı Menderes ne yapardı?

Kürtaj yasak olsaydı Menderes ne yapardı?

10 Haziran 2012 Pazar, 08:26

Gürkan Hacır/AKŞAM

Başbakan'ın çıkışını görünce, yasak aşk meyvelerini kürtajla temizleten bizim 'Demokrat'lar aklıma geliyor. Ve düşünmeden edemiyorum. Ya onların döneminde de kürtaj yasak olsaydı halleri nice olurdu?

Başbakan Erdoğan bir anda kürtaj tartışmasını ortaya atınca hepimiz şaşkına döndük. Uludere'de sıkışmış hükümetin gündem değiştirmek için bir manevrası mıydı bu, yoksa planlı bir nüfus hareketinin bir parçası mı? Doğrusu, bilemedik. Ama şu kadarını gördük. Hükümetin hemen her icraatını ayakta alkışlamaya hazır liberal kesim bile kürtaj yasağına tepki gösterdi. Kürtaj konusunun gündeme gelmesinin bile kadının bedenine yönelik bir devlet baskısı olduğunu savundular.
Ki haklılar...
Ama ben bu tartışmalar olurken bambaşka şeyler düşündüm. Yakın tarihimizdeki ilginç kürtaj vakalarını... Tabi öğrenebildiklerimizi...
***
Başbakan Adnan Menderes'in ilk büyük 'yasak aşkı' opera sanatçısı Ayhan Aydan'dı. Ayhan Hanım ünlü bestecimiz Ferit Alnar ile evliydi. Menderes'le 1951 yılında bir konser sırasında tanıştılar. Aralarında bir yakınlaşma oldu. Ayhan Hanım'ın evli olması Adnan Bey'in umurunda değildi.
TARİHİ BEBEK DAVASI
Birlikte olmaya başladılar. Bu birlikteliklerden de Ayhan Hanım 'sık sık' hamile kalmaya başladı. 1955 yılındaki hamileliği ise doğumla ve doğan çocuğun ölümüyle sonuçlandı.
Ayhan Aydan'ın Menderes'ten ilk hamileliği 1955 yılında değildi. 'Başbakan'dan daha önce de iki kez hamile kalmıştı. Bu iki hamilelik de kürtajla sonuçlanmıştı.
Peki Menderes bu istenmeyen gebeliklerde kürtajı kime yaptırmıştı dersiniz?
Devlet Bakanı Mükerrem Sarol'a!
Mükerrem Bey, bakanlık görevinin yanı sıra iyi bir jinekologdu. (Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan yanında çalışan birçok sanatçısını tedavi için Mükerrem Sarol'a gönderiyordu. Belsoğukluğu yaşayanlara raporu Mükerrem Bey veriyordu.) Aynı zamanda yakın arkadaşı olan Başbakanı, bu zor durumdan kendi 'elleri'yle kurtardı. Yasak aşkın meyvesini o temizledi. Ayhan Aydan 1952 ve 1953'te iki kez kürtaj masasına uzandı. Ama son kürtajdan bir yıl sonra 1954'te bir kez daha hamile kalınca üstelik bir de müdahale için gerekli süreyi geçirince doğurmaya karar verdi. Menderes'in bu durumdan biraz geç haberi oldu. Ama artık dönülecek noktayı çoktan geçmişlerdi.
FATİN BEY'LE VESAMET HANIM
Menderes 'Doğur o zaman' dedi. Çocuğun nasıl doğduğu bugün bile tartışılan bir konudur. Doğuma bu sefer Zeynep Kamil hastanesinin Başhekimi Fahri Atabey girdi. Doktor Atabey'e göre çocuk zaten ölmek üzere doğmuştu. Yapılacak pek bir şey yoktu. Birkaç saatlik yaşamdan sonra talihsiz yavru son nefesini vermişti.
Ayhan Hanım 9 ay karnında taşıdığı yavrusunu birkaç saat içinde kaybetmişti.
Peki Ayhan Aydan'ın eşi Ferit Alnar'ın bu yasak aşktan haberi var mıydı? Yassıada duruşma tutanaklarına bakarsak vardı. Çünkü Ferit Bey'e örtülü ödenekten sık aralıklarla ödemeler yapılmıştı.
Gelelim Menderes'in yakın arkadaşı Fatin Rüştü Zorlu'ya...
Fatin Rüştü Zorlu çalışkan bir diplomattı. Özellikle ciddiyeti, zekası ve atak tavrıyla dışişlerinde kendisine haklı bir şöhret edinmişti. Kendi gibi meslektaşı Orhan Kutlu'nun genç ve güzel eşi Vesamet Hanım'la tanışıncaya kadar da dışişlerinde hep bu özellikleriyle anıldı.
Yıl 1945. Ankara Palas'ta kalan Kutlu çifti o gün Zorlularla tanıştı. Fatin Rüştü Bey ve eşi Emel Hanım bu karı-kocayı çok sevmişlerdi. Çok ortak arkadaşları vardı. Daha sık görüşmek için sözleştiler. Ama Vesamet Kutlu, Fatin Rüştü Bey'in aklına takılmıştı. Siyah uzun saçları bembeyaz gerdanı ve uzun boyuyla aklını başından almıştı.
Ama nasıl olacaktı?
Her ikisi de evliydi. Üstelik Vesamet Hanım'ın kocası Orhan Kutlu yakın arkadaşı ve meslektaşıydı. Aynı dairede çalışıyorlardı. Fatin Bey pes edecek gibi değildi. Kutlu çiftinin tayini Hindistan'a çıkmıştı. Ama dünyanın öbür ucuna da çıksa o geri adım atmaktan yana değildi. Vesamet Hanım'a aşık olmuştu bir kez.
Ankara'da başlayan platonik aşkları Hindistan'a uzandı.
Mektupla görüşmeye başladılar. Bu yazışmalar ateşli aşk mektuplarıydı. Vesamet Hanım mektubuna 'Sana bu satırları adem pijamalarımı giyerek yazıyorum' cümlesiyle başladı. Çırılçıplak yazdığını ima ediyordu. Fatin Bey'in aklı başından gitti.
ADEM PİJAMASIYLA YAZDIM
Ciddiyetiyle tanınmasına karşın kontrolünü kaybetti. O da aynı cümlelerle bir cevap yazdı. 'Keşke o mektubu adem pijamalarıyla kendin verebilseydin.' Bu mektup Vesamet Hanım'ın eşi Orhan Bey'in eline geçti.
Peki ne yaptı dersiniz?
Karısına 'bir daha görüşmeyeceksin' dedi.
Vesamet Hanım buna rağmen görüşmeyi sürdürdü. Hatta o kadar ki mektuplaşmak için artık evi değil postanenin adresini verdiğini kocası da biliyor ve ondan önce mektupları alabilmek için sabah erkenden postanenin yolunu tutuyordu. Orhan Bey karısının aşkını kabullenmiş, sadece onunla köşe kapmaca oynuyordu.
Biliyorum algılamakta biraz zorluk çekiyorsunuz. Ama durun daha...
Kutlu çiftinin tayinleri Cenevre'ye çıktı. Fatin Rüştü Bey'in dayanacak hali kalmamıştı. Vesamet Hanım'a 'artık yanına geliyorum' diye haber yolladı. Cenevre'de bir otelde ilk kez birlikte oldular. Kısa süre sonra artık iki aşığın dedikodusu her yere yayılmaya başlamıştı.
Vesamet Hanım, bu ateşli aşk gecelerinin sonunda Zorlu'dan hamile kaldı. Adet düzensizliği baş gösterince durumu anladı. Kocasından hiçbir şeyi saklamamayı prensip edinmişti. Bir gece hamileliğini Orhan Bey'e söyledi.
'Orhan, ben Fatin Bey'den hamileyim.'
Kocası hiç tepki vermedi.
'Yoksa sarhoş falan mıydın' dedi.
Vesamet Hanım başını iki yana salladı. 'Hayır'dedi. Ayıktım.
Orhan Bey aslında eşinin hiç içki içmediğini biliyordu.
İsviçre'de kürtaj yasak değildi. Beraberce doktora gidip çocuğu aldırmaya karar verdiler.
Klinikte önlerine tıbbi müdahale öncesi bir form uzatıldı. Babası bölümünü Orhan Kutlu imzaladı. Vesamet Hanım kürtaj masasına uzandı.
Kürtaj sonrası Kutlu çifti boşanmaya değil ama kısa süreliğine ayrılmaya karar verdi. Vesamet hanım kızı Reha'yı da yanına alarak İstanbul'a dönüyorum diye yola çıktı. Ama gittiği yer elbette Fatin Rüştü Bey'in yanı oldu. Çınar Oteli yeni aşk yuvalarıydı.
KORALTAN'IN AŞKLARI
Refik Koraltan ise adeta kürtaj müdavimiydi. Birbirinden renkli aşk gecelerinin sonunda defalarca soluğu jinekologlarda almıştı. Kimler girmemişti ki bu çapkın siyasetçimizin hayatına. Sevim Çağlayan'dan Muaalla Mukadder'e kadar... Yaşlılık günlerinde kürtaj hikayelerini genç gazetecilere ayrıntılarıyla anlattı.
Demokratlar. Tabi bunlar bizim sadece öğrenebildiğimiz kısmı...
***
Başbakanın çıkışını görünce, yasak aşk meyvelerini kürtajla temizleten bizim 'Demokrat'lar aklıma geliyor. Ve düşünmeden edemiyorum.
Ya onların döneminde de kürtaj yasak olsaydı halleri nice olurdu?
Junior Menderesler, Junior Zorlular, Junior Koraltanlar...
Başımızı alamazdık...
twitter.com/gurkanhacir

Adnan Bey'i çok sevdim
27 Mayıs'ın ardından Yassıada yargılamalarında Adnan Menderes'in 13 davadan beraat ettiği 'bebek davası'nda Menderes ve Fahri Atabey 'yeni doğmuş gayri meşru çocuğu öldürmek ve bu suça azmettirmek'ten yargılandılar. Menderes'in sevgilisi, opera sanatçısı Ayhan Aydan'ın cesur şahitliği ise tarihe şöyle geçti:
'Adnan Menderes'i 51 senesinde tanıdım ve kendisini çok sevdim. Çocuğu da çok seviyordum. Bütün emelim ondan bir çocuk yapmaktı ve maalesef bunda muvaffak olamadım. Bütün tedavilerime kendime iyi bakmama rağmen...'

Türkiye'nin gizli kürtaj operasyonu
1994 Bosna savaşı, belki yüzyılımızın en vahşi savaşlarından biri oldu. Düne kadar kapı komşusu olan insanlar etnik vahşiliğin esiri olup birbirlerini boğazladılar. Savaşın en kirli yanlarından biri de Bosnalı kadınlara tecavüz eden Sırp saldırganlardı. 20 binin üzerinde kadın tecavüze uğramıştı.
Peki hamile kalan kadınlar ne olacaktı? Büyük insanlık suçunun meyvesi olan çocuklar dünyaya mı getirilecekti? Kürtaj için yeterli malzeme yoktu! Türk dışişlerine başvuruldu. Dışişleri bakanlığımız el altından yapılacak bu operasyonu onaylamadı. Oysa derin devlet dediğimiz şey, her neyse bu tip durumlar için değil midir? Ama derin devlet o gün tatildeydi(!)
Semra Özal duruma müdahale etti. Türk Kadınını Güçlendirme Vakfı aracılığıyla 3 araba dolusu malzeme hazırlattı. Ancak bir sorun vardı. Bu malzemeler gümrükten nasıl geçecekti? Gümrük Başmüfettişliğinden emekli efsanevi bir müfettişe ulaşıldı. Gün Sazak'ın 'Rumeli Beylerbeyi' ünvanlı müfettişi Necati Can'a. Necati Bey emekli olmasına karşın teşkilattaki popülaritesi sürüyordu. Hemen Gümrükler Başmüdürü Mehmet Yıldırım'ı aradı. Kürtaj malzemeleri faturasız ve kayıtsız kapıdan geçecekti. İlk kez devlet eliyle kutsal bir dava için kaçak geçişe izin veriliyordu. Semra Hanım bu 'geçiş'in her aşamasını takip etti. Teknik ekipman Bosna'ya ulaştı. Bosnalı doktorlar gelen yeni ve steril aletlerle belki de tarihin ne büyük kürtaj operasyonunu başlattılar. Peki yetti mi? Elbette hayır. Çünkü kürtaj sınırını geçen veya riskli olan birçok kadına müdahale edilemedi. Bir kısmı da korkup kaçtı. Bir kısmına ise hiç ulaşılamadı. Ve onlar insanlık suçunun meyvesi çocukları dünyaya getirdiler.Peki o çocuklar şimdi ne yapıyor?
Birçoğunun kaydı bilinmiyor. Ama 18 yaşına gelen bu çocuklardan büyük bir kısmının porno mafyasının eline düştüğünü ve filmlerde oynatıldığını anlatan bir belgesel izlediğimi söylemem yeterli olur sanırım.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız