MHP faktörü

07 Haziran 2012 Perşembe, 08:01

Derya Sazak /Milliyet

AKP ile CHP arasında atılmış olan köprüler, Kürt sorununa çözüm bulma arayışları sayesinde diyaloga kapı açtı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün Başbakan Erdoğan’ı ziyaret ederek bir saat görüştü.
Görüşmeden sonra Faruk Loğoğlu ve Ömer Çelik, olumlu mesajlar verdiler.
Zirvede sadece “terör”ü sona erdirmek üzerinde uzlaşılacak yöntem görüşülmüştü.
CHP’nin çözüm önerisi birisi TBMM’de iki komisyon kurulması üzerineydi.
Ancak Meclis’te “Toplumsal Mutabakat Komisyonu” kurulabilmesi için Anayasa yapım sürecinde olduğu gibi tüm partilerin katılımı teamül gereğiydi. İç tüzük bunu gerektiriyordu.
Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na MHP’nin “ikna edilmesi” halinde AKP olarak böyle bir komisyon kurulmasına ilke olarak “evet” diyeceklerini söyledi.
Girişim sahibi CHP olduğu için MHP’yi sürece katmak ana muhalefete düşüyor.
“MHP faktörü” söz konusu olunca BDP’nin konumu da zorluk katsayısını artırıyor.
Devlet Bahçeli; CHP’nin liderler ziyaretinin açıklandığı gün, “Kürt sorunu”nun adına bile tahammül edemediğini belirtir şekilde Kemal Bey’in MHP’yi ziyaret etmesine gerek olmadığını ilan etmişti.
CHP’li Loğoğlu tecrübeli bir büyükelçi olarak “diplomasi dili”nin olanca nezaketiyle MHP’yi “ikna” konusunda medya ve kamuoyuna düşen görevi hatırlattı. Şehit cenazelerinin ülkedeki herkesi yasa boğduğu bir gerçek. MHP de milliyetçi tepkiyi kitleler önünde en sert şekilde sergileyen parti. Ancak sorun “PKK’yı lanetlemekle” çözülmüyor.
Kürt sorununa demokratik bir çözüm bulunur ve silahlar susarsa buna en çok Güneydoğu’da yakınlarını kaybedenler, asker sivil tüm yurttaşlar sevinecek.
Anaların gözyaşı daha fazla akmayacak.
Daha dün bir binbaşı ve uzman çavuşun cenazeleri toprağa verildi.
Siyaset ülke sorunlarına çözüm aracıysa Parlamento bu durumu daha fazla seyredemez.
Sayın Bahçeli, Öcalan yakalandıktan sonra “idam cezası”nın kaldırılmasına karşı olmasına rağmen Ecevit’le kurdukları koalisyonun devamı ve AB sürecinin etkilenmemesi açısından kriz yaratmamıştı.
MHP aynı sorumluluğu TBMM’de komisyon kurulmasında gösterebilir.
AKP, CHP, MHP ve BDP Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda aynı masada oturduklarına göre “Toplumsal Mutabakat Komisyonu”nda neden çalışmasınlar?
Sonuçta öncelikle çözüme giden yolda “yöntem” aranıyor.
25 yılda 50 bin insanı hayatından eden, ülkenin yüz milyarca dolarını silaha harcatan bir sorundan söz ediyoruz.
Umarız MHP de “elini taşın altına koyar!”
MHP faktörü bir çıkmaza dönüşmez.
Ömer Çelik, MHP katılmazsa AKP ve CHP’nin liderler zirvesine katılan 3’er kişiyle “danışma komisyonu” kurulabileceğini söyledi.
Kemal Bey, Başbakan Erdoğan’a Uludere’ye “birlikte gitme” önerisinde bulunmuş.
AKP buna gerek duymuyor.
Yeni süreci başlatan CHP’yi kutluyoruz