İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

İktidar alanı balçıklaşınca

İktidar alanı balçıklaşınca

06 Haziran 2012 Çarşamba, 07:19

Etyen Mahçupyan/ZAMAN

Görünüş bazen fazlasıyla aldatıcı olabiliyor. Oyu yükselen, bürokrasi üzerindeki nüfuzunu artıran rakipsiz bir iktidarın sağlam temeller üzerinde durduğunu varsaymak çok doğal.


Ancak AKP geldiği yeri kaybetmekten o denli korkuyor ki, geldiği yerin sorumluluğunu taşımaktan çekiniyor. Uludere katliamı bu paralize olma halini daha da vahim hale getirdi, çünkü tam da Kürt meselesini 'PKK ile mücadele' rayına oturtmuşken gelen bu darbe, hükümetin söz konusu alanda hiçbir ilerleme sağlayamayacağını ima etti. O nedenle kabullenmek kolay olmadı ve gerçek bir özrün bile dilenememesine yol açan bir psikolojik tıkanmaya doğru gidildi.

Başbakan'ın son dönem argümanları bir yenilgiyi ifade ediyor. Uludere'de öldürülenlerin bombaya basmadıklarını söylerken, o insanların korucu olduklarını ve şimdiye dek onlarca mayın kurbanı verdiklerini unutmuş gözüküyor. Uludere cinayetinin yükünden kurtulmak üzere öne sürülenler, nihayette bu korucu kaçakçıların PKK'lı olarak sunulmak istendiğini ima ediyor. Belki ilerde AKP denetimi altında yazılacak bir resmi tarihte, 'aslında onlar PKK'ya hizmet eden vatan hainleriydi' ya da 'aslında onlar bizi öldürdü' türünden yaratıcı yorumlar okumak mümkün olur.

Başbakan'ın Pınarbaşı'nda patlatılan bomba ile ilgili söyledikleri de doğrusu hazin. Jandarmanın müdahalesi deyince ille de silahlı bir saldırı düşünülüyor, şüpheli bir aracı durdurma ve enterne etmenin başka bir yolu bilinmiyorsa oradaki devletin niteliği hakkında uzun boylu düşünmemize de gerek kalmıyor ve hükümetin 'totaliter' zihniyeti tescil ediliyor demektir.

Başa çıkılamayan ve siyaseten taşınamayan bu olaylar, AKP'nin iktidar alanının psikolojik açıdan balçıklaştığını ima ediyor. Görünen o ki başarının getirdiği aşırı özgüven bir noktadan sonra hiçbir başarısızlığı hazmedemeyecek ölçüde kibirli bir kurumsal ego yaratmış durumda. AKP'liler kendilerini her alanda başarıya mahkûm gibi algıladıkları ölçüde, yaptıkları her işin de sanki doğası gereği doğru olduğu vehmine kapılmış gözüküyorlar. O işlerin apaçık yanlış sonuç vermesi karşısında ise hırçınlaşıp, burnundan kıl aldırmama tavrı sergiliyorlar.

Ancak bu tavrın inandırıcılığı az... AKP'nin İslami tabanında rahatsızlık yaratmaması ihtimali yok. Dolayısıyla hükümetin İslamî kesimi konsolide edebilecek büyük kırılmalara ihtiyacı var. Herkesin bildiği üzere böyle bir kırılma genellikle laik hayat tarzının kötülüğünü ima eden kültürel konular sayesinde üretilebiliyor. Bu ihtiyaç da bizleri sezaryen ve kürtaj konusuna getiriyor...

Sezaryenle ilgili söylenenler esas olarak yanlış değil. Bu yöntemin bir para tuzağı haline geldiği bütün dünyanın konusu... Ayrıca sezaryen olunduğunda annenin yine sezaryene mahkûm olduğu ve genellikle ikiden fazla çocuk doğuramadığı da bir gerçek. Buna karşılık Başbakan'ın tüm aileler adına 'doğru' çocuk sahibi olma rakamını bilme iddiası ancak tebessümle karşılanabilir. Üstelik burada farklı algılara dayanan bir başka arka plan var: Acaba son yıllarda sezaryenin Kürt annelere uygulanma oranında bir yükselme oldu mu? Acaba bu uygulamanın bir devlet kararı olduğu söylenebilir mi? Eğer böyle bir eğilim söz konusu olduysa dindarlar bunu nasıl yorumlamalı?

Kürtaj meselesi ise daha da hazin... Eğitim meselesinde çocuğun devlete değil aileye ait olduğunu söyleyerek doğru tavır alan hükümet, şimdi çocuğun herhalde 'dindar aileye' ait olduğunu öne sürmek zorunda. Her şeyden önce kürtajı yasaklamanın insanları yeniden ilkel yollara sürükleyeceği ve ehliyetsiz kişilere para kazanma yolu açacağı açık. Tecavüze uğrayan, kendi rızası dışında hamile kalan kadınların ise köle statüsüne indirgeneceklerini öngörmek zor değil. Hiçbir kadının tercih imkânına sahip olduğunda kürtaj olmayacağı besbelliyken, bu yasaklamanın anlamı ne? Öngörülen yasanın kürtaj iznini hamileliğin ilk dört haftası için geçerli kılması ise gülünç... Çünkü bir kadının gerçekten hamile olup olmadığını anlaması için hiç olmazsa altı haftaya ihtiyacı var. Ancak daha da temelde hiçbir hükümetin uhdesinde olamayacak iki mesele var: Birincisi hayatın hangi noktada başladığı, ne zaman 'insan' olunduğudur ve bunun cevabı olmadığı gibi, hiçbir zaman da olmayacak. Çünkü bu felsefi bir konu ve eğer hayatın başlangıcını daha geriye alırsak, kürtajın değil asıl cinsel münasebetin yasaklanmasını ima eder. İkincisi kadının çocukla ilgili olarak taşıdığı sorumluluk ile bedeni üzerindeki hakkı arasındaki ilişkidir ki bunun da doğrusu yok ve hiçbir zaman olmayacak.

Bu tür konular felsefi ve konuyu daralttığınız oranda ideolojiktir. Dinler de dünyevi hayat karşısında ideolojik bir tutumu ima ettikleri oranda bu konuda bir görüşe sahip olabilir ama o görüş sadece dindarları, hatta sadece belirli bir dindarlık yorumuna sahip olanları bağlar. AKP görünen o ki boyundan büyük işlere girişmeye hevesli. Ama bu tür alanlar iktidarın zeminini balçıklaştırarak onu kolayca yutarlar ve geriye baktığınızda en güvendiğiniz seçmen kitlesini bile elinizde tutamadığınızı görürsünüz.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız