İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

HABER

2824 ÖĞRENCİ HAPİSTE OLURSA

2824 ÖĞRENCİ HAPİSTE OLURSA

30 Ağustos 2012 Perşembe, 08:52

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda belirtilen temel niteliklerden biri “insan haklarına saygılı” olmak.
Evrensel Beyanname’de, Anayasamızın anlayışına ışık tutan bazı hükümlere göz atalım:
Herkes, ırk, renk, cins, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide, milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin iş bu beyannamede ilan olunan tekmil haklardan ve bütün hürriyetlerden istifade edebilir.
Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır.
Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayri insani, haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tabi tutulamaz.
Kanun önünde herkes eşittir ve farksız olarak kanunun eşit korunmasından istifade hakkını haizdir.
Ama buna rağmen uygulamadaki aksaklıklar, insan hakları ihlalleri sürüyor.
Örneğin; kayıp kişilerle ilgili iddiaların daha etkin ve hızlı bir biçimde izlenmesi ve yargılamaların çabuklaştırılması amaçlı kararlar alınıyor, ama kayıplar azalmıyor, faili meçhullerin sayısı düşmüyor...
Davalar da 4 yıl sürebiliyor. İnsanlar hapiste sonuç bekliyor.
Bu ne biçim “insan haklarına saygı değil mi?”
* * *
Nezarethanede adam intihar edebiliyor.
Meydanlarda işçiler, öğretmenler dövülüyor, coplanıyor.
2824 öğrenci cezaevinde. Bunu Bakanlık açıkladı.
İfadesi alınmak üzere emniyete götürülenlere neden kelepçe takılıyor?
Adam daha sonra serbest bırakılacaksa o kelepçeli hali onun için haysiyet kırıcı olmayacak mı?
Emniyete veya adliyeye götürülenlerden kaçma ihtimali hiç olmayanların, hatta kadınların bile iki koluna birkaç görevlinin girip adeta sürüklercesine taşıması haysiyet kırıcı sayılmaz mı?
* * *
Bu arada biz eleştirimizi yaparken yurtdışında, başka ülkelerde yaşayan, çalışan vatandaşlarımıza yapılan kötü muameleleri genellikle unutuyoruz.
Mesela sünnet yasaklanmak isteniyor.
İnsan hakları ihlalleri sınıfına giren, ırkçılık kokan muamelelere karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türkiye’de kurulu insan hakları dernek ve kuruluşlarının daha duyarlı ve etkin olması gerekmiyor mu? İnsan hakları bir bütündür, küçüğü büyüğü, yurtiçinde olanı, yurtdışında olanı diye bir ayırım olamaz...
Bu yolda atılması gerekli adımları ihmal, Türkiye’yi ihmaldir.


LOZAN VE MİSAK-I MİLLİ

Bugünlerde akla gelmesi gereken “Lozan” değil miydi?
Güney sınırımızda, Kuzey Irak’ta Lozan ihlal edilmek üzere.
Bağımsız bir Kürt devletinin temeli atılıyor. Suriye’de yoğun bir Kürt nüfus var. Onlar da şimdilik bağımsızlık peşinde, sonra Büyük Kürdistan’ın içinde.
Lozan ihmal edilecekse, daha doğrusu ihlal edilecekse Türkiye de bu konuda kendisini serbest addedebilir. O zaman da Misak-ı Milli gündeme gelmez mi?
Bu derece önemli bir siyasal deprem bölgesinde yer almak Türkiye’nin şansı mı, şanssızlığı mı tarihçiler karar verecek.

İSTİKRAR

Kurulan ve kurulacak fesat çemberlerini etkisiz hale getirebilmenin öncelikli şartı Türkiye’nin evinin içine çeki düzen vermesi, istikrarı sağlamasıdır.
İnkâr edilemez güç olan 75 milyonluk, kalkınmış, demokrat bir Türkiye, bölgesindeki istikrarın da güvencesidir, güvencesi olmalıdır.
Türkiye bunun için her şeye rağmen diyalogu elden bırakmamalı, güven ortamı yaratmalı, gerginlikleri azaltıcı çabalarını sürdürmelidir. Bugün birçok cephede birden mücadele etmek zorunda kalan Türkiye, düşmanlıkları uzun vadede de olsa dostluğa çevirmeye mecburdur. Komşularımız Türkiye’yi denge unsuru olarak görmek istiyorlarsa etrafında fesat çemberleri kurmaktan vazgeçmesini de bilmelidir.

BEKLENTİ

İşte İstanbul bu

İstanbul’u düşünmek görevimiz. Çünkü biz hem bu şehirde doğduk, büyüdük, yaşıyoruz, hem de bu şehri seviyoruz.
Birçok şeyi bugün söylemiyoruz. Çok önce ortaya atmış ve daha sonraları çeşitli tarihlerde aynı görüşü savunmuşuz.
5 Ağustos 1998’de bu köşede bu konu var. Üstelik İstanbul Belediye Başkanı olmak isteyenlerden beklenenler de sıralanmış. Hatırlayalım. Çünkü bu konuların çoğunun gerçekleşmesini İstanbul halkı hâlâ bekliyor.
* * *
“İstanbul Belediye Başkanlığı’na talibim” diyenin bu şehrin güzelliğine güzellikler katacağının da teminatını vermesi, vaatlerini sıralaması beklenir.
Örneğin:
Üsküdar’dan Beykoz’a sahil yolu yapacağım.
Tophane’de sahildeki depo ve antrepoları yıkacağım. Dolmabahçe Sarayı’nın tarihi değeri olmayan cadde üstündeki duvarını kaldıracağım.
Tophane’den Ortaköy’e sahil yolu inşa edeceğim. Konut inşaatının, çeşitli uydu kentlerde yoğunlaşmasını sağlayacağım. Altyapı yolu yapmayana inşaat ruhsatı vermeyeceğim.
Tüm sanayi birimlerini şehirden çıkartacağım.
İşyerleri, eğlence yerleri ve konut alanlarını kati olarak ayıracağım. Otopark sorununu çözeceğim. Gecekondu yapmayı, işportacılığı İstanbul’da kimse düşünemeyecek bile...
Mevcut gecekonduların yerine blok apartmanlar yapacağım
Sıvasız, boyasız, çatısız bina bırakmayacağım.
Ana caddelerde birbirine benzemez binalar görmeyeceksiniz. Kaldırımlar temiz, çiçekli ve yürünebilir olacak.
Toplu taşıma sorun olmaktan çıkacak. Şehirde trafiğe kapalı merkezler olacak.
Deniz ve karayolu ulaşımında işbirliği sağlanacak.
Pis otobüslere, trenlere, toplu taşıma araçlarına artık rastlanmayacak.Tarihi eserler pırıl pırıl olacak ve tümü geceleri aydınlatılacak...
İşte biz İstanbul’da yaşayanlar böyle bir kent istiyoruz ve bekliyoruz.

MÜEYYİDE

Bir daha seçilmemek

Demokrasinin de zaafları var.
Kendilerini halka sihirbaz gibi takdim edip oy alanlar, ülkeyi batırsalar bile herhangi bir müeyyide ile karşılaşmıyorlar. Olsa olsa çantayı alıp evlerine, malikânelerine çekiliyorlar.
Ülkenin bırakın daha iyi noktalara gelmesini, daha kötü duruma düşürülmesinin müeyyidesini yalnızca bugünkü AKP iktidarı için istemek haksızlık olur.
Gelmiş geçmiş tüm iktidarlar ve seçilmiş sorumlular için söylüyorum.
Yanlış icraatın, tedbirsizliğin, dikkatsizliğin, yönetmede acemiliğin ceremesini 75 milyon çekti, çekiyor, bu gerilemeye neden olanların iktidarda kaldıkları sürece yaşadıkları şaşaa ise yanlarına kâr kalıyor.
Olmaz böyle şey.
İşte bunun bir müeyyidesi olmalı.
“Kötü yöneteni bir daha seçmezsiniz” demek yeter mi?.. Ülkenin yılları heba olup gittikten sonra o kadroyu yeniden seçmişsiniz, seçmemişsiniz, ziyan olan günler geri gelir mi?..
Demokrasiden daha iyisi henüz bulunmadı, ama onun eksiklikleri de herhalde giderilmeyi bekliyor.

Kaynak : Doğan Heper

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
282930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız