34 KİŞİNİN CİNSEL İSTİSMAR VE TACİZİNE UĞRAYAN ÇOCUĞUN DAVASI BUGÜN
Sevda Karaca
Sakarya’da 34 kişinin cinsel istismar ve tecavüzüne uğrayan 14 yaşındaki kız çocuğunun davası yarın Sakarya Adliyesinde görülecek. Davada yaşları 15 ile 19 arasında değişen 25 sanık tutuklu, 3’ü çocuk 9 kişi ise tutuksuz yargılanıyor. Tutuksuz sanıklar arasında Sakarya Emniyetinde görevli iki polis de var. Sakarya Valisi Mustafa Büyük, eşi de Sakarya Adliyesinde hakim olarak görev yapan polislerden N.Ş.’nin yurt dışına kaçtığını, diğer polis E.T.’nin ise başka bir ile tayin olduğunu açıkladı. Sanık olarak yargılananlardan birinin avukatlığını Sakarya Barosu Başkanı Nihat Nalbantoğlu üstleniyor. Kızın avukatı Harika Günay Karataş’a yönelik ise baskılar söz konusu. Yeni bir utanç kararı çıkmaması için kadınlar davayı takip edecek. N.Ç. ve Fethiye davasına müdahil olan avukatların bir kısmı da bugün destek için Sakarya Adliyesinde olacak.
BU DAVA ADALET İÇİN BİR ADIM OLSUN
Av. Harika Günay Karataş, davada karşı tarafın N.Ç. davasındaki gibi kızın “rızası olduğu” savunmasını yapacağını, karar bu yönde çıkarsa bunun yeni bir hukuk skandalı olacağını ifade ediyor. Adliyede avukat odasında karşılaştığı meslektaşlarının “Boşuna uğraşıyorsun, bir şey çıkmaz, daha önce de yaşandı, neden uğraşıyorsun, boşu boşuna ekmeğinden olacaksın” dediğini aktaran Karataş’a göre bu “Meslek etiği açısından da kabul edilemez” bir durum.
Daha önceki utanç davalarıyla “ilginç” bir benzerlik de tecavüz sanıklarından birinin avukatlığını Sakarya Barosu Başkanının yapıyor olması. Diğer sanıkların avukatlığını ise Sakarya’nın bilinen avukatları üstlendi. Karataş bu duruma ilişkin “ Baro başkanı sonuçta bizim meslek kuruluşumuzun temsilcisidir. Bu davada sanıkların tarafında olması savunma hakkının kutsallığını göstermez. Bu taciz ve tecavüz sisteminin devamlılığı için bir adımdır.” diyor.
“Ben bu davanın, karanlığın içerisine gömülen adalet sisteminin, halkın adalet duygusuna olan güvenin kazanılması için bir şans olduğunu düşünüyorum. Mahkemelerin kutsanan erkek egemen zihniyetin karanlığından kurtulup, baş tacı edilen taciz ve tecavüz zihniyetinin dışında kalarak, bir çocuğun hayatının bitmemesi, sönmemesi ve onun tekrar hayata dönebilmesi için karar vermesi gerekiyor” diyen avukat, geçmişteki utanç kararları karşısında üzgün değil öfkeli olduğunu, o nedenle de yaşadığı baskılara rağmen kararlı olduğunu ifade ediyor.
“Kadınların da, çocukların da var olduğunu, işkenceye, tecavüze ve tacize uğradıklarının ve adalet aradıklarını yine kadınlar gösterecek” sözleriyle de tüm kadınları bu davayı takip etmeye çağırıyor. (İstanbul/EVRENSEL)
--------------------------------------------------------------------------------
TECAVÜZÜN DEVLET POLİTİKASI OLDUĞUNU BİR KERE DAHA GÖRDÜK
Eren Keskin- N.Ç. davasının avukatı
N.Ç. davası kamuoyunun çok bildiği, mücadeleler ve kadınların desteği nedeniyle de gündemde tutulan ve ne yazık ki adaletsizlikle sonuçlanan bir dava. Ve ne yazık ki benzer olayların konu olduğu onlarca bilinmeyen, duyulmayan dava var. Ortada bir gerçek var, bu bir devlet politikası, gerek yazılı hukuk, gerekse uygulama kadınlara yönelik çifte standartlı bir bakış açısına sahip. Tutuklananların çocuk yaştaki sanıklar olduğunu görüyoruz, esas olarak tutuklanması gereken devlet memurlarının korunuyor olması bunun bir devlet politikası olduğunun göstergesidir. Hukukun üstünlüğünü ve küçük yaştaki çocuğun mağduriyetini gözetmesi gereken “hukuk adamları” da bu davada tecavüz sanıklarından yana taraf olabiliyor. Elbette kimsenin savunma hakkı engellenemez. Ancak örneğin N.Ç. davasındaki tepkilerinin inandırıcılığı açısından bu kişilerin bu tür davalarda sıfatları dolayısıyla tecavüz sanıklarının müdahilliğini yapmamaları gerekir. N.Ç. de haberi okudu, isminin sürekli geçiyor olmasından rahatsızlık duyuyor, bu çok bıçak sırtı bir konu, bu çocuklar iki harfli hayatlar sürmek istemiyorlar. Yaşamları boyunca taşıyacakları izler konusunda hepimizin hassas olması gerekir. Davaya bakan hakimin, savcının ve avukatların da bu hassasiyetleri göstermesi gerekiyor. Bu yaştaki çocukların cinsel istismarında “rıza” aramak, biraz hukuk bilgisi ve izanı olan kimsenin yapmayacağı bir şey. Biz N.Ç. ile yalnızca avukat- müvekkil ilişkisi kurmadık, onun annesi, ablası, arkadaşı olduk. Bu süreçlerin ne kadar zor geçtiğini, dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bu davanın da bir utanç kararına dönmesine izin vermeyeceğiz.
--------------------------------------------------------------------------------
PEŞİNİ BIRAKMAYIZ
Meriç Eyüboğlu- Fethiye Davası Avukatı: Maalesef bir toplu tecavüz davasında tecavüzcülerin o şehrin eşrafından olmalarıyla, faillerin avukatlığını baro başkanının yapmasıyla ilk kez karşı karşıya kalmıyoruz. Fethiye davasında Muğla Baro Başkanının davadan el çekmesi için çok sayıda kadın avukatın imzasıyla bir kampanya yürütmüştük. Davayı takip eden bir avukat arkadaşımız şu anda Ankara Barosu tarafından soruşturuluyor. Bir de beraat kararı çıktı. Fethiye Davası bize dayanışmanın ne olduğunu da öğretti, öğrendiklerimizle Sakarya davasını takip edeceğiz. Bu davada faillerden ikisinin emniyet görevlisi olması, bu kişilerin yargılama makamında da eşleri dostları olması davanın selameti açısından da kaygı verici. Yargılamanın “hukuka uygun” olduğunu düşündüğümüz zamanda bile yaşananlar göz önüne alındığında olumsuz şeylerle karşılaşabiliriz. Sakarya’daki bu davanın “rıza” konusundaki korkunç içtihadın değişmesine vesile olmasını istiyoruz. Rıza, tecavüz suçunda tartışılacak bir kavram değildir. Biz bu davayı da Fethiye’den öğrendiğimiz dayanışma ile takip etmeye devam edeceğiz.
--------------------------------------------------------------------------------
SAKARYA’DA YAŞANANLARA KADINLARDAN CEVAP VAR
Sakarya’da da çok tartışılan bu davada kadınlar da harekete geçmiş durumda. Sakarya Kadın Platformu, kadın ve insan hakları örgütleri, çeşitli sendikalara ve siyasi partilere üye olan kadınlar da bugün adliye önünde olacak.
Sakarya İHD Şube Başkanı Neslin Gümüş: Haziran ayından beri konunun takipçisiyiz. Biz de destek vereceğiz. Bu olaylar ne ilk ne de son. Bu ülkenin genel durumu bu. Kışkırtılmış erkekliği, devlet politikasını sorgulamak gerekiyor. Dava süreçlerinde kadın dayanışması çok önemli. Bundan güç alan kadınlar artık yaşadıklarını daha rahat anlatabiliyorlar. Mahkemelerin aldığı “rızası vardı” kararı kabul edilemez, kaldı ki bu olayda işin içinde emniyet mensupları da var. Bir arada ve güçlü olmalıyız ki adalet yerini bulsun.
Özgül Kahraman - Eğitim Sen Sakarya Şubesi Kadın Sekreteri: Her davada görüyoruz ki devlet adalet sistemiyle, bürokrasisiyle, bakış açısıyla kadınları şiddete, tacize ve tecavüze mahkum ediyor, adalet arayışlarının önünü kapatıyor, N.Ç. ve Fethiye davasında gördüğümüz gibi kararlarıyla da bu bakış açısını tasdik ediyor, yaygınlaştırıyor. Sakarya’da kurulan ‘Kızın da bir suçu vardır, mutlaka bir sebebi vardır’ cümlelerinde devletin ve adalet mekanizmalarının da parmağı var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı haberler gazetelerde çıktıktan sonra müdahil oldu, önemli ancak yeterli değil. Bizim diğer davalardaki dayanışma örneklerinden öğrenerek bu davaya daha güçlü sahip çıkmamız gerekir. Biz de Sakarya Kadın Platformu olarak takipçiyiz.”
--------------------------------------------------------------------------------
N.Ç. DAVASINDA NE OLMUŞTU?
Mardin’de 2003’te 12 yaşındaki N.Ç.’ye, aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 31 kişinin tecavüzünün yargılandığı davada karar, yedi yıl sonra çıkmıştı. Mahkeme heyeti, dört sanık hakkında beraat kararı verirken, o dönem Kızıltepe Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürü olan R.S, Mardin İl Jandarma Komutanlığında görevli Yüzbaşı E.E.’nin de aralarında bulunduğu 26 sanığa 1 yıl 8 ay ile 5 yıl arasında değişen hapis cezaları verdi. Kararın gerekçesini açıklayan mahkeme heyeti N.Ç’nin istemediği kişiyle beraber olmayabileceğini ve eyleminin ahlaki kötülüğünün farkında olduğunu söyledi. Mahkeme, sanıkların N.Ç.’ye yönelik eylemini “Zorla alıkoyma değil rızaen alıkoyma” diye nitelendirerek cezayı alt sınırdan belirledi. Yargıtay 14. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin “N.Ç’nin sanıklarla rızasıyla birlikte olduğu” yönündeki utandıran kararını onadı. Daire aynı gerekçeyle sanıklar hakkındaki “Rızasını alarak alıkoymak” suçunun zaman aşımından düşmesi kararlarını da onadı ve böylece ‘zorla alıkoymak’ suçundan alacakları 5-10 yıl arası hapisten de kurtardı.
|