|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
|
|
|
|
|
HABER |
|
Bursa CHP milletvekili Sena Kaleli ve Sema Gülez: Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlar oluyor
26 Ağustos 2012 Pazar, 09:30
|
|
Sena Kaleli ve Sema Gülez: Onların birliktelikleri daha doğmadan önce başladı. Annelerinin karnında dokuz ayı birlikte geçirseler de dünyaya geldikten kısa bir süre sonra ayrı hayatlar yaşamaya başladılar. Sena Kaleli, Bursa CHP milletvekili, Sema Gülez ise öğretmen. İkisi de bir dönem Kamil Koç şirketinin yönetimini üstlendiler. 2008 yılında yollarını ayıran ikizler, artık yaşlarının verdiği olgunlukla birbirlerine \'hayat arkadaşlığı\' yapıyorlar. İkisi de son derece zeki, başarılı, çalışkan ve duyarlılar. Sesleri, enerjileri, dobra halleri, esprili yanlarıyla hayata iki çift gözle bakıyorlar. İşte bu iki kadın, hayatı paylaşmayı anlatıyor.
Ailenin tek ikiz çocuğu olarak dünyaya geliyorsunuz. Evdekiler bu durumu nasıl karşıladı?
Sena Kaleli: Annem yedi aylık hamileyken doktora gidiyor. Doktor \'iki tane kalp sesi duyuyorum\' diyor. O dönemlerde ultrason olmadığından, annem röntgen çektiriyor. Hatta bundan dolayı Sema'nın kolunun üzerinde kan uru kaldı. Sema doğduktan sonra şua tedavisi görmüş. Annem ikizleri olduğu için çok sevinmiş.
Sema Gülez: Annem her zaman bir defada iki çocuk doğuracağını söylermiş. İsteği gerçekleşmiş oldu.
Baba?
Sena.K: Babamı üç yaşındayken kaybettik... Babam bize çok sevecen yaklaşırdı. Ailede ilk ikiz torunduk.Aile içinde her zaman çok popüler olduk.
Sema.G: Özellikle büyükbabamla oyunlar oynamayı çok severdik. Ailenin adeta maskotu gibiydik.
Benzeştirilme var mıydı? Mesela, aynı tip kıyafet giyiyor muydunuz?
Sena.K:Birimiz pembe, birimiz mavi giyerdik. Sema mavi ben pembe giyerdim.
İkiz olduğunuzu ilk ne zaman fark ettiniz?
Sena.K:Belli bir yaştan sonra ikiz olduğumuz her daim hissettirilirdi. İkimize ayrı muamele yapmadılar. Bize Sena-Sema diye seslenirlerdi. Sema, benim ismimden ötürü mü yoksa sakin oluşumdan mı veya annem tarafından daha çok beğenildiğimden mi bilmiyorum- çok küçükken bana: \'Senin adın bundan sonra Sema benim ki Sena\' demişti. Tabiî ben bunu kabul etmedim. (gülüyoruz)
Belirgin olarak ilk birbirinizden ne zaman ayrıldınız?
Sema.G: Çocukluğumdan beri Sena'dan daha hırçın, dışa dönük, problem yaratan kişiydim. Obsesyonları olan bir çocuktum. Yazın annem olmadığında onun rolünü ben üstlenirdim. Baskıcı ve otoriterdim. Sena ortamlarda daha sakindi. Arkadaşlarıma hükmetmek isterdim. Annemin bize yaptıklarını başkalarına yapardım. Benim o zamandan gelen edebiyat merakım vardı. Sena'nın olaylara verdiği tepkilere kızınca ona \'edebî ruhsuz, duygusuz beni kimse anlamıyor\' derdim. Bir Düğün Gecesi (Adalet Ağaoğlu) romanını okuyup bütün aileye mesafeli olurdum. Her şeyden çabuk etkilenirdim. Bir tek büyük babamın otoritesini kayıtsız şartsız kabul ederdim. O her Ramazan mutlaka oruca kalkmamızı isterdi. Bir tek ona karşı duramıyordum. Annemden çok korkmama rağmen ona karşı çatışmayı sürdürdüm.
Aileniz kimi kime emanet ederdi?
Sena.K:Annem her zaman Sema'yı bana emanet ederdi. Sorumluluk duygum gelişmiştir. Evde büyük reformları yapmaya hep ben ön ayak olmuşumdur. Sema ise hep sürtüşmeden yanadır. Bir de ters süreçler yaşarız; o bir şeyi bitirir, ben başlatırım.
Peş peşe yaşadığınız şeyler var mı?
Sena.K:Olmaz mı? Kansere yakalandığımızda bile öyle oldu. Önce bana kanser teşhisi kondu ama aslında Sema'nınki benimkinden daha ileri boyuttaydı. Fakat doktorlar ona teşhis koyarken zorlandılar. Hastalıklarımız da aynıdır. Mesela; bende tansiyon çıktı, çok geçmedi Sema'da da çıktı. Genelde hastalıklar önce bende ortaya çıkar. Sema benim sayemde tedavi oluyor. Onun hayatını ben kurtarıyorum. (gülüyoruz)
Hayatlarınızla ilgili kararlarda birbirinizden etkin misiniz?
Sena.K:Aramızda baskı yoktur. Fakat birbirimizi etkileyen şeyler söyleriz.
Farklı olma çabanız var mı?
Sema.G: Valla benim var!
Sena.K:Elbette var. Sonuçta iki farklı bireyiz.
Farklı alanlarda uzmanlaş-manızın nedeni de bu mu?
Sena.K:Hayır, bu konuda özel bir çabamız hiçbir zaman olmadı. Ben her zaman iktisat ve ekonomiyi severdim.
Aileniz sizi nasıl yönlendirdi?
Sema.G: İlk okul dördüncü sınıfa kadar birlikte okuduk. Sonra ayrıldık. Ben Sena'yı döverek ödevlerimi yaptırırdım. (gülüyoruz)
Gerçekten mi!
Sena.K:Açık söylemek gerekirse Sema ilkokulda tembeldi. Ben de sınıfın ilk beşi arasındaydım. Mutlaka çalışma zorunluluğu duyardım. Yaz aylarında çok kitap okurduk.
Sema.G: Çocukken eğitim sistemini uzunca bir süre reddettim. Sena'dan ayrıldıktan sonra başarılı oldum.
Sizce ikizler beraber olmalı mı?
Sena.K:Bence olmamalı. Çünkü rekabet ve kıyaslama oluyor. Rekabetten dolayı ikizlerin biri kendini geri çekmek zorunda kalıyor.
Bir süre tek çatı altında çalıştınız. Anlaşabildiniz mi?
Sema.G: Benim mükemmeliyetçiliğim ve titizliğim yüzünden, Sena'nın da belli bir konumda olup etrafının kuşatılmış olmasından kaynaklanan anlaşmazlıklar oluyordu.
Şirket içinde pozisyonlarınız nasıldı?
Sena.K:Ben genel müdürdüm, Sema bölge müdürüydü. İşe Sema'dan daha önce girdiğim için bazı şeyleri ondan daha çabuk kavrayabiliyordum. O nedenle bir şeyleri kabul ettirmekte zorlanıyordum veya doğal rekabet oluyordu. Sema'nın mükemmeliyetçi ve ayrıntıcı tavırlarından ötürü problemler oluyordu.
Sema.G: Ben her alanda söz sahibi olma telaşında olmadım. Hiçbir zaman birinci adam olmak istemedim. Olacaksam çok iyi bir ikinci adam olmayı tercih ettim. İlgilendiğim konularda yarım yamalak çalışmayı sevmiyorum.
Kaç yıl beraber çalıştınız?
Sema.G: 1993'ten 2008'e kadar.
Avantajları var mı?
Sena.K:Güçlü olduğunuzu hissediyorsunuz. Bu, şirket yönetiminde çok avantajlı. Fakat kardeşliğinizin arasına işiniz giriyor. Kardeş olarak yaşamanızı engelliyor. Ayrı işler yapmamız ve kendimizi bu şekilde ortaya koymamız daha olumlu oldu.
Benzerlikleriniz?
Sena.K:Sorumluluk duygusu ikimizin de çok gelişmiştir. Çalışma azmi, ilkelere bağlılık, duyarlılık, aktivist yönlerimiz, bir şeylere karşı koyma... Birbirimizi nerede tamamlayacağımızı biliriz.
Sema.G: Ben bir kitap önerisinde bulunursam Sena onu muhakkak okur. Hem çatışır hem de birbirimizi dinleriz.
Yaş ilerledikçe ikizlik neye dönüşüyor?
Sena.K:57 yaşındayız. Yaş ilerledikçe dayanışma ve dostluğa dönüşüyor.
Sema.G: Birbirimize çok güveniriz. Maddi ve manevi olarak kimsenin hakkı kimsede kalmaz. İkimiz de insanlara tarafsız bakıyoruz. Kendimizi sonuna kadar eleştiririz.
Farklılıklarınız?
Sema.G: Ben daha evcimen, domestik ve anaç bir tipim. O biraz daha iş kadınıdır. Her zaman evin kapısını kapayıp kaçmak ister.
Dışa dönük görünmeme rağmen içine kapanık taraflarım var. Bir süre sonra insan zehirlenmesi olurum, kendi içime kapanırım. Daha tahammülsüz noktalarım vardır. Sena daha sabırlıdır, ben daha paniğimdir.
Sena Hanım siyasete atılınca ilk tepkiniz ne oldu?
Sema.G: Kızdım. Kendini insanların önüne atıp eleştirttiği için. Birlikteliklerimiz azaldı, onu arayamaz hale geldim. Bazı haksızlıklara tanık oluyorsun, üzülüyorsun, fakat bir şey yapamıyorsun.
Siyaset konusunda Sema Hanımdan destek gördünüz mü?
Sena.K:Sema beni maddi manevi çok destekledi.
Sema.G: İlk belediye seçimlerinde çok çalıştım.
Sema Hanım, siz hiç siyasete girmeye düşündünüz mü?
Sema.G: Ortamı görünce siyasetin bana göre olmadığını anladım. O yüzden ikinci seçimlerde sadece manevi anlamda destek oldum. Fazla parti ve içindekilerle muhatap olmak istemedim. Sena'ya kişisel olarak yardımcı oldum. Yazılarını yazmasına yardım ettim, şirketteki yüklerini azaltmaya çalıştım.
İkizlik karıştırılmak demektir
Çevrenizdeki insanlar size nasıl yaklaşıyor?
Sema.G: Çok dikkat çekiyoruz. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlar da var. O oyunlara asla gelmeyin!
Sena.K: Sema ile beni kıyaslayanlar çok oluyor. İşte o zaman o insanların gerçek dost olmadığını anlıyorsunuz.
İkinizin ortak dostları var mı?
Sena.K: Evet var. Bizi birbirimize çekiştirmeyen insanlarla ortak dostluklar kurabiliyoruz.
Birbirinize ne kadar şeffafsınız?
Sena.K: Haddinden fazla. Ben çok şeffafımdır. Sema bazen kendi içine kapanır, duvarını örer, kaçmaya çalışır. Ben Sema'nın o zamanki hallerinden rahatsız olurum. Herkesi affederim, fakat çok yara alırım. Sema'ya göre insanlar bana daha kolay yaklaşırlar. Sema çok açıkmış gibi görünür, ama çabuk kaçar. Ben dinlerim herkes bana rahat konuşabilir. O yüzden herkes şirket ve aile içi şikâyetleri bana bildirir. Siyasetin içinde de başkana söyleyemediklerini bana söylerler. O yakınlığı bende bulurlar. İnsanları anlamaya sonra da onların sorunlarını çözmeye çalışırım.
Sema.G: Ben tam bir yengecim. Kabuğuma çekilirim. Kindarımdır bana yapılanları unutmam.
Aranızda telepati var mı?
Sena.K: Pek yok.
Sema.G: Birbirimize bir şey olduğunda hissederiz. Ve çok üzülürüz. Ama fiziki duyarlılığımız yoktur.
İkizliği nasıl tarif edersiniz?
Sema.G: İkizlik karıştırılmak demektir. Ayrı bir hükmü şahsiyet olduğunu ispatlayamadığın bir alandır. İkiz olduğunuzda bir bütünmüş gibi algılanırsınız. Hâlbuki ikizler ayrı bir şahsiyettir. Aynı potada eritilirsiniz.
Sena.K: Aynı zamanı aynı anne karnını paylaşmaktır. Tek yumurtadan çoğulcu bir anlayışın çıkması demektir. Bir elmanın yarısı değil, tek yumurtadan iki ayrı bireyin çıkması demektir. İkizlik güven ve rahatlık demektir. Sema beni yarı yolda bırakmaz. Beni yanlışlarımla kabul eder.
Evlenirken birbirimizin görüşünü aldık
İlk evlenen kim?
Sena.K: Sema.
Kaç yaşında?
Sema.G: 25 yaşımda.
Sena Hanım siz kaç yaşında evlendiniz?
Sena.K: 28 yaşımdaydım. İki-mizin de birer yaş arayla kızı var.
Sema Hanım, sizden önce evlenince bir boşluk hissettiniz mi?
Sena.K: Yok ben çok memnundum. (gülüşmeler) Ben o dönem çok yoğun bir şekilde çalışıyordum. Sema annemin evinin üst katına evlendi. Onunla altlı üstlü oturuyorduk. O yüzden birbirimizden ayrılmadık.
Eş seçimlerinde birbirinizin fikrini aldınız mı?
Sena.K: Her ikimiz de birbirimizin görüşünü aldık. Ama kimse kimseyi dinlemedi. (gülüyoruz)
Sema.G: Ben o kadar karışmadım. Zaten kadınlar hiçbir zaman doğru erkeği seçmezler ki. Bana göre doğru adam diye de bir şey yoktur.
Nasıl teyzelersiniz?
Sema.G: Kızım teyzesine çok düşkündür ve Sena'ya çok benzer. Teyzesine karşı farklı bir duyarlılığı vardır. Sena'nın kızı Irmak, bana çok düşkündür. Benim gibi değişken tarafları vardır.
Kızlarınızın geleceği ile ilgili oturup konuşur musunuz?
Sena.K: Tabiî. Fakat hayatına çok fazla müdahale etmem. Özgürlükçü bir anneyimdir. Ben meslek seçiminde de müdahale etmedim.
Sema.G: Biz zaten yapmamız gerekenleri yaptık. Ben kızımın Fransızca okumasını istediğim için Tevfik Fikret'e verdim. Üniversitede babasından etkilenerek ekonomi okudu. Müdahale etmedim. Sena'nın kızına hukuk okuması için çok ısrarcı olduk ama o uluslararası ilişkiler okudu. Daha sonra gazeteci olmak istedi, şimdi ise bankacı oldu.
Peki çocuklarınızın ne olmasını isterdiniz?
Sena.K: Ben uluslararası alanda hukukçu olmasını isterdim. Çünkü hayatın her alanında hukuk gerekli geliyor bana. Sanatçı olmasını da isterdim. Yazar olmasını çok istiyorum, çünkü yeteneği var. Kitap çevirileri yapıyor.
Sema.G: Ben hukuk okumasını istedim ama olmadı. İki çocukta da yazarlık yeteneği var.
Kanser olunca kendimizi keşfettik
İkinizde meme kanserine eş zamanlı yakalanıp atlattınız. Aynı anda hasta olmak zor oldu mu?
Sena.K: Daha kolay oldu. Nasıl atlattığımızı bile anlamadık.
Hastalığa karşı verdiğiniz tepki benziyor muydu?
Sena.K: Sema hastalığını kabullendi. Ben ise reddettim. O yüzden hastalığımı umursamadım. Sema çok dikkate aldığı için yeme düzenimizi hep o belirledi. O zaman birbirimizi dengeledik.
Önce hanginizde ortaya çıktı?
Sena.K: Önce bana teşhis konuldu ama Sema'nın ki benimkisinden daha büyük çıktı.
Sema.G: Benimkisi daha riskliydi.
Sena.K: Sema o konuda beni geçtiği için de sevindi. \'Benimki seninkinden kötü çıktı\' dedi. (gülüyoruz)
Hassas insanlar mısınız?
Sema.G: Evet, ve hiç değişmedi. Ben geri vites, takıntılı bir insanım. Okuduğum haberden, izlediğim bir görüntüden hemen etkilenirim.
Kanseri atlatmak sizi değiştirdi mi?
Sena.K: Ben hayatımda ilk defa vazgeçmenin ne demek olduğunu anladım. Her tercih bir vazgeçiş olduğunu öğrendim. Sonra, artık iş hayatının önemli kademelerinde yer almama kararı aldım. Çünkü aile şirketi konumda bir hayat yaşamak, şirkete bağımlı, kendini buna adamış bir insan olmak istemedim. Birey olmak ve toplumun sorunlarına çözüm bulmak istedim.
Sema.G: Dış dünyanın olduğunu hastalıktan sonra anladım. Kafamı kaldırıp çevreme baktım. Bir takım takıntılardan kurtuldum. Hayatta umudun var olduğunu öğrendim. Sena gibi iş hayatından çekilmeyi tercih ettim. Kendimi korumaya almak istedim. Ben de adanmış bir ömür sürmek istemediğimi anladım. Kendi ilgi alanlarım üzerine çalışmalar yaptım. Başkaları için yaşamaktansa kendim için yaşamayı tercih ettim.
YAYIN TARİHİ: 26.08.2012
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik A.Ş.'ye aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir.
|
|
Kaynak : YENİ ŞAFAK |
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
| 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
|
|
|
|
|
|
|
|