Kürt'aj

29 Mayıs 2012 Salı, 09:01

Sevim Gözay/AKŞAM

Yılmaz Özdilvari oldu başlık ama n'apalım. Başbakan Erdoğan sayesinde çorbaya döndü kafa. Aynı konuşmanın içinde geçen; 'Kürtaj cinayettir', 'Kürtaja karşı bir Başbakan'ım', 'Her kürtaj bir Uludere'dir', 'Kürt sorunu bitmiştir' ifadelerinin toplamı karşısında serin durmak mümkün değil. Kürt'ü cümle içinde kullanma egzersiz kampı falan mıydı geçtiğimiz hafta sonu, neydi sahi?

YOKSA KÜRTAJ BİR KÜRT MESELESİ Mİ?!
Bu kadar abes bir sorunun sorulabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Taa ki Başbakan, kürtajla Uludere'yi eşleştirene kadar! Hayatımda duyduğum en 'anlamsız', en çapraz atışlardan biriydi. İçlerindeki 'Kürt' hecesi dışında ne alakası var bu iki konunun birbiriyle? Varsa çok daha vahim zaten! Payı olan herkes utanmalı bu sorumsuz 'kelime cambazlığından'. Lafla peynir gemisi yürütmek bu derece popüler olmayaydı iyiydi ama ne çare. Şuur tatile çıkmış ülkede.

KÜRTAJ NEDİR?
Modern dünyanın meselelerinden biridir 'kürtaj' ve tartışılagelmeye devam eder. Doğaya bu türlü müdahale hakkının elde edilmesi, elbette bireysel bilincin gelişmesiyle, kadının tercih ve kararına saygıyla doğru orantılı olarak hayata geçti ('Doğaya müdahale' ajitasyona açık bir konu olmakla beraber güncel koşullarda 'hak' aynı zamanda; kanser ameliyatları, organ nakli ameliyatları buna iyi örnek teşkil ederler). Reşit insanların dünyasında, herkesin kendi bileceği iştir çocuk sahibi olmak ya da olmamak. Tıbbi zorunluluklar (anomaliler), seksüel acemilikler veya yetişkin tercihler, yolunuzu kürtaj masasına düşürebilir bir gün, bir zaman. Fakat şunu iyi bilin ki, vücudunun mucizesiyle vedalaşmak ciddi bir travmadır kadın için. Sanıldığı gibi bir 'konfor' ya da Batılı bir 'şımarıklık' falan değildir dolayısıyla kürtaj. İhtiyaç olup olmadığını da ancak kadınlar ve hekimler bilir, başbakanlar değil.

DOĞMAMIŞA ÖVGÜ SİYASETİ
Kadının siyasette adı yok ama gündemden de düşmek bilmiyor. Başörtüsüydü, 28 Şubat'tı, eğitim yaşını kucak çocuğuna düşürmekti, en az üç hatta beş(!) çocuktu derken, kürtaj ve sezaryene geldi sıra. Başbakan Erdoğan'ın kafası her zamankinden fazla meşgul kadınlarla. Çünkü dindar nesil yetiştirmenin yolu kadından geçiyor. Kadınlar doğuracak, devlet baba okutacak, dindar nesil boy verecek. Görünen köy kılavuz istiyor mu? Yaşayanlarla fazla işi yok görüldüğü gibi bu siyasetin, doğmamışın peşinde o. İdeal olan henüz doğmamış olan. Anlaşıldı mı, sayın adamdan sayılmak için gözü yollarda kalan! Aradığınız kişi şu an 'doğmamış çocuğunuza don biçiyor', lütfen daha sonra tekrar arayınız (kürtaj karşıtlığı ve muhafazakarlık konusunda kafa açmak için ise şu linke tık'layıveriniz: youtu.be/WearmOcbmXA). Sezaryen mevzusuna ise hiç girmiyorum, o başka bir yazının konusu