AKP ve CHP’li belediyeleri karşılaştırırken, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hayli dertli:
“Size rakamlarla ve tablolarla kanıtlayacağım, CHP’li belediyeler AKP belediyelerine göre daha başarılı. Ama sorunumuz var, yaptığımızı anlatamıyoruz. AKP pire yapıyor, deve gösteriyor, biz deve yapıyoruz, pire gösteremiyoruz”.
Kılıçdaroğlu ekliyor:
“Bizim bu alanda eksiğimiz var ama, medyanın durumu da belli. Bize ait haberlere ya çok küçük yer veriyor ya hiç vermiyor. Karar verdik, medya engelini sosyal medya ile aşacağız”.
CHP 2014’te öngörülen yerel seçimler için strateji ve eylem planı oluşturmak üzere il başkanları ile belediye başkanlarını dün Silivri’de topluyor. Toplantı öncesinde Kılıçdaroğlu gazetecilerle sohbet ediyor. Orada ben de varım.
YENİ ÖLÇÜLER
2014 yerel seçimlerde başarı için Kılıçdaroğlu iki nokta üzerinde duruyor. Bir, CHP’nin siyasi ve yerel faaliyetlerini halkın algılaması iki, il ve ilçe örgütleri ile belediyelerin ortak çalışması.
Algı için muhtemelen yeni bir firma ile anlaşma sağlanıyor. Kimle, nasıl, onu açıklamıyor, ama şimdiye kadar halkla ilişkilerin yürütülmesinden farklı bir yola girecekleri belli.
Siyasi çalışma ve adaylar için ise, performans kriteleri belirliyor. Basına kapalı bölümde belediye başkanlarının ölçülmüş olan performansları tartışılıyor, hedefler saptanıyor, öneriler alınıyor.
İSTANBUL-SARIGÜL
Kılıçdaroğlu’na göre, “Ankara, İstanbul Büyükşehir Belediyelerine göre, CHP’li Eskişehir, Antalya, Mersin başta, çeşitli CHP belediyeleri daha başarılı. AKP’nin engeli var, bazen bürokratik, bazen mahkemeye vererek”. İstanbul üzerinde duruyor:
“Hayal proje ne oldu? Silüeti bozularak İstanbul’un tarihsel mirasına ihanet edildi. Kentsel dönüşümde rantlar başkalarına peşkeş çekiliyor. Paris’e yılda 50 milyon, İstanbul’a 8 milyon turist geliyor, neden? Metroyu belediye yapamadı, Ulaştırma Bakanlığına devretti” gibi başlıklarla.
Bir meslektaşımız CHP’nin İstanbul adayını ve Mustafa Sarıgül’ü soruyor: Kılıçdaroğlu:
“Partiye hizmet etmek isteyen herkese kapımız açık. Daha önce CHP’den ihraç edilenler var, Parti Meclisi kararı ile onlar yeniden CHP’ye geldi. Sayın Sarıgül için de, bence sakıncası yok, kararı Parti Meclisi verir. Ama, partiye kim gelirse gelsin, bir beklenti içinde olmasın. Kim müracaat etti ise, biz geri çevirmedik”.
Ya aday? “AKP İstanbul’u turistik açıdan pazarlayamıyor, insanlara özgürlük havası veremiyor. Biz bunu yapacak aday bulacağız”.
İBDA-C’ye CHP ziyareti
RADİKAL İslami örgütler içinde en sert çizgiye sahip olan İBDA-C çeşitli çatışmalara katılıyor.
“Şeriat için silahlı mücadele” sloganıyla İBDA-C, İslami düzen için savaş verdiğine inanıyor. Hareket adına çıkan yayınlar genç İslamcıları şiddete dayalı örgütlenmeye yönlendiriyor. Sosyal demokrasiyle uzak-yakın ilişkisi yok.
Buna rağmen, geçenlerde bir CHP heyeti Bolu Cezaevi’nde tutuklu İBDA-C militanlarını ziyaret ediyor.
İBDA-C’ye CHP ziyareti mi? İnanılacak gibi değil. Ziyarete İBDA-C de çok şaşırıyor, Kılıçdaroğlu’na mektup yazarak, şaşkınlık ve memnuniyet dile getiriyor. CHP neden İBDA-C mahkumlarını ziyaret ediyor? Kılıçdaroğlu dün bu soruya karşılığı:
“Hapisanelerde yüzlerce tutuklu hasta insan var. İdeolojisi ne olursa olsun, tutuklu hastalara ilgi göstermek bizim görevimiz. Cezaevlerinde tutuklu mahkumlar tedavi edilmiyor, büyük ilgisizlik var. Biz İBDA-C mahkumlarının sağlık durumlarına ilgi göstermek için gittik”.
Bir insanlık örneği.
Memur hangi zammı karşılasın
SON dört ay içinde yapılan zamlardan bazıları şöyle:
Resmi evrak işlemlerinde yüzde 38.2, köprü geçiş ücreti yüzde 19.4, şehir hatları vapur ücreti yüzde 15.5, doğalgaz yüzde 16.9, benzin yüzde 10.1, elektrik yüzde 9.9.
Bu zamların zincirleme etkisi var. Her türlü ihtiyaç maddesinde. Memur baktı ki olmuyor, piyago bileti alacak, o bile yüzde 33 zamlı. Sonunda kendini haklı olarak sokağa atıyor.
Buna karşılık hükümet memura ortalama 55 lira ile 75 lira arasında zam öneriyor. Alay eder gibi. Yüzde 3.5 ve 4 bu zamlardan hangisini karşılayacak?
Şimdi Hakem Kurulu devreye girecek. O kurul hükümetten bağımsız mı, bunu belirleyeceği oran gösterecek.
Belediye üzerinde vali gölgesi
BAŞBAKAN Erdoğan herhangi bir nedenle, dönüp dolaşıp 1930’lara, 40’lara gidiyor, CHP’nin Tek Parti dönemini eleştiriyor. Haklı olduğu konular var.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü konuşmasından bir bölüm:
“İçişleri Bakanlığı 29 il belde belediyelerine Valilikler aracılığı ile gönderdiği genelgede belde belediyelerin yetki kullanımını mahallin en büyük mülki idare amirinin onayına bağlamıştır. Yani, seçilmiş belediye başkanı, kanundan aldığı yetkisini, atanmış vali ve kaymakam onayı ile kullanacak. Hangi partiden seçilmiş olursa olsun, tüm belde belediye başkanları adına bunu şiddetle reddediyor, yargıya başvurduğumuzu açıklıyoruz”.
Vahim bir durum, tipik tek parti yönetimi. Erdoğan’ın eleştirdiği tek parti yönetiminde de, vali ve kaymakamlar “iktidarın il başkanı gibi” çalışıyor ve aynen genelgedeki durum doğuyor.
Erdoğan ikide bir, “seçilmişlerin atanmışlar karşısında üstünlüğünü” vurguluyor. Hani, nerede?
|