Dersim'in ortak dili barış

15 Ağustos 2012 Çarşamba, 09:03

Dersim, bir yanda yollarında zırhlı araçlar ve gün boyu dinmeyen helikopter sesleriyle bir yandan Pülümür ve Munzur Çayları'ndaki plajlarıyla her nefeste barıştan söz ederek soluk alıp vermeye devam ediyor

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün, PKK tarafından kaçırılışının üçüncü günü. Dersim'in Sanat Sokağı'ndaki kıraathaneden, Grup Yorum'un 'Şu Dersim'in Dağları' parçası yükseliyor. Demli çayların eşliğinde yapılan hararetli sohbetlerin ortak konusu da, üç gündür bu dağlarda tutulan Hüseyin Aygün. Kendimi tanıtıp sohbete giriyorum. 'Bir söyle, bin ah işit' sözünün tam ortasındayım. Masadaki Dersimlilerin hepsi dertli. Dillendirdikleri ortak söylem ise 'Barış'.
Helikopterlerin gün boyu kesilmeyen gürültüsü eşliğinde Tuncelililer ile barışı konuşuyoruz. Dersimli Hasan ve Suat'ın tezi, 'Tunceli'nin Alevi kimliği üzerinden oyunlar oynandığı' yönünde. Aygün'ün kaçırılması da, bu oyunun son halkası. Fevzi ve Erdal daha farklı düşünüyor. Onlara göre mesele Tunceli değil, bölgenin tamamını ilgilendiren Kürt sorunu. Sohbet devam ederken Aygün'ün serbest bırakıldığı haberi ulaşıyor. Farklı görüşleri de savunsalar masadaki Dersimlilerin tümü bu haberi sevinçle karşılıyor. Hepsinin ortak görüşü, Aygün'ün 'Dersim'in ve Alevilerin sorunlarını Meclis'in gündemine taşıyan hemşerileri' olduğu yönünde. Akla takılan soru, neden Hüseyin Aygün'ün kaçırıldığı! Kimi, daha önce yaşanan polis-asker-kaymakam ve yerel siyasetçilere yönelik kaçırılma olaylarının yeterince ses getirmediği için bu eylemin yapıldığını dile getirirken, kimi CHP'nin, Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkanlığı ve Aygün'ün vekilliğiyle birlikte Tunceli'de yükselen trendinin, PKK'yı rahatsız ettiğini dile getirdi.
Tunceli'de sokağın nabzı böyle atarken, kentin yerel siyasetçilerinden de aynı paralelde görüşler geliyor. BDP il yönetiminden Sinan Kırmızıçiçek'le, Aygün'ün serbest bırakılmasının hemen ardından konuşuyoruz. Seçilmiş bir insana yönelik kaçırma eyleminin, en az seçilmiş insanların cezaevinde tutulması kadar yanlış olduğunu vurgulayan Kırmızıçiçek, son dakika haberinin önemine dikkat çekiyor. 'Kirli bir savaş yaşandığını ve Aygün'ün kaçırılmasının da bu savaşın bir parçası olduğunu vurgulayan BDP'li yönetici, 'Bu gelişme barış sürecine vesile olmalı. Devam eden diğer operasyonlar da durmalı. Diyalog ortamı geliştirilmeli. Bölge halkının ortak dileği bu' diyor.
CHP Tunceli İl Başkanı Kemal Bozkurt'un makamındayız. Onun da yüzü gülüyor. 'Aygün, Tunceli'nin, Alevilerin, azınlıkların haklarını savunmaktan başka ne yaptı ki?' diye soran Bozkurt, Gerek Tunceli'deki, gerekse bölgedeki sorunların çözümü için barışın bir an önce tesis edilmesini istiyor. Bozkurt öncelikli görevin iktidara düştüğünü ekliyor.
ESKİ EMEP'Lİ
Emek Partisi; Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ideolojisinin devamı olan bu parti, Tunceli'de son derece etkin. Son seçimlerde CHP'den milletvekili seçilen Hüseyin Aygün de, yıllarca bu partinin çatısı altında siyaset yapmış bir isim. Emek Partisi İl Başkanı Mustafa Taşkale ile eski yol arkadaşı Aygün'ü konuşuyoruz. O da son gelişmeden memnun. Taşkale, '2004 yılında Aygün ile yollarımız ayrılsa da, bırakılması için çağrı yapmıştık. Bu çağrıya yanıt alınması hepimizi sevindirdi' diyor ve arkasından ekliyor: 'Çağrımızdaki ikinci mesaj da, 'operasyonların durması ve barış' olmuştu. Dilerim, bu beklentimiz de gerçekleşir.'
Aygün'ün kaçırılması ve dün akşam serbest bırakılmasıyla bir kez daha gündeme gelen Dersim, bir yanda yollarında zırhlı araçlar ve gün boyu dinmeyen helikopter sesleri; diğer yanda da Avrupa'dan bile turist çeken Pülümür ve Munzur Çayları'ndaki plajlarıyla her nefeste barıştan söz ederek soluk alıp vermeye devam ediyor.

Kaynak : Ersin BAL / TUNCELİ