Gençlik bugün çok farklı bir mecranın içinde. Zengini fakiri, eğitimlisi, cahili, birbirine zıt kutuplarda yaşayan dünya gençliği aynı mekanda buluşuyor.
Kimse de bundan rahatsız değil.
Herkes de sosyal medya denilen bu geleceğin dünyasında yaşamaktan ve fikirleri ve zamanı çılgınca tüketmekten memun.
Kaçış yok, herkes bir gün Fenerli ya da Galatasaraylı olmayacak ama herkes bir gün sosyal medyada yer alacak.
Burada büyük bir boşluk var.
İş dünyası hızla bu alanda yer almaya başladı bile.
İnternet üzerinden satışlar artarken, gençlerin bu alana yöneldiğini gören ünlü markalar sanal mağazalarıyla bu mecrada yer kapmaya ve rekabete girdiler.
Kamu ve özel kurumlar, bankalar ve mağazalar, lokanta ve restoranların yer aldığı koca bir sanal dünyadan bahsediyoruz.
İsmi sanal ama yapılanların gerçek olduğu bir dünya.
Dünya gençliğinin yarıdan fazlasının yer aldığı bir sosyal alem
* * *
Yeni dünyanın fırsatlarını yakalayan gençler bir anda dünyanın sayılı milyarderleri arasına giriveriyorlar.
İnternet zenginlerinin en dikkat çekici yönü genelde online satış ya da sosyal ağlarla ilgili şirketlerin sahibi olan birçoğu genç yaşlarında büyük başarılara imza atmış isimler olmaları.
Dünyanın en büyük sosyal ağı Facebook'un kurucusu 28 yaşındaki Mark Zuckerberg bu hafta şirketin hisselerini borsaya açarak dünyanın en zengin 29'uncu insanı oldu.
Serveti 19,1 milyar dolar olan Amazon.com'un kurucusu Jeff Bezos.
16,7 milyar dolarlık servetiyle Google.com'un kurucuları Larry Page ve Sergey Brin.
7 milyar dolarlı servet sahibi olan bir dönem Google CEO koltuğunda oturan Eric Schmidt.
6,2 milyar dolarlık bir servetin sahibi eBay sitesinin kurucusu Pierre Omidyar.
Serveti 5,6 milyar dolar olan Japonya'nın en büyük online ticaret sitesi Rakuten'in CEO'su ve kurucusu olan Hiroshi Mikitani.
Kişisel serveti 9,4 milyar dolar olan Çin'in popüler ve Google'dan bile çok kullanılan arama motoru Baidu'nu sahibi olan Li.
Yeni dünyanın zenginleri sanayiden ya da tüccarlar arasından değil, sosyal medyadan çıkıyor.
* * *
Sosyal Medyada ağzı iyi olan değil kalemi iyi olan konuşuyor.
Ve facebook, twitter gibi paylaşım alanlarında, bloglarda, değerler, fikirler çılgınca tüketiliyor.
Nereye kadar gider bilmiyorum.
İlkokul çağından 50 yaş grubuna kadar milyonlarca insan sanal dünyanın nüfusunu oluşturuyor.
Gençlerin hocası google, kıraathanesi twitter, gazinosu da youtube oldu.
Güneşi görmeden dış dünyayla aktif ilişki kurabiliyor, arkadaş edinebiliyorsun, evden çıkmadan faturalarını ödüyorsun.
Hatta mutfağa bile gitmeden şehrin istediğin lokantasından yemek sipariş ederek yiyebiliyorsun.
* * *
Bugün hiç okula gitmeden internetin bağlı olduğu bir odadan üniversite mezunu olabilme imkanı olması, dünyanın ne kadar radikal bir değişim içinde olduğunun en çarpıcı örneği değil mi?
Ve bu sosyal mecrada sosyal değerlerin de hızla değiştiğini kaç kişi endişe ile izliyor acaba?
* * *
Velhasıl, gençler internette bambaşka bir moda giriyor.
Eline hiç kitap almamış genç, twitter'ın başında Mevlana'nın sözleriyle baş döndürüyor.
Ne için?
Sırf muhabbet olsun diye!
Onların erkek mi, kız mı, genç mi, yaşlı mı, yakışıklı mı çirkin mi, eğitimli mi cahil mi iyi niyetli mi kötü niyetli mi olduğunu bilmiyoruz.
* * *
Bugün Arap Baharı ile Ortadoğu'da diktatörleri tahtından eden gençlerin buluştuğu, örgütlendiği bu alan, yarın da başka ülkelerde gençlerin örgütlendiği yer olacak.
Belki yakın gelecekte ABD ve Avrupa gençliği tarafından da farklı amaçlarla kullanılacak.
Ticaret, eğitim ve kültür, spor gibi bütün alanların olduğu bir ortamda suç olmaz mı?
İnternet üzerinden işlenen suçlar hızla arttığına göre, bu alanın fırsatlarını sadece iyi niyetliler keşfetmemiş demek ki.
* * *
Dünya hep değişiyordu ama bu kez çok hızlı değişiyor.
Facebook ve twetter gibi sosyal ortamlarda büyüyen bugünün çocukları yarının hiperaktif, bir konuda derinleşemeyen, sığ denizlerde yüzen, yalnız, çabuk sıkılan, 140 kelimeye sıkışmış, ilişki kuramayan gençlere dönüşüyor.
Devletler, gençliği bekleyen bu tehlikenin farkında mı?
Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden de suçludur.
|