İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Cihan da bilir bizim ona “puşi”lendiğimizi

Cihan da bilir bizim ona “puşi”lendiğimizi

20 Mayıs 2012 Pazar, 08:36

Sezai SARIOĞLU/Özgür Gündem

Bizim mahallenin çocuklarından Cihan’ın hikâyesi ve “puşi” tartışmaları sembollerle hayatlarımız arasındaki ilişkiyi bir kez daha gündeme getirdi. Che ve Deniz başta olmak üzere, sembolerin temsil ettikleri değerler sisteminden koparılarak esir alındığı imaj çağında, işin ajitasyonuna kaçmadan poşilenmek şart. Modern devletler diller ve anlamlar gibi sembolleri de esir alarak hükmünü icra ediyor. Pop(üler) tarih, medya, moda ve reklam dili, imajlar yoluyla bedenleri ve yaşam tarzlarını teslim alarak hizaya geçiren bir kurgu ve pratik. Devletlerin ilk aklına gelen şey kendi sembolerini kutsal kılıp tapmak ve başka sembolleri yasaklamak. Olmuyorsa, hegemonya planını yani dolaylı yollarla razı ederek (moda, reklam) sisteme eklemleyip “gönüllü” hizaya geçirmek. Bu, şiddet ve öldürem hakkını kendinde gören devletlerin, bedenler, semboller ve giysiler üzerinde tasarruf ve iktidar kurma hakkını da kendinde görmesidir. Bana sorarsanız, beden ve giysiler dahil, “yönetmek ve yönetilmek ayıptır. Birlikte düş görmek serbesttir...”

Sürekli olarak, F Tipi (C)ezaevlerinin bir toplum tasavvuru olduğunun altını çizerken kastımız, insanı sosyal ve toplumsal varlık olmaktan çıkararak kendine de hapseden tek tip bir mekan/toplum düzenlemesinin gayri insaniliğine vurgudur. (Tanrıyla ve devletle aynı pijamayı giymek, aynı yatakta yatmak zorunda değiliz.) Tanrılarla devlerlerin işbirliği içinde tüm modern teorilere, teknolojik gelişmelere rağmen, bedenin bilgisi henüz ortada yoktur, üstü örtülmüştür ama kimin örttüğü konusunda rivayet muhteliftir. Dinlerin ve devletlerin herşeyi hizaya geçirdiği, “Beden imgesi” üzerinde tasarruf hakkının egemenlerde olduğu yerel/evrensel bir zaman diliminde Cihan’ı ve puşisini anlamlı kılan, bir sivil itaatsizlik içermesidir. Benim anladığım şiir, esir düşen sözcükleri, anlamları ve sembolleri kurtarma vaadiyse, olay mahallinde ele egçirilen puşiyi kurtarmak da devrime ve şiire dahildir. Öte yandan şiir, resmi tarihin ve resmi edebiyatın hizaya geçirdiği dil, anlam ve söz düzenine karşı bir korsan miting ise, puşinin de orada, olay mahallinde sıcak temas anında yerini alması boynumuzun puşi, puşinin boyun borcudur. Mitoloji bölgesi Mezopotamya’dan kalkıp gelmiş “puşi”dir o görüldüğü yerde sevilmelidir ve takılmalıdır. Ki artık şairin hayatında ve şiirinde “puşi” kendi anlamından çok fazla bir şeydir.

“Puşi” den el almışken, modernizmin sembolleri de hizaya sokma, kendi imajına eklemleme tasavvuru olduğunu da bilmeliyiz. Reklam, moda, imaj üretimi bunun için vardır. Puşiye, peştemala görüşü sorulmaz. Sembollerle devletlerin ilişkileri, itaat kültürünü yerleştirmenin yanısıra, halkların kültürünü oluşturan semboleri de asimile etmektir. Dil ve öteki korkusu üzerinden kendi kutsallarını inşa eden sistemin, dilleri ve kıyafetle asimile etmeleri bir tek tipleştirme pratiği olarak gündemdedir. Bunun şimdilerde, kendini İslami sembollerin yasaklanması üzerinden kılık kıyafet mağduru olanlar eliyle yapılmasını bir çelişki ya da tarihin ironisi olarak okumak yerine, “Her Müslüman iktidarı tadacaktır!” cümlesinden hareketle teşhir etmek gerekir. Tarihsel ve siyasal bir itiraz olan “Puşi”nin kıymeti bir direniş estetiği olmasındadır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da muktedirlerin “Kullanma kılavuzları”, “yangın yönetmelikleri” vardır. Puşi’nin podyumda, ünlülerin boyunlarında hiçleştirilmesi sonsuza değin meşrudur. Sorun, Puşinin evden sokağa çıkması, boyundan büyük işlere karışarak bir direniş estetiği oluşturup başkalarına da emsal olmasıdır.

Bu “yeni” durumu “Puşi”nin klasik anlamının ötesine taşması ve taşınması olarak tanımlayabiliriz. Puşi artık, tarihi-siyasal koşulların sonucu olarak kendi dışına çıkarak, kendini yeniden örgütleyerek yeni bir anlam dünyası kurmuştur. Kendi dışındaki hayatların, düşlerin sureti ve sembolüdür artık. Bir dil’dir artık o... Nesneler, imgeler dışsal temsil olmaksızın kendilerini “pasif” olarak temsil edebilirler. Sorun, “puşi”nin boyundan büyük işlere kapı aralamasıdır. Puşinin anlam taşkınlığı içinde yeni mekanlara, sokaklara taşınması otantik, folklorik temsilin yerine özgürlük ve eşitlik mücadelesinin parçası olmasıdır egemenleri ürküten.

Sonuç olarak ben “puşi”, diyeyim, siz “Cihan” anlayın... Ben “Cihan” diyeyim, siz “puşi” anlayın. Ben her ikisini sesleneyim siz bunu bir düş olarak işitin...

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız