İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Üniter devlet, İslâm'ın şartı mıdır?

Üniter devlet, İslâm'ın şartı mıdır?

14 Mayıs 2012 Pazartesi, 09:00

Hilal Kaplan/Yeni Şafak

Son birkaç haftadır, önemli bir tartışma dipten ve derinden devam ediyor. Muhterem Hayrettin Karaman Hoca'nın iki köşe yazısıyla (\'Bölünmeye giden yol kapatılmalıdır\' ve \'Tefrika savunulamaz\') vesile olduğu tartışmada savunduğu ana argüman federasyon gibi yerinden yönetim biçimlerinin Müslümanların bölünmesine sebep olacağından hareketle caiz olmadığı, hatta savunmakta ısrar edenlerin de cezalandırılması yönündeydi.

Kerkük'ün Irak'tan ayrılarak Kürdistan'a bağlanmasıyla ilgili Prof. Dr. Abdulkerim Zeydân'ın fetvasını hatırlatan Karaman Hoca, federatif düzenin tartışılabileceğini söyleyenleri de \'insan hak ve hürriyeti havarileri\' diyerek küçümsüyor. Zeydân'ın fetvasından alıntıladığı bölümse şöyle:

\'Federatif veya bölgesel sistem adı altında Irak'ın bölünmesi, izalesi farz olan bir münker (meşru olmayan bir tasarruf)tur. Bunu yapmak isteyenlere fiil, söz, destek, övgü, finansman vb. şekillerde yardımcı olmak caiz değildir. Hatta bunu yapanlarla ilgiyi kesmek, onlara karşı protest tavır takınmak gereklidir. Bu teşebbüs (tefrika, ümmetin birliğini bozmak) büyük günahlardan olduğu için teşebbüs edenlerin tazir çerçevesinde cezalandırılmaları meşru olur.\'

Bu fetvanın ilmî boyutuyla ilgili tartışmayı ilim ehline havale ederek, mevzunun sosyolojik boyutuyla ilgili naçiz fikrimi beyan etmek isterim. Fetvanın dayandığı ana ekseni, federatif yapının bölünmeye yol açacağını kati sonuç olarak sunması oluşturuyor. Yer darlığından Irak ve Türkiye örnekleri arasındaki toplumsal farklara değinemiyorum. Ancak yine de bizi \'federasyon=bölünme\' sonucuna götürecek yeterli bir veri olduğunu kanaatinde değilim. Zira, şayet böyle bir durum olsaydı o zaman bir nevi federatif yapı olan Osmanlı İmparatorluğu'nun 600 yıl yaşamadan çöküp gitmiş olması gerekirdi. Kaldı ki merkezi yönetimi gerektiren ulus devletin üniter yapı formülünü uyguladığımız sancılı yüz yıl boyunca geldiğimiz nokta da ortadadır.

Göz önünde bulundurulması gereken bir başka gerçek, halklar ayrılma/bölünme iradesini gösterdiğinde hiçbir ilmî veya devletli gücün buna engel olmaya kadir olmadığıdır; aynı halklar bir arada yaşamak istediğinde hiçbir ilmî veya devletli gücün buna engel olmaya kadir olamadığı gibi... Örneğin mevcut durumda Kemalist düzenin uyguladığı zulüm politikalarına rağmen Kürtler, Türkiye sınırları içinde Kürt olmayan halklarla beraber yaşama iradesini savunuyorlar. Yapılan araştırmalara göre bölünmeyi savunanların oranı %8-15 arasında değişiyor. Yani anadilde eğitim, yer isimlerinin iadesi veya yerel yönetim özerkliği (federasyon değil) gibi özgürlükler tanınmamış olmasına ve işkenceden faili meçhullere pek çok zulmü barındıran bir tarihî mirasa rağmen Kürtler bir arada yaşama iradesini diri tutuyorlar. Ruhî kopmanın, her zaman somut ayrılıktan önce geldiğini göz önünde bulundurursak bu oldukça olumlu ve sevindirici bir sosyolojik vakıa olarak karşımızda duruyor. Buna Türkiye'nin ekonomik anlamda vaad ettiklerini de eklersek, ufukta böyle bir ihtimalin görünmediğini iddia etmek yanlış olmaz. Ancak hiç kimse kati olara böyle bir ihtimalin gündeme gelmeyeceğinin sözünü veremez. Yalnız böyle bir ihtimalin gerçekleşmemesinin yolunun cezalandırma/ yasaklama pratiğinden mi, yoksa hak ve özgürlüklerin tesisinden mi geçtiğine karar verilmek durumundadır. Ve belirttiğim gibi hangisinin birleştirici olduğuna hükmetmek bağlamında koca bir tarih feyz alınmak üzere önümüzde durmaktadır.

Karaman Hoca yazısını kimsenin itiraz edemeyeceği şu temenniyle noktalamış: \'Müslümanlara düşen vazife daha fazla bölünmek, daha fazla çatışmak yerine birleşmek, bütünleşmek, hak ve adaleti birlikte sağlamak için işbirliği yapmak, birlik, dirlik ve düzenimizi bozarak meşru olmayan menfaat devşirme peşinde olanlara fırsat vermemektir.\'

Peki, birleşmeyi, bütünleşmeyi, hak ve adaleti sağlamak için işbirliğini güçlendirecek işlere Kürt olmayan Müslüman alimler ne kadar katkı sunmaktadırlar? Örneğin 34 gencecik insanın bombalar altında, etleri eriyerek can verdiği bir hadise karşısında kaç Müslüman alim kâlemini oynatma gereği duymuş, yetkilileri göreve çağırmıştır? Yaratılmış her dil gibi Allah'ın ayetlerinden olan Kürtçeye \'bilinmeyen dil\' muamelesi yapılmasına ilişkin kaç alimimiz bize yol gösterici, içimize su serpen söylemler kurmuşlardır? Devlete emanet edilen hapisteki Kürt çocukları cinsel tacize uğrarken kaç alim hak adına söz almış ve tacizi ortaya çıkaran çocuğun tekrar hapse gönderilmesini esefle kınamıştır?

Kürt halkı, belki de ülkenin geri kalanına nispetle çok daha fazla Allah'ın ipine sarılmış bir halktır. Buna rağmen, dine oldukça mesafeli, yer yer düşman bir hareket bu halkın içerisinde karşılık bulduysa bunda biraz da Müslüman alimlerimizin aynaya bakıp kendilerine sormaları gereken bir yön yok mudur? Bu özeleştiri yapılmadan, \'bölücüleri cezalandırmak gerekir\' fetvasının kaçınılmaz olarak Kemalist düzenin yok edici tavrını hatırlatacağı akıl edilememekte midir?

Yazdığım her bir cümlenin, öncelikle en hakir bildiğim kendi nefsime yönelik olarak algılanmasını rica ederek bitireyim: Üniter devlet İslâm'ın şartlarından değildir ama zulme karşı çıkmak öyledir. Önce ilk şartı yerine getirelim ki gerisi hakkında söz söylemeye hakkımız olsun.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız