İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Üç anneye uzun ömürler dilediğim bir anneler günü...

Üç anneye uzun ömürler dilediğim bir anneler günü...

13 Mayıs 2012 Pazar, 10:23

Reha Muhtar/VATAN

Üç anneye uzun ömürler dilediğim bir anneler günü...

Hayatımın “olgunluk” günlerinde yaşadığım söyleniyor...

Daha doğrusu benim yaşımdaki insanlar için “hayatının en olgun çağında” deyimini kullanıyorlar...

Engebeli bir hayatım oldu...

Hala da engebeler bitmek bilmeden aşılmak istiyorlar...

Üç kadın ve üç anne var benim hayatımda...

Birincisi kendi annem...

Yıllar önce hastalandı iki kez çok ağır ameliyatlar geçirdi...

Zor bir annedir...

Çocuğu için her fedakarlığı yapan, isteklerinde ve taleplerinde ise sınır tanımayan zor bir anne...

Şimdi 80’ini geçti...

Ne karakterinde, ne isteklerinde ne de fedakarlıklarında hiçbir şey değişmedi...

Annem aynı annem...

Elli yıl önceki gibi...

Onunla sakin bir anneler günü geçirmeyi planlıyorum bugün kısmet olursa...

Beni dünyaya getirdiği, beni besleyip büyüttüğü, hayatın güzergahında emeklediğimde, beni elimden tutup yürütmeye çalıştığı için ona teşekkür ediyorum...

Bugünleri beraberce görebilmiş olmaktan dolayı Tanrı’ya kalbi bir şükran duyuyorum...

Anneme çok uzun ömürler diliyorum...

Torunlarıyla beraber, mutlulukla...


***


Manevi kızımın annesinden ayrılalı dokuz yıl olmuş...

Dokuz koskoca yıl...

Geçen yıl, o da ağır bir hastalık geçirdi...

Ameliyat oldu...

O tarafta zor günler ve zor aylar geçirdim...

Şükür ki, sağlığı yerinde şimdi...

Kemoterapileri bitti...

Kızımla ve hayatındaki insanla mutlu ve sağlıklı bir hayat onu bekliyor şimdi...

Kızımın ona ihtiyacı var...

Bizim ona ihtiyacımız var...

Onun yaşamasına, gülmesine, kızımızın büyümesini görüp mutlu olmasına hasretimiz var...

Kızım ayrı anne babada, mutlu sayılabilecek bir hayat yaşıyor...

Ona her baktığımda annesine teşekkür ediyorum...

Bana Ayşe Nazlı gibi muhteşem bir çocuk verdiği için...

Okulundan, bütün yaşamına kadar herşeyiyle ona mükemmel annelik yaptığı için...


***


Hayatımdaki üçüncü anne, minik ikizlerimin annesi...

Ağır bir ameliyat geçirdi o da geçtiğimiz yıl...

İki minik çocuğum adına günler geceler boyu dua ettim onun için...

Allah’ın onu çocuklarımıza bağışlaması için...

Onun da ameliyatı şükür ki çok başarılı geçti...

Kemoterapisi yeni bitiyor...

Minik yavrularım anneleriyle mutlu bir hayat sürüyor...

Onu çok seviyorlar, annede ve babada iki evde de çok mutlu bir hayat sürüyorlar...

Allah onu çocuklarına bağışladı...

Bundan sonrası daha güzel ve daha mutlu olacak...

Üç annenin arasında mekik dokuyan bir hayatım var benim...

Birinin çocuğu olduğum için...

Diğerleri de çocuklarımın anneleri olduğu için...

Bütün annelerin anneler gününü kutluyorum...

Bütün çocukların anneleriyle konuşabilmelerini diliyorum bugün...

Kendileriyle veya ebediyete intikal etmiş kutsal ruhlarıyla...

Anneler gününüz kutlu olsun...


*****


GENÇ VE GEÇ ANNELER...

Aslında her kadın anne olmak ister...

Evlenmediyse fazla gürültü yapmadan gizli gizli ister...

Kadın evlenmeyi bile esasen çocuk yapmak için ister...

Hayat her kadına her zaman her istediğini vermez...

Evliliklerini bazen mutlu sonla bitirmez...

Bazen evlilik bir türlü gelmez...

Bazen de evlilik geldiği halde çocuk gelmez...

Kentli bir kadının, sevdiği bir adamı bulup, sevdiği bir adamla evlenip, sevdiği bir adamla boşanmadan, sevdiği bir adamdan çocuk sahibi olması, deveye hendek atlatmaktan daha kolay bir uğraş değildir...


***


Seveceği bir adam bulmak zordur...

Seveceği adamın güvenilir olması daha da zordur...

Sevdiği ve güvendiği bir adamı bulursa, o adamla evlenmek daha da zordur...

Çünkü o adamın da onu sevilecek ve güvenilecek birisi görmesi gerekir...

Sevilecek ve güvenilecek birisi olarak görmesi de yetmez...

Evli olmaması ve evlenmeye karşı olmaması, kendisinin de evlenmeyi istemesi gerekir...

Ayrıca bu da yetmez, kadın kariyeriyle evliliğinin sınırını çizmesi gerekir...

Bütün bunlar tamamlanır, sevdiği ve güvendiği adamla evlilik gerçekleşirse, kısa zamanda ihanet ve boşanmanın da gerçekleşmemesi zaruridir...

Eğer eskilerin bakalorya dedikleri lise bitirme sınavlarını andıran bu çok zor süreci geçerse, kadın çok istediği anneliğe merhaba diyecektir...


***


Bakalorya sınavı sonuçlanacak, kadın anne olacaktır...

Bazısı genç, bazısı geç anne olacaktır...

Kadının genç ya da geç anne olması ise çocuğun hayatını belirleyecektir...

Genç anne de, çocuk anneyle beraber büyüyecektir...

Genç annedeki keyif azalma olduğundan, anne hayata da yeni merhaba dediğinden, aralarındaki ilişki daha çok arkadaşça olacaktır...

Abla-kardeş ilişkisinin bir adım ötesi yaşanacaktır...

Anne toleransı fazla, otoritesi az bir süreç yaşanacaktır...konuyu birbirleriyle paylaşacak, biraz sırdaş olacaklardır...

Anne otoritesi düşük, sırdaşlık bağı fazla olacaktır...

Genç anne olmak iyidir...bazen otorite sorunu yaratsa da, esasen iletişim güçlü olduğundan mutluluk ihtimali fazladır...

Beraber büyümek zaman zaman pusulayı kaybettirse de, iletişimin güçlülüğü rotayı zaman geldiğinde doğruya çevirecektir...

Anneliğin başarısı kişiyle bağlı olsa da genç anne olmak esasen iyidir...

Babalıkta otorite ve hayatı çözmek açısından genç değil geç baba olmak daha iyi gelebilir...

Ama annelikte genç anneliğin avantajları vardır...


***


Geç annelik ise, çok değişik ve çok farklıdır...

Anne çok uzun süreçlerden geçerek, çok bekleyerek anne olabilmiştir...

Annelik her kadın için çok değerlidir...

Ama geç anne için annelik daha değerlidir...

Uzun beklemelerden, uzun uğraşlardan, hayatın birçok sillesinden sonra gelen çocuk her şeyden öte kıymetlidir...

Her şeyden çok kıymetli olduğundan, her türlü beladan sakınılmalıdır...

Fanusta büyütülecek kadar korunmalıdır...

Yıllar sonra bulunan bu hazine, hiçbir tesadüfe yer bırakmayacak şekilde projelendirilmelidir... her şeyi bilen ve hayatta çok yaşamış geç annenin otoritesinde, her şeyi düzgün yapacak, hataya yer bırakmayacak şekilde yetiştirilmelidir...

Geç anneler çocuklarına hata yapma şansı pek bırakmazlar...

Geç anneler çocuklarını kendinden uzaklaştıracak herkesi çevreden uzaklaştırırlar...

Geç anneler ve çocukları ayrı bir dramdırlar... Arada bir mükemmel, zaman zaman ise trajik sonuçlanırlar...

Anne ve çocuk arasındaki ilişki Meryl Streep, Liev Schreiber ve Denzel Washington‘un oynadığı Manchurian Candidate (Mançuryalı Aday) adlı muhteşem filmi andırır...

Geç anneler genç annelere hiç benzemezler...

(Reha Muhtar’ın Sabah Gazetesi’ndeki yazılarının yer aldığı “Mina’ya Mektuplar” adlı kitabından...)


*****


GÜNÜN SÖZÜ

HER ŞEY “TEK” BİRDEN İBARETTİR...

“Her şey “Tek” birden ibarettir...

Mevcudat “Tek”ten ibaret olmasına rağmen, siz beş duyu ile bloke edilmiş beyinleriniz yüzünden, taktığınız çeşitli isimler dolayısıyla, ayrı ayrı şeylerden oluşan bir çoklukla karşı karşıya olduğunuzu sanıyorsunuz...

Bir örnek vermek gerekirse...

El vardır, ayak vardır, burun vardır, kulak vardır, dudak vardır, göz vardır, diz vardır, boyun vardır, dediğimiz zaman aklınıza saydığımız bu isimler dolayısıyla ayrı ayrı şeyler gelir...

Bütün bunlar bir parçalarıdır dediğim zaman, bunların birleşerek bir bedeni meydana getirdiğini düşünürsünüz...

Yani sanki parçalar birleşerek bir bütünü meydana getiriyor gibi algılarsınız...

Halbuki söze şöyle başlasaydım;

Bir bütün olan bedenin çeşitli kesimlerine çeşitli isimler takılmıştır...

Bu değişik isimler nedeniyle beden, bir bütün olmasına rağmen ayrı parçalardan meydana gelmiş bir şey gibi anlaşılabilir...

Bu aldanıştan kaçınmak gerekir...


***


Farklı isimlerin çeşitliliği aslında tek bir parçadan ibaret olan bütünün, bütünlüğüne asla halel getirmez...

İşte Evren de böyledir...

Uzayıyla, yıldız kümeleriyle, gezegenleriyle ve gezegenlerin kendine mahsus varlıklarıyla tam bir bütünlük içinde olan tümel bir varlık halindedir...

Evrende mevcut olan enerjiyi, insan vücudundaki hücreler nispetinde görün...

Evrende düzeni meydana getiren bilinci ise, insan bedeninde eserini gördüğümüz şuur olarak algılayın...

Uzayı ise, Evren’in bedeninin beyni olarak kabul edin...

Uzayın boyutsal derinliğini, bu beynin hafıza merkezi olarak değerlendirin...

İşte sizin “benliğiniz, gerçekte bu benliktir...”

Bedeniniz, yani “gerçek bedeniniz”, bu kainatın tamamıdır...

Aklınız ise, bu kainatın tamamında mevcut düzeni yürüten tümel akıl, yani kozmik bilinçtir...

Yaşadığınız şu dünya hayatı ise kozmik bilinçten ibaret olan gerçek benliğinizin rüyasından ibarettir...

Uykudan uyanarak, gerçek benliğine kavuşan için rüya sona erer...


***


Uyanamayanlar içinse rüya dünya-ahiret, cennet-cehennem adları altındaki özel rüyalar halinde devam eder...

Ta ki, bu rüyalarda her an biraz daha gerçeğe yaklaşanlar, nihayet uyanarak gerçek benliklerine kavuşurlar...

Ahmet Hulusi’nin Evrensel Sırlar kitabından...”

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız