İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Müfettiş Nagehan Silivri Cezaevi’ni teftiş etmeye gitti!

Müfettiş Nagehan Silivri Cezaevi’ni teftiş etmeye gitti!

12 Mayıs 2012 Cumartesi, 11:13

Mustafa Mutlu/Vatan

Adalet Bakanı Sadullah Ergin dün bazı köşe yazarlarına Silivri Cezaevi’ni gezdirmiş...

“Seçilen” gazeteciler içinde Ahmet Hakan, Aslı Aydıntaşbaş, Utku Çakırözer ve Ruşen Çakır gibi objektif durmaya çalışan gazeteciler de var ama...

Bazılarının neden oraya götürüldüğünü anlamak gerçekten zor...

Örneğin; Nagehan Alçı, Emre Aköz ve Ergun Babahan!

Bu isimleri listede görünce aklıma ilk gelen, “Bakan Bey dalga mı geçiyor?” sorusu oldu.

Neden mi?

Nedeni belli: Silivri’de hangi gazeteciler var?

Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, Soner Yalçın, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hikmet Çiçek, Deniz Yıldırım, Turan Özlü ve Müyesser Yıldız...

Bu üç arkadaş bugüne kadar bunların her biri hakkında aşağılayıcı onlarca yazı kaleme aldı!


***


Önce bu “sürpriz ziyaret”in gerekçesini anlatalım:

Adalet Bakanlığı, bir süre önce Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel’e altı kişilik bir gazeteci grubunu Silivri’deki gazetecileri ziyarete götürmek için izin vermek zorunda kalmış.

Can Ataklı, bu ziyarette yaşananları ve izlenimlerini üç gün boyunca sütununda anlattı. Nelere tanıklık etmediler ki?

Tek kişilik hücreler ıslak ve buz gibi...

Tuncay Özkan bir sabah uyandığında ayağa kalkınca neredeyse bileklerine kadar kanalizasyon suyuna batmış. Meğer klozetin içinde harç unutulmuş ve o da gideri tıkamış, gece taşmış.

Hücreler o kadar ıslakmış ki, her taraf yosun bağlamış.

Tutuklular ceplerinden para vererek sıva ve boya yaptırıyormuş.

Bir ara çay artığından toprak yapıp çiçek yetiştirmişler ama Tuncay bunu kitabında yazınca çay artığını biriktirmek de yasaklanmış.

Aşırı rutubet yüzünden neredeyse bütün tutuklular hastaymış.

Bazı tutukluların koridorlarda bile karşılaşmamaları için özel önlem alınıyormuş.

İçeride yazmalarını önlemek için daktilo bile verilmiyormuş.

Haftada 10 saat birlikte olma hakları kullandırılmıyormuş.

Spor yapma hakları kısıtlanıyormuş.


***


İşte; Silivri’ye ilk giden gruptaki arkadaşlarımız bu izlenimlerini yazınca Adalet Bakanı acilen ikinci bir “ekip” oluşturmuş.

Amaç, “cezaevinin fiziki şartlarını ve sağlık ünitelerini yerinde incelemek” olarak duyurulmuş...

İyi de “içeridekilerin fiziki şartları”, Ergun’un, Emre’nin, Nagehan’ın ne kadar umurunda olabilir ki?

Zaten“içerideki gazetecilere” göre, bunların hepsi “savcı...”

Hatta savcıdan da beter!

Çünkü savcılar hiç değilse infaz etmiyor; oysa dün ziyarete gidenlerin çoğunun tek yaptıkları “yargısız infaz...”

İnternetten araştırın, bu gazeteciler tutuklandığında neler yazıp söylemediler ki...

“Darbeci” de dediler, “postal yalayıcısı” da...

Haklarındaki bir takım “sözde belgeleri” ve iddiaları, yayın yasağı falan dinlemeyip köşelerine, programlarına taşıdılar.

Meslektaşlarımızın onurlarıyla oynadılar.

Çamur attılar, iz bırakmaya çalıştılar.

Özel hayatlarını deşifre ettiler.

Şimdi utanmadan kalkmışlar, onların tutuklu bulundukları ortamı “denetlemeye” gidiyorlar!

Eminim içlerinden, “Çok iyi koşullarda kalıyorlar, bunları bacaklarından asmalı” diyen zalimler bile çıkmıştır.

Göreceksiniz bugün çoğu “pırıl pırıl koğuşlar”dan ve “lüks otel olanakları”ndan söz eden yazılar döktürecekler...


***


Yanarım yanarım da bu ülkede gazeteciliğin Nagehan’a, Emre’ye, Ergun’a kalmasına yanarım!

Gerçek gazeteciler her türlü baskıya, tehdide rağmen sırf işlerini hakkıyla yapmaya çalıştıkları için içeride ayak bileklerine kadar bok içinde yaşayacak, bu arkadaşlar yalı dairelerindeki evlerinden çıkıp, onların “zavallı” hâlini görmeye gidecek... Olacak iş mi!

İçeridekilerin dün nasıl bir tepki verdiklerini henüz bilmiyorum; ama...

Ne yalan söyleyeyim onların yerinde ben olsaydım, çıldırırdım!


***


Sayın Adalet Bakanı:

Dün yaptığınız bir tür “psikolojik işkence”dir ve yasalarımıza göre suçtur.

Bilmem farkında mısınız?


*****


Günün Sorusu

Sorum Nagehan Alçı’ya:

Kendine hiç sordun mu: Adalet Bakanı dün seni neden oraya götürdü?


*****


Tüzmen mahalle kabadayısı mı?

Geçmişte Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanlığı yapan Kürşad Tüzmen, Ankara’dan İstanbul’a gitmek için Esenboğa Havaalanı’na gelmiş... Sonra uçağa geçmek için VIP otobüsüne binmiş.

Biraz sonra otobüse iki kişi daha gelmiş:

CHP İstanbul Milletvekilleri Ercan Cengiz ve Prof. Dr. Aydın Ayaydın.

Biliyorsunuz Ayaydın, 2007 yılında satış rekorları kıran “El Tüzmen” isimli bir kitap yazdı. Bu kitapta Tüzmen’in bakanlığı döneminde Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndaki birçok usulsüzlük iddiasını belgeleriyle yayınladı.

Ve Tüzmen; bu kitap hakkında dava bile açamadı.

Ayaydın ile Cengiz otobüste yan yana oturup sohbet etmeye başlamışlar ki Tüzmen ok gibi fırlayıp, üzerlerine atılmış.

Bir yandan da, “Ulan şerefsiz, benim siyaset hayatımı sen bitirdin” diye bağırarak küfür ediyormuş...

Ayaydın ilk şaşkınlığı atlattıktan sonra Tüzmen’i göğsünden itip karşısındaki koltuğa atmış. Sonra da yumruklaşmaya başlamışlar.

Şoför otobüsü hemen durdurup çevreden yardım istemiş. Tüzmen, “Erkeksen in aşağıya” diye bağırınca, Aydın Hoca “Erkeğim tabii, asıl sen erkeksen gelirsin arkamdan” diyerek hemen zemine atlamış ama... Tüzmen inmemiş!

Bu arada şoför de gaza basıp, Tüzmen’i uçağa kaçırmış. Sonra da olay uçakta sürmesin diye, Ayaydın’ı ve Cengiz’i bir sonraki uçağa kadar bekletmişler.


***


Kürşad Tüzmen hâlâ arkasındaki iktidar gücüne güveniyor olabilir...

Ama siyasetçi yumruk atmaz, medeni insan gibi tartışır.

Aksi halde kendisini bitirir...

Hoş; Kürşad Tüzmen zaten yıllar önce bitti ama...

Ben yine de hatırlatayım!

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız