Sık sık tutuklamalar, insanların suçunun ne olduğunu bilemeden dört duvar arasına kaygılı bekleyişleri, bayağı canımı sıkıyor. Allah sizi inandırsın, hakikaten “mazlum” un yanında oldum. “Mazlum”un kelime anlamı “zulüm gören”dir. “Zâlim” kelimesi de aynı kökten: “Zulmeden”... Ancak “mazlum” un Türkçede kazandığı bir anlamı daha var: “Masumiyet”. Bir hukuk devletinde “masum-zulüm” yan yana düşünülebilir mi?!
İki kitabı peş peşe okudum... Soner Yalçın’ın Samizdat’ı ile, doğrudan S. Yalçın’ın “faaliyetleri” ni anlatan Erkan Acar’ın Karanlık Oda’sını... Karanlık oda, S. Yalçın’ın sahibi olduğu Odatv sitesine göndermedir.
Geçen gün Ülke TV’de, Ersoy Dede’nin programında, saydığımız bir şahsiyet, bana sitem etmiş, Soner Yalçın’ı savunuyormuşum. Savunmam için, gittiği yoldan gitmem, fikirlerini takip etmem, yazdıklarına inanmam lâzım. Hâlbuki, Hürriyet’te yazdıklarının dışında, ne Odatv’deki yazılarını, ne de Samizdat dışındaki kitaplarını okudum. (Şimdi bu kitapları tartışmayacağım.) Aynı şekilde “örgüt başı” gösterilen Yalçın Küçük’ü de okumadım. (Y. Küçük’ün ciddiye alınacak bir tarafı yok!)
Hak yerini bulsun, insanlar akıl durduran isnatlara uğratılmasınlar, deliller ortaya konsun, ciddî iddianameler yazılsın ve kimse bu iddianameler karşısında söyleyecek söz bulamasın... Dediğim budur. Bir gazeteci olarak “körü körüne” ne savunuyorum, ne de karşı çıkıyorum. Samizdat’ta, birçok “Ergenekon” tutuklusunun davası inceleniyor ve açıkça savunuluyor. (Hele Müyesser Yıldız’ın tutuklu kalması trajikomik bir durum.) Bekliyorum, kitapta yazılanlar yanlıştır, deliller şudur, ispatı şudur, desinler.
Erkan Acar, Zaman gazetesinin haber koordinatörü... Az görüşsek de sevdiğim bir kardeşimdir. Karanlık Oda’da “Ergenekon sanıkları”nın iddianamede yer alan suç isnatlarını sıralamış... Onunki bir gazetecilik, iddiaların doğruluğuna mahkemeler karar verecektir. Zaten o da hüküm vermiyor, işi mahkemelere bırakıyor.
Tek söylediğim insanlar zulüm görmesin... Kim olursa olsun.
2003 yılından beri bu gazetede darbelere karşı çok ağır yazılar yazdım. Hatta, “Balyoz”, “Ergenekon”, ay ışığı, gün ışığı, her ne ise birtakım söylentiler yokken, darbe teşebbüsünde, Recep T. Erdoğan’ın yanındayım, dedim ve tavrımı peşin peşin ortaya koydum.
Şimdi, ilgili ilgisiz o kadar çok insan tutuklandı/tutuklanıyor ki... Artık R. T. Erdoğan bile, bir yerde durun, diyor. (Böyle bir konuşma da şüphe uyandırıcı... “Size bu kadarını yapmayın dedik” gibi bir şey!)
***
Suçun tarifini yapın ve o tarifin içine girenleri, aman kaçmasınlar, aman delilleri karartmasınlar, diye atın içeri. İnanın bütün davalarda, gerçekten suç varsa, bu tarifin içine girecekler iki elin parmaklarının sayısını geçmez!
Muhterem Recep T. Erdoğan! Çok seversiniz şu sözü:
Zulümle âbâd olunmaz!
|